Eğer Türk Milletinin nesi var nesi yok hepsini çöp yığını haline getirmekle görevli değilseler, bütün bu olup bitenleri iktidar ve ortakları bize izah etmelidirler.
-Hastanelerde yenidoğan bebekler neden ve niçin öldürülüyor?
-Türkiye neden ve nasıl katiller, suçlular ülkesi haline getirildi?
-Sokaklarda elinde silah yüzlerce çete, bunca polise, jandarmaya rağmen nasıl dolaşıyor?
-Uyuşturucu kullanım yaşı ilkokul seviyesine indi. İnerken tüm iktidar sahipleri neredeydi?
-Uyuşturucu baronlarının pek çoğu Türkiye’yi neden kendileri için güvenli alan görüyor?
-Döven, vuran kıran, başkasına zarar veren kısaca suç işleyenler, yakalandıklarında nasıl olup da elini kolunu sallaya sallaya sokağa geri dönebiliyor?
Bütün bu ve benzeri onlarca, yüzlerce olaya, gelişmeye, oluşuma, televizyonlarda, gazetelerde yayınlanan ve herkesin gözünün içine içine sokulan binlerce habere, yoruma rağmen siyasal iktidar ve ortakları sahiden toplumu çökertmek, millî kültürü yozlaştırmak ve Türk Milletini tarihten silmek istemiyorsa neden sessiz kalıyor?
Evet, söyleyin!
Neden?
İşte bütün bu olup bitenler toplumsal vücudun kırık yerleri. Kırıklara bakıldığında toplum çürüyor.
Tarım, sanayi, ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk kısaca bütün kurumlarda, dökülme geriye gidiş yaşanıyor. Soruyoruz: İstatistikleri görmüyor musunuz? İstatistiklerde, tüm bu alanlarda dünya ortalamasının gerisine düştük.
Biz ne yaptık, ne yapıyoruz, diye kendinize sormuyor musunuz?
Dini yozlaştırdınız.
Ahlakı yozlaştırdınız.
Milliyetçiliği yozlaştırdınız.
Sayenizde din, vicdan oluşturamaz oldu. Allah korkusu, yerini doymak bilmeyen paraya hırsına bıraktı.
Zeytinliklerimizi yok ettiniz.
Ormanları kes biç dağıtınız.
Milletin parasını (hazineyi), geçilmeyen köprüye, uçulmayan havaalanlarına; bir değil, beş değil, on değil, çeyrek asır akara bağlayıp dolar bazında ödeme sistemi kurdunuz. Yeryüzünde hiçbir devletin böyle bir hizmet biçimi, bize benzer yap-işlet devret modeli yok. Bir tek bizde var.
Bu nasıl iş?
Diğer taraftan etkisiz, pasif, edilgen bir milliyetçilik ortamı yarattınız. Düşünsenize milliyetçi olduğunu söyleyene iktidar ortakları ‘Mavi Vatan’da verilen tavizlere sesini çıkarmıyor.
İşgal edilen adaları hiç hatırlamıyor.
Suriye politikasının yanlışlığını, daha dün, Almanya’ya verilen dış göç tavizinin millî felaket getireceğini görmüyor.
İktidara ortak olan milliyetçi siyaset, adeta dilini yuttu.
Millet, her gün tarımdan, sağlıktan, işsizlikten, alım gücünden, geçinememekten yakınıyor, feryadı göklere çıktı, lakin milleti savunacak iktidar ortakları hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıyor.
Böyle milliyetçilik, böyle dindarlık, böyle millî kültür, böyle millî ahlak olur mu?
Ülke batıyor efendiler, ülke.
Devlet çökertiliyor, devlet.
Siz neyin derdindesiniz, diye sormayacak mıyız?
Toplumsal/millî değerlerin anasını ağlattılar.
Daha dün, devr-i iktidarınızda masumiyeti katlettiler. Bebekleri kasıtlı olarak hastanelerde tutup, yoğun bakım ünitelerinde bilinçli ve yanlış ilaç vererek uyutup, sırf para için öldürdüler.
Buna masumiyetin katli denir.
Vahşi hayatın avcı hayvanları bile avının yeni doğan yavrularına saldırmıyor. Bir aslan, bebek geyiği öldürüp yemiyor.
Sadece bu olay bile tek başına yarattığınız Türkiye gerçeğinin özetini vermeye yetiyor.
Bu olayda dinî vicdan var mı?
Yok!
Ahlak var mı?
O da yok.
Peki, insanlık var mı?
Kesinlikle yok.
Vatanseverlik var mı?
Yok.
Millet, ülke, toplum bilinci?
Yurt ve yurttaş olma, ortak vatan, aynı toplumun üyeleri olma farkındalığına bağlı olarak millet sevgisi, millî bağlılık anlayışı var mı?
Hayır, yok.
Görüyorsunuz ki dinî ve millî her şey buhar olmuş, insanların davranışlarına yansımıyor. Kısaca değerler sistemi çökmüş.
Öyle ise?
Öyle ise toplumsal çöküş “Ben buradayım” diyerek alarm veriyor.
Peki, bu durumda yaşanan krizi kim önleyecek?
İktidar.
Önleme çabası var mı?
Hayır, şimdilik böyle bir çaba görülmüyor.
Peki muhalefet?
Onun gelişmelere karşı bir çözüm önerisi, salt eleştirinin ötesinde işe yarayacak bir çözüm projesi var mı?
Maalesef o da yok.
Öyle ise, kolay gelsin ey Türk Milleti. İşin gücün rast gitsin. Evlatların şekilde görüldüğü gibi...
------------
NOT: Sağlık sorunum nedeniyle bir süre izin rica ediyorum. Daha sonra görüşmek üzere...
