Turpun Değil Tüpün Büyüğüne bak...
Siyasetin gündemine oturan turp’un büyüğü söylemi, hatta yeterince karşılık olmadı. Halk tüpün büyüğü ile ilgileniyor ile ilgileniyor. Bugün bir mutfak tüpü 1010 TL olmuş durumda, ve bu rakamı %20’si ÖTV ve KDV’den oluşuyor…
Bu bağlamda mutfak tüpünün nasıl bir özel tüketime girdiği
2025 yılına girerken birçok vatandaş umutla zamlı maaşlarını bekliyordu. Hükümetin yılbaşında yaptığı açıklamalarla asgari ücret ve emekli aylıklarına yapılan artışlar duyuruldu. Ancak aradan sadece birkaç ay geçmesine rağmen, bu artışların büyük kısmı hayat pahalılığı karşısında eriyip gitti. Enflasyonun yüksek seyretmesi, temel ihtiyaç maddelerine gelen zamlar ve döviz kurlarındaki artış, özellikle dar gelirli kesimi derinden etkiledi.
Yılın ilk çeyreği itibarıyla enflasyon resmi rakamlara göre yüzde 20’lere yaklaşırken, çarşı pazarda hissedilen enflasyon çok daha yüksek. Gıda, kira, ulaşım ve enerji gibi temel kalemlerdeki fiyat artışları, emekli ve asgari ücretli vatandaşların alım gücünü hızla düşürdü. Ocak ayında yapılan zamlarla bir nebze rahatlayan dar gelirli kesim, Nisan ayına geldiğimizde yine geçim sıkıntısı içinde yaşam mücadelesi veriyor.
Asgari ücret 2025 yılı başında net 17.002 TL olarak belirlenmişti. İlk etapta bu rakamın, artan enflasyon karşısında kısa sürede yetersiz kalacağı yönünde eleştiriler yapılmıştı. Nitekim birkaç ay içerisinde temel ihtiyaç kalemlerine gelen zamlar bu eleştirileri haklı çıkardı. Örneğin market fiyatları her geçen gün artarken, kira fiyatları da birçok şehirde kontrolden çıkmış durumda. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde ortalama kira bedeli 15-20 bin TL’ye kadar ulaştı. Bu durumda bir asgari ücretlinin kazancı sadece barınma giderine bile yetmez hale geldi.
Emekliler cephesinde durum daha da vahim. En düşük emekli maaşı 10.000 TL olarak belirlenmişti. Ancak bu rakam, bırakın bir ailenin geçimini sağlamayı, tek bir bireyin bile temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Emeklilerin büyük kısmı ek iş yapmak zorunda kalıyor ya da çocuklarına muhtaç bir şekilde yaşamını sürdürüyor. Özellikle tek başına yaşayan, kirada oturan emekliler için mevcut maaşla geçinmek neredeyse imkânsız hale geldi.
Alım gücünün bu kadar hızlı erimesi, aynı zamanda toplumsal huzuru da olumsuz etkiliyor. İnsanlar gelecekten umutsuz, ekonomik koşullardan dolayı kaygılı. Her ay gelen zamlar, vatandaşın psikolojisini de yıpratıyor. Emekliler ve asgari ücretliler arasında borçlanma oranı da giderek artıyor. Kredi kartları ve bireysel kredilerle ay sonunu getirmeye çalışan milyonlarca insan var.
Öte yandan, ara zam beklentisi toplumun geniş kesimleri tarafından dile getiriliyor. Özellikle Temmuz ayında, asgari ücrete ve emekli maaşlarına bir ara zam yapılması beklentisi oldukça yüksek. Hükümet cephesi ise şimdilik temkinli açıklamalar yapıyor. Ekonomik dengeleri bozmamak ve enflasyonu daha da körüklememek adına dikkatli adımlar atılacağı vurgulanıyor. Ancak vatandaşın günlük yaşamında yaşadığı sıkıntılar, bu tür teknik açıklamaların ötesinde, acil çözümler bekliyor.
Ekonomistler, alım gücündeki düşüşün sadece dar gelirli kesimi değil, genel ekonomiyi de olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyor. Çünkü düşük alım gücü, iç talebi zayıflatıyor. Bu da üretimin azalmasına, dolayısıyla işsizliğin artmasına neden olabiliyor. Bu kısır döngü, ekonomik büyümeyi de sekteye uğratıyor.
Sonuç olarak, 2025 yılının ilk aylarında yapılan maaş artışları, yüksek enflasyon ve kontrolsüz fiyat artışları nedeniyle kısa sürede etkisini kaybetti. Emekliler ve asgari ücretliler, yine geçim derdiyle boğuşuyor. Ara zam beklentisi, bu kesimler için bir umut ışığı olabilir. Ancak kalıcı çözüm için enflasyonla etkin mücadele, fiyat istikrarı ve gelirlerin düzenli şekilde güncellenmesi gerekiyor. Aksi halde her yıl aynı sorunlar tekrar edecek ve dar gelirli vatandaşlar yaşam mücadelesini daha da zor şartlarda sürdürmek zorunda..
Faizle Gelen Duraklama Kaçınılmaz Çöküşün Ertelenmesi mi?
Açık büyüyor, mali disiplin zorlaşıyor…
Turpun Değil Tüpün Büyüğüne bak...
Neye seviniyorsunuz
Gençlerin geleceği emeklinin parmağında
Bu film değil sadece fragman…
Bütçe açığı alarm veriyor
BÜTÇENİN ASIL YÜKÜ
TÜİK İllüzyonu…
Hata değil doğruyu bulalım…









