Kim kimin taraftarı?

Kimilerine göre Rusya''nın son hamlesi 3. Dünya Savaşı''nın başlangıcı. Ukrayna''da yaşananların dünyayı getirdiği yer burası.

Savaş çıkar mı?

Şimdilik "elbette çıkar" diyemiyoruz. Lakin savaşın kıyısında, hatta biraz da sınırları içinde dolaşıldığı ortada. Ani bir çatışma büyüyerek savaşa dönüşebilir.

Ruslar gayet akıllı hareket ediyor. Bunun için de başarılı bir dış politika yürütüyor. Bizimkiler gibi değil. Neyi neden ve ne zaman yapacaklarını gayet iyi planlıyorlar.

Dikkat edin, Ukrayna meselesi çıktığından bu tarafa Rusya çok nitelikli adımlar attı. Donbask bölgesinde önceden var olan Rus nüfusu hemen harekete geçirdi.

Sokağa çıktılar. Rusya yanlısı gösteri yaptılar. Özerklik istediler.

Bu durum Minsk toplantısında önemli kararlar alınmasına sebep oldu.

Rusya Çarlık politikalarını sürdürmekte kararlı. Anında Kırım''ı işgal etti. Orada da önemli miktarda Rus nüfus var.

İşte tam bu noktada RUS NÜFUS olgusuna dikkatinizi çekerim.

Rusya, hâkimiyet sahasında kendisini başarıya götüren politik gücünü soydaşı Rus nüfustan alıyor.

Türkiye''de Suriyeli nüfusa itiraz ettiğimizde bizi suçlayanlar acaba neyin ne anlama geldiğini şimdi anlayabildi mi?

Dindaşlık, kardeşlik değil asıl olan. Soydaşlık. Yoksa Ruslarla Ukraynalılar da aynı dinden. Hatta aynı soydan, ama toplumsal kimlik farklı. Siyasal aidiyet farklı.

Ne yaptı Rusya?

Tartışmalı olan coğrafyada yapmaması gerekeni yaptı. Kendi varlık alanı içinde gördüğü Donetsk ve Luhansk bölgelerinin özerkliğini tanıdı ve oradan gelecek "asker isteriz" çağrılarına kapı araladı. Son gelen haberlere göre de girdi.

Bir benzerini Gürcistan''da yapmıştı. Abhazya ve Osetya''nın özerkliğini tanımıştı. NATO''nun Gürcistan''a nüfuz etmesini bu hamle ile önlemişti.

Bu kararıyla Rusya, AB, ABD ve dolayısı ile NATO''nun hoşlanmayacağı kavgayı tetikleyebilecek en sert hamleyi yapmış oldu. Öncesinde Çin ile ikili anlaşma imzaladı. Arkayı sağlama aldıktan sonra, sıra yeni hamleye gelmiş oldu.

Rusya''nın ileri harekâtı karşısında AB ve ABD''nin tepkileri önceden bildiğimiz şeyler. Ambargo uygulayacaklarmış. Ambargonun zararları olabilir. Lakin Rusya, geçmişte karşılaştığı ambargolardan hareketle, birçok eksiğini tamamladı.

Mesela tarımda kendine yetecek ve hatta Türkiye''ye tahıl satacak hale geldi.

Gelelim Türkiye''ye.

Çevresinde bunlar olurken Türkiye, ekonomide en kötü dönemini yaşıyor. 2018''e kadar ileri doğru giderken, başkanlık sistemiyle önce duraklamaya sonra da geriye doğru savruluyor.

Dış politikada da durumu farklı değil. Türkiye çok kötü yönetiliyor. Ve Türkiye''nin bir önemli açmazı da kendi içinde birlik olmaması. Devlet politikasına karşı ülkemizde büyük güçlerin taraftarları var. Bunların her biri sade insanlardan meydana gelmiyor. Her biri kendi içinde güç odağı şeklinde varlık gösteriyor.

AB yanlıları var.

ABD yanlıları var.

Rusya ve Çin yanlıları var.

Bir de tam bağımsızlıkçı olanlar var.

Türkiye''nin siyasi manzarası bu.

Şu sıralar Rus ve Çin yanlıları sevinçten göbek atıyor demek mümkün.

"Bak gördünüz mü ABD ve NATO''yu Ruslar nasıl ters yüz etti. Rusya''nın etrafını çeviremeyecekler. İşte zafer bu.." diyen bu kesime göre, NATO büyük düşman, Avrasyacılık en büyük dost.

Bu güç odaklarının ne kimseden korkusu ne de gizlisi saklısı var. "O mandayı bırak benimkine gel" diye avazı çıktığı kadar bağırıyor. İşin ilginç yanı böyle bağıranlar iktidarın arkasında mevzilenmiş durumda. İktidar ise zorda. Bir savaş çıkması halinde Türkiye''nin ekonomisi çökme noktasına gelebilir. Çünkü Rusya''dan gelecek turizm gelirleri iktidarın en önemli kaynak beklentisi içinde yer alıyor.

Millî bağımsızlıkçılar ise Türkiye''nin içinde bulunduğu durum karşısında üzüntülü. Niçin, "büyük güçler karşısında nitelikli hamle yapacak bir siyaset üretemiyoruz" diye.

Sonuç olarak, Ukrayna meselesinde, Rusya-Çin yanlıları sevinçli, AB-ABD taraftarları üzüntülü, tam bağımsızlıkçı milliyetçiler Türkiye için kaygılı.

Vatandaş ise, çoğundan habersiz ekmek aş derdinde.

Yazarın Diğer Yazıları