Trump, küreselleşen ekonomiye “dur” dedi
ABD, kendisine ihracat yapan ülkelerle arasında aleyhine bir ticaret açığı var ise Başkan Trump’ın kararı ile önemli oranlarda arttırılan gümrük vergisini zorunlu kıldı. Örneğin, Çin’i yüzde 104, Avrupa Birliğini ise yüzde 20 oranında yeni bir tarife bekliyor. Bu kararın elbette uzun uzun tartışılacak sonuçları olacak. Hemen akla gelenler; ABD’de mal satmanın güçleşmesi, pazar kaybı ve pazarın el değiştirmesi olabilir. Ancak konu bunlarla sınırlı kalmayacak.
20. yüzyıldan beri dünyaya yeniden şekil veren küreselleşme; neredeyse ülkelerin sınırlarını delik deşik etti. Herhangi bir ülkenin herhangi bir caddesinde çekilen fotoğraflar; tanıdık bildik markalarla dolu. Sermaye ve işgücü hareketliliği, baş döndürücü bir noktaya doğru ilerliyor. Yeni gelen gümrük vergilerinin küreselleşmenin hızını keseceği hatta ters yöne çevireceğini değerlendirilebilir. Beraberinde global ekonominin bir sonucu olan uluslararası birliklerin zayıflayacağını da öngörebiliriz. Örneğin İngiltere’nin ardından İtalya’nın da Avrupa Birliğinden çıkışı gündeme gelebilir.
Yine konulan vergiler ister istemez karşı vergileri ya da benzer misillemeleri doğuracaktır. Bu da ihracat ağırlıklı ekonomilerin kendi sınırları içindeki pazarlarla yetinmek zorunda kalmasına neden olacaktır. Coğrafi olarak Avrupa’nın yanında Güney Asya bölgesi öncelikli olarak etkilenecek. Çin, Japonya, Vietnam, Güney Kore, Japonya, Tayland ve Hindistan gibi ülkelerde ağır krizler tetiklenebilecek. Söz konusu ülkeler yabancı sermaye akımına uğramış ve üs haline gelmişlerdi. Bu ülkelerde üretilen mallar yurt dışına satılıyor, düşük maliyetler ise yurt dışı pazarları ele geçirmede avantaj olarak kullanıyorlardı. Rüzgar tersine dönünce, sermayenin de yön değiştireceğini kestirmek güç değil. Evli evine, köylü köyüne gibi.
Küresel sermayeye yakından baktığımızda bu sermayenin menşeinin de ABD olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla Trump bu hamlesi ile en başta küreselleşen ABD firmalarına, ABD pazarlarında rekabeti güçleştirdi desek hatalı olmayacaktır. Diğer yandan ABD'nin İngiltere ile ticaret açığı bulunmamasına karşın İngiltere'ye yüzde 10 gümrük vergisi uygulanması ABD’nin kararlığını ve küreselleşme tarafına net bir mesaj olarak görülebilir.
Siyaset, ekonominin kurallarını değiştirdi. Değişen ekonomi de önce sosyolojiyi ardından da siyaseti etkileyecek. Ekonomik alanda yaşanan savaş, askeri alana taşınır mı soru işareti ancak başta Çin olmak üzere etkilenen ülkelerin yeni pazarlar bulması zaman alıcı ve sancılı bir süreç olacak. Diğer yandan ülkelerin ekonomilerini dışardan alacakları mallara güvenerek sürdürmeleri olanaklı olmayacaktır. Kendi pazarlarını boş bırakamayacakları için yerli üretime ve yerli işgücüne gereksinim artacaktır. Bu kapsamda Türkiye için ihracat kalemlerine teşvik ve hibe programları ile verilen desteklerin arttırılması, turizm ve imalat sektörünün ön planda tutulması yerinde olacaktır.
Diğer tarafta işgücünün genç ve nitelikli kalması, ekonomi dinamiğinde vazgeçilmez olmaya devam edecektir. Bir ülkenin gücünü ölçmede göz önünde bulundurulan kriterlerden biri nüfusudur. Nüfusu az olan ülkelerin dünya dengelerinde rol almaları sık gözlemlenen bir durum değildir. Öte yanda ise yaşlanan nüfusların; toplumlar için gelecek kaygısı barındırdığı açıktır. Bu nedenle devletler nüfusun gücünden yararlanmak için belli bir düzeyde doğum oranı hedeflerler. Hedefe ulaşmak için de ekonomik ve sosyal destekler planlar. Bu bağlamda 30 Mart 2025 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan doğum yardımı ile ilgili düzenleme önemli ve yerinde.
2025 yılı ve sonrası doğumlu çocuklar için önemli destek
Doğum yardımı, 15/5/2015 tarihinde yürürlüğe giren yasa ile canlı doğan birinci çocuk için 300 TL, ikinci çocuk için 400 TL, üçüncü ve sonraki çocukları için 600 TL olarak yapılıyordu. 30/03/2025 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenleme ile doğum yardımı tutarları arttırıldı ve yararlanma usulünde değişikliğe gidildi. Doğum yardımı herhangi bir muhtaçlık şartı aranmaksızın Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan yapılacaktır. Yapılan düzenlemenin yerinde olduğunu söylemek gerek. Yeni düzenlemeye göre:
- Türk vatandaşı olmak,
- 1/1/2025 ve sonrasında canlı doğan çocuğu bulunmak,
- Doğum yardımı için başvuru yapmak,
- Türkiye’de ikamet etmek koşulları aranacaktır.
Koşulları sağlayanlara ne kadar doğum yardımı yapılacak?
- İlk çocuk için tek sefere mahsus olmak üzere 5.000 TL,
- İkinci çocuk için başvurunun yapıldığı aydan başlamak üzere 5 yaşını tamamlayana kadar aylık 1.500 TL, (doğumla beraber başvuru yapıldığında 60 aya kadar)
- Üçüncü ve sonraki çocuklar için başvurunun yapıldığı aydan başlamak üzere 5 yaşını tamamlayana kadar aylık 5.000 TL, (doğumla beraber başvuru yapıldığında 60 aya kadar)
Tutarında doğum yardımı yapılacaktır.
Yapılan düzenleme ile her ne kadar önceki halinin oldukça üstünde bir iyileştirme yapılmış olması çok olumlu değerlendirilse de; ilk çocuk için de 60 aylık destek verilmesi ve ikinci çocuk için verilen desteğin bir kat daha yükseltilmesi düşünülebilirdi. Bunun yanı sıra 2025 yılı öncesi doğan çocuklar için yapılan yardımda da kısmi bir iyileştirme sağlanması ve kapsama alınmaları; hayıflanmaları ve yakınmaları engelleyerek memnuniyeti arttıracaktır.
Sorularınız için e-posta adresi: hkaganoyken@gmail.com
Trump, küreselleşen ekonomiye “dur” dedi
Yabancı uyruklular, Türkiye’den emekli olabilir mi?
Evden mi işyerinden mi çalışalım?
Kimler emlak vergisi ödemeyecek? 5 soru 5 yanıt
Çalışma hayatında psikolojik tacize uğrayanlar ne yapacak?
Her çalışan emeklinin aylığı kesilir mi?
Doktorların emekliliği sil baştan
SGK, Kamu işçilerinin aylık hesabını eksik yapıyor
Var mı pulun, herkes kulun
Sessizce Büyüyen Tehlike









