CHP’nin rakibi CHP

Özgür Özel in yumuşama ve normalleşme arası diyalogları, ardından yaşanan Cumhuriyet Halk Partisi içi meseleler. Sonra, kendilerini birden bire yine yeni ve yeniden Cumhur ittifakı içinde konumlandıran ama bunu ifade etmeyen DEM Parti.

Ardından yaşananların bedeli gibi fırlayan döviz, düşen borsa yükselen enflasyon. Şimdi de boykotlar, merak etmeyiniz çok kısa süre içinde listedeki iş yerlerine de, diğerlerine de gidip alış veriş yapacak halimiz olmayacak bu gidişle. Boykot bütün bir ekonomiye kendi kendine sirayet edecek, ama ne gam, değil mi.

Yeter ki memlekette barış olsun, yeter ki anayasa değişiklikleri üzerinden 2. Cumhuriyete ulaşalım, yeter ki hayalini kurduğumuz günler gelsin de bizler açlığa da talim ederiz.

Peki o hayalini kurduğumuz günler gerçekten hangi günler tam olarak, ya da birden bire bu günlere ulaşmamızın yolları nasıl değişiverdi.

CHP içi meseleler öyle bir noktaya evrildi ki şu aşamada, CHP’nin tek vücut bir itiraz dile getirmesi bile mümkün olmuyor. Kendilerine oy veren seçmenin motivasyonunu yanlış mı anladılar bilemiyorum ama elde edilen belediyelerde dahi, gerekli hizmetleri vermeye odaklanmaları zor olacak gibi duruyor.

Özgür Özel şu aşamada iktidar dışındaki hemen her bileşen ile iyi geçinmeye çalışıyor ama kendi partisi içinde dahi tam birlik oluşturmuş değil. Kılıçdaroğlu ve ekibinin 10 yıl kadar başaramamış olduğu iktidar olma hevesinin üzerinden yürürken , bırakın parti dışından gelecek destekleri, sanki kendi partilerindeki bütünlüğü bile koruyamadılar.

CHP nin önceki yönetimi bazı gazeteciler vasıtası ile bu yönetim hakkında oldukça büyük iddialar dillendirdi. Bu iddiaların ardından da CHP ye de kayyım atanabileceği ile ilgili söylemler dile getirildi.

Ancak bu durumu bertaraf etmek adına 6 Nisan için bir kongre başvurusu yapıldı. Bu başvurunun da kayyum atamasını engellemek için yapıldığını herkes, konuştu ve söyledi. O arada başvuruya itiraz gecikmedi. Ama daha birkaç gün öncesinden de kimin kayyım olabileceğine dair haberler yayılmıştı zaten.

Yine de kayyım atanmadı, Kongre başvurusu kabul edildi. Hatay eski Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın bu başvurunun reddedilmesine ilişkin başvurusu dahi reddedildi ve CHP nin başvurusu kabul edildi. Yani şu aşamada CHP ye bir kayyum atanmayacak gibi görünüyor.

İktidarın bu hamlelerini ve hukukun konusu olması gereken bir çok benzer konuyu herkesten önce bilen yazan ve söyleyen gazetecilerden bir kısmı da bir anda çark ederek başvurunun kabul edileceğini haber yaptılar.

Özgür Özel ve birlikte hareket ettiği yönetimi şuanda normalleşme ya da yumuşama söylemlerinden feragat etmiş görünseler de bunu mesela DEM heyetine karşı gösteremiyorlar.

Açık söylemek gerekirse şu an siyasetin muhalefet tarafındaki bir çok isim içinde bulunduğu durumu korumanın peşinde gibi. Buna itiraz edecek hemen herkesin de alacağı cevaplar aşağı yukarı belli.

O zaman önümüzdeki seçenekler sınırlı hale geliyor. Şunda bir erken seçim gündemde olmadığına göre, DEM ve iktidarın arası da son derece iyi olduğuna göre, anayasa değişikliği için bir engel yok gibi. Erdoğan’ın rakibi kim olursa olsun kazanır bundan sonra diye de bir argüman var.

Ama unutmamak gerekiyor ki, anayasa değişikliği başarılabilirse oluşacak olan birlikteliklerin ardından o birlikteliklere itiraz etmeyen hemen hiç kimsenin bir şansı olmayacaktır.

Öyle bir durumda orijinali varken nasıl halktan başka birine oy vermesini bekleyebilirsiniz ki. Eğer mesele gerçekten ekonomik olsaydı bu iktidarın çok daha uzun zaman önce gitmesi gerekirdi. Eğer hala iktidarını sürdürüyorsa bunda muhalefetin de hatası yok mudur acaba.

Şu an zaten özellikle CHP’nin en büyük rakibini doğru analiz etmesine çok ihtiyaç var. CHP nin en büyük rakibi şu aralar yine CHP gibi

Yazarın Diğer Yazıları