DEM tarafının işi de zor!
Bir taraftan Cumhur Başkanlığı makamında Erdoğan ile görüşülüyor, diğer taraftan Cuma gün için Adalet Bakanı partiye randevu veriyor. O arada hiç olmadığı kadar çok “Sayın” ifadesi kullanılıyor.
Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk bu görüşmeleri yürütürken elde edilecek olan kazanımlardan çok da bahsetmiyor ama DEM Parti grup toplantısında konuşan Tülay Hatimoğulları “Çok daha iç karartıcı bir tablo ile karşı karşıyayız” diyor.
Eğer bu bir iş bölümü ise şu şekilde bir paylaşım olmuş denebilir, DEM Parti adına söz söyleyenlerin, kendi partililerine karşı olan tavırları ile genel kamuoyuna verecekleri mesajları dile getirecek olan isimler ve mesajlar son derece farklı olmalı ve Süreçle ilgili olarak yapılan görüşmelerde talepler dile getirilmemeli ama Parti içerisinde bu talepler üzerinden siyaset yapmaya devam edilmeli.
Farkındayım biraz tuhaf, çünkü her ikisi de kamuoyu önünde cereyan ediyor. Ama ilk günden beri hiçbir şart öne sürmeyeceklerini de biraz tuhaf bulanlardan birisiyim.
Daha birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde verilen fotoğraf, ardından da bir heyetle yapılacak olan Öcalan ziyareti için Adalet Bakanından alınan randevuya rağmen DEM Grup toplantısı çok da mutlu değilmiş izlenimi verdi kamuoyuna.
O zaman da o hiçbir şarta bağlı olmayan sürecin şartları mı var yoksa diye sormak gerekiyor sanırım. Ya da, bu şartlardan sadece Tülay Hatimoğulları haberdar.
Lakin ülkenin içinde bulunduğu durumu analiz ederken, Ortadoğu’nun da artık bizim iç meselemiz haline geldiği gerçeğini atlamamak lazım sanırım. Hatimoğulları partisi tarafından epeydir pek de dillendirilmeyen konuları hatırlamış olacak ki grup toplantısında demokratikleşme vurgusu yaptı. İktidarı eleştirdi. İmamoğlu konusunu, kent uzlaşısı üzerinden bir miktar da olsa gündeme taşıdı.
Oysa daha düne kadar, bu konuda bir birliktelik görüntüsü vermekten dahi endişeli görünüyorlardı. Bu görüntünün parti olarak, genel kamuoyunda güvenilirliklerine zarar verdiği ise kesindi. Yani eğer şu an hiçbir şey istemeden silah bırakarak barış sağlanacak ise bunun neden şimdi yapıldığını anlatmak mümkün olmadığına göre destek noktasının da değişmiş olması gibi bir durumun partililerine izahı imkansız olurdu.
Aslında bu kadar karışık yazdığıma bakmayın işin özeti şudur ki, DEM hem kendi taleplerini yerine getirebilmek için hükümetle görüşmekte hem de daha önce daha yakın durduğu muhalefet unsurlarını da küstürmemek için denge sağlamaya çalışmaktadır.
Bunu aslında konuya biraz ilgisi olan herkes görüyor ama nedense çoğunluk ders aldığı tarihin hilafına aynı şeyleri aynı saatler içinde duraksamadan yalanlayabiliyor.
Geldiğimiz noktada çok eleştirdiğimiz o dündür bugün gündür, sözü bile son derece masum kalıyor. Muhtemelen, zaman aralıklarına sıkıştırılmış farklılıklar için teknoloji fazla ilerledi. O yüzden bugün DEM partinin kullandığı yöntem ile birden fazla söz söyleme yetkisi olan isimlerle zamandan bağımsız farklı şeyler söylemeyi yeterli görüyorlar
Hiç karşılıksız şekilde silahların susması konusundaki endişelerin kaynağı da zaten bu durum. Yani o hiç karşılık ve şart belirtilmemiş olan çözüm ya en sonunda bir şarta bağlanırsa endişesi. Elbette bu genel kamuoyunun endişesi, DEM tarafı ise ya bu gerçekse ya hiçbir şart öne sürülmedi ise ya o mitinglerde açtığımız ve çok az kişinin itiraz ettiği bayrağı TBMM de bile açtıktan sonra bir daha açamazsak diye endişe ediyor olabilir.
Dikkat edilirse o bayrak mecliste dahi açıldı ve orada da aslında çok sert eleştiriler olmadı. Zaten ondan önce paçavra şeklinde nitelendirmeler olmasa belki meclisteki o diğer gösteriye bile gerek kalmadan normalleşecekti.
O sebeple ben DEM grubundan farklı olarak sürecin çok da endişelenecek bir kesintiye uğramayacağını düşünüyorum. Hatta onların acelesi olsa da çok da hızlı ilerlediği fikrindeyim. Hoş zaten bizim fikir ve endişe gibi bir mesuliyetimiz de hakkımız da tok orası da ayrı konu.
Ama Hatinoğulları’nın gruptaki konuşmasını dinleyince, insan demek ki bu işlerin çoktan bitmiş olmasını bekliyorlarmış diye düşünüyor. Açıkçası hiçbir ön şartı olmayan tarafın bu kadar acele ile söylenenleri yapmak istemesi elbette çok önemli bir kazanım. Değil mi?..
Mahalle kavgası
DEM tarafının işi de zor!
İsmet Abi formülü !
Kıbrıs'ta ne oldu şimdi!
CHP ve Toplumsal muhalefet
Yeni tanıklar mı olacak?
CHP’nin rakibi CHP
“Milli güvenlik meselesi”
FİM GİBİ!
Mektup süreçleri









