Mektup süreçleri

Abdullah Öcalan’dan mektup üstüne mektup, açıklama üstüne açıklama geliyor. Şimdi de kendisinin Ezidiler’e yazdığı bir mektup gündem oldu. Öcalan İmralı’dan yazdığı mektuplarla bölgenin barışını tesis edecek bir özgürlük kahramanı gibi davranıyor.

Daha çok kısa süre öncesine kadar kendisinden terörist başı diye bahsetmeyenlerin bile devletimiz tarafından uyarıldığı Öcalan yeni Ortadoğu için arabulucu rolüne kendisini epey kaptırmış gibi. Ezidilere yazdığı mektupta da bu dilin ağırlığını görmek son derece mümkün.

Hatta öyle ki bu mektupta adı süreç olmayan sürecin Ezidilerin rönesansı olduğundan bahsediyor terörist başı, bebek katili Öcalan.

Mektubun orijinal metninin sonundan bir alıntı aşağıda yer alıyor

Demokratik toplum perspektifi temelinde, halkların eşit ve özgür yaşadığı bir gelecek inşa edilebilir. Êzidîler, özgür ve ortak yaşama dayalı demokratikleşme mücadelesinde ve demokratik toplum inşasında aktif bir güç olmalıdır. Êzidî halkımızın özgürlüğünü tanımayan, onu yok sayan hiçbir yaklaşım meşru değildir. Êzidî halkımız, bulunduğu her alanda örgütlenerek geleceğini güvence altına almalıdır. Demokratik, özgür ve eşit bir yaşam için mücadele etmek tüm halklarımızın ortak sorumluluğudur.

Bu vesileyle, Êzidî halkımızın mücadelesini selamlıyorum. Her koşulda özgürlük taleplerini desteklediğimi ifade etmek isterim. Êzidîlerin özgürlüğü Ortadoğu halklarının özgürlüğüyle iç içedir. Bu anlamda, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı 73. Êzidî fermanına da bir cevaptır. Başlattığımız süreç en fazla da Êzidî halkımızın varlık ve özgürlüğünü sağlayacaktır. Bu çağrı bir Rönesans’tır ve en çok da Êzidî halkımızın Rönesans’ı olacaktır. Bu süreç, ortak duygu ve mücadeleyle başarıya ulaşacaktır. Tekrar sonsuz selamlarımı gönderiyorum.

Öcalan’ın bahsettiği 73. Ferman ise 2014 yılında Ezidilerin İŞİD denen canilerce katledilmesine ilişkin bir ferman. Buradan yola çıkarak adı süreç olamayan süreç ile birlikte İŞİD e nasıl bir cevap verilmiş olduğunu da aslında anlamak kendi adıma benim için kolay değil.

Sürecin sonunda gerçekten şartsız bir barış söz konusu olacaksa her zaman söylediğim gibi buna itiraz etmeyecek ve destek olacak olan çok ciddi bir kalabalık olacaktır ama ne yazılanlar, ne söylenenler bize çok da şartsız bir süreç işlemeyeceğine dair ip uçları veriyor.

2014 yılında IŞID tarafından düzenlenen o katliamların karşılığı neden bugün yaşananlar oluyor, bizim bilmediğimiz ve anlamadığımız ne olabilir burada, İran ve İsrail arasından hep var olan ve asla savaşa dönüşmeyen neredeyse 80 yıllık gerilimin savaşa bu kadar yaklaşmış olmasının bu gün Ortadoğu da ve Türkiye’de yaşananlarla bir ilgisi olabilir m?

Türkiye bunca yıl sonra daha önce bir kez denediği ve ağzını yakan bir süreci neden bu kadar iştahla ve üflemeden tekrar masaya koyuyor. Bu sadece bir anayasa hevesi olarak tanımlanamaz diye düşünüyorum.

Ezidileri de konuya dahil ederek mesuliyeti tamamen İŞİD ve diğer katil örgütlere yükleme çabasında bir mahsur yok, hatta aslına bakarsanız bölgeyi dizayn eden güçlerin diğer maşaları olarak onların bu günlere gelinmesinden çok daha büyük mesuliyeti var o da doğru.

Ancak bütün bu doğruların neden bir terörist başı tarafından dillendirilmesine müsaade ediliyor. O insanların haklarını garanti etme mercii katil Öcalan mıdır? Bu barış ikliminin sonunda Ortadoğu coğrafyasında bir federasyon olarak sağ kalma planları mı var, bu planların sahipleri kimler.

Ülkemizi yönetenler bu planlara karşı tedbirler mi alıyorlar? Yoksa yapılabilecek pek bir şey kalmadı da yeni coğrafyanın varlığına ayak uydurmayı mı deniyorlar.

Sorular net ama cevapları henüz kesin olmayan bir sürece daha girdik. Muhtemelen bu mektuplar, görüşmeler ve yepyeni başka fotoğraflarla devam edeceğiz bir süre daha ama yukarıda da yazdığım İran İsrail gerginliğinin yeniden bir savaş eşiğine gelmesi sürecin biraz fazla hızlı ilerlediğine işaret ediyor olabilir.

O sebeple mektup seviyesi tahmin edilenden çok daha kısa sürebilir. O zaman bu gün çok sesi çıkmayan itirazcıların da sesi çıkan itirazcılara katıldığını görebiliriz.

Yazarın Diğer Yazıları