Kıbrıs'ta ne oldu şimdi!
Türkiye iç siyaset ile o kadar meşgul ve kendi içine yine o kadar dönmüş durumda ki, yanı başımızda en yakın ilişki içinde olmamız gereken birçok ülke ile bile aramızda yaşananları ıskalıyor gibiyiz.
İktidar tarafının bu durumun gözlerden uzak kalmasını ya da bu durumdan büyük bir kazanımla çıkılacağını devamlı şekilde gündemde tutması normal olsa da muhalefetin konudan son derece habersiz gibi görünmesi enteresan.
Ya da şu aşamada etkinlikleri olmadığı için bu konuları gündeme getirmiyorlar diyelim. Eğer öyle ise olup bitenlerin sonuçlarına ulaşamadan yapılacak bir seçimde kazanma ihtimallerinin bu kadar yüksek olacağını hangi veri ile düşünüyorlar diye sormak gerekir.
En son Türk dünyasının tek tek Kıbrıs Rum Kesimini tanıma açıklamaları yapmalarını bile yıllardır iktidara yakın konumda yer alan kalemler gündeme getiriyorlar.
‘Türk dünyasını da kaybettik’ diyorlar. Onlar da tek tek Kıbrıs Rum Kesimini tanıyorlar. KKTC Chabatın işgali altında. Türk dünyasından bazı ülkeler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ni "Kıbrıs Cumhuriyeti" olarak tanımış ve diplomatik ilişkiler kurmuşlar diye hayıflanıyorlar.
Kazakistan: Kazakistan, GKRY'yi 1992 yılında tanımıştı, son yıllarda büyükelçi atayarak ilişkilerini resmileştirdi.
Özbekistan: Özbekistan da Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile diplomatik ilişkiler kurmuş ve bunu tanıma olarak resmiyete dökmüştü, ilk ilişkiler 1997'de kuruldu.
Türkmenistan: Türkmenistan, Türk Devletleri Teşkilatı'nda gözlemci üye olmasına rağmen, GKRY'yi tanıyarak büyükelçi atamıştı
Zaten Azerbaycan İsrail'le dost olduğunu defalarca açıkladı.
Bu arada konunun Türkiye açısından en önemli muhatabı Binali Yıldırım adem-i merkeziyet önermenin peşinde.
Dış işleri de sanırım bir kınama yayınlayarak durumu kurtaracaktır. Ancak defalarca örneklerini gördüğümüz biçimde hâlâ kazananın Türkiye olduğu söyleniyor. Elbette bilmediğimiz şeyler olabilir. Gerçekten Türkiye kazanacak olabilir ama muhakkak feda edilecek şeyler de olacak bu kazanımı sağlamak için.
Çok kısa süre öncesine kadar da stratejik ortaklarımızdan Katar'ın da dahil olduğu ve hatta Suudi Arabistan ve BAE’nin de eşlik ettiği İsrail ile bir ortak tatbikat da yapılmıştı. Ama o da gündem olmadı.
Şimdi ise Trump globalizm artık benden medet ummasın ben bunun yükünü daha fazla çekmem diyor. Bunun için de her tarafa vergi salmaya başladı. Bir kez daha yeni dünya düzeni kuruluyor gibi. 'Türkiye de orada yerini alacaktır' şüphesiz yine ama ne olarak alacaktır.
Dahası güney doğumuzda yaşananlar üzerinden biraz önce bahsettiğim adem-i merkeziyet konusunun zamanlamasını da bu denkleme dahil etmek gerekmiyor mu? Kaldı ki en yakın dostlarımızın defalarca tercihlerini bizden yana koymadıklarını deneyimlemiş iken.
Bunları konuşmak yerine o arada ülkenin başında kim olacak diye bir gündemin mi peşinden gidiyoruz.
Ekonomisi bu kadar kırılgan olan bir ülkede ulaşabileceğimiz hemen her sonucun bedelini halk olarak mı ödeyeceğiz mesela.
Yoksa halkın bir kısmı öderken yaşadığımız gelir dağılımı adaletsizliği daha da yükselerek o bedenden muaf olanlar daha da mı zengin olacak.
Eğer yanılıyorsak ve her şey iktidarın söylediği gibi harika ilerliyor ise muhalefet niye muhalefet ki?
Mahalle kavgası
DEM tarafının işi de zor!
İsmet Abi formülü !
Kıbrıs'ta ne oldu şimdi!
CHP ve Toplumsal muhalefet
Yeni tanıklar mı olacak?
CHP’nin rakibi CHP
“Milli güvenlik meselesi”
FİM GİBİ!
Mektup süreçleri









