Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

UCM ve Netanyahu kararı

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), beklenildiği üzere Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla tutuklama emri çıkardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, bu kararın tüm ülkelerce uygulanması için özellikle Avrupa ülkelerini uyardı ve Netanyahu’nun hangi ülkeye giderse gitsin tutuklanması gerektiğini söyledi. Nitekim İspanya, Portekiz, İtalya, İsveç de bu kararı uygulayacaklarını açıklayan ülkelerden… Ancak ABD ve Büyük Britanya, kararın meşruiyetini açıkça reddettiler.

UCM kararları

Gerçekten de soykırım, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve saldırı hâlinde UCM’nin yargı yetkisi olduğunu daha önce yazmıştık.

Bu kapsamda, savaşlarda sivillerin hedef alınması, askerî olmayan nesnelerin hedef alınması, bunlara orantısız saldırı, gereksiz zarar verme, çevreye zarar verme ve uzun süreli zararlı etki yaratma gibi eylemlerinden dolayı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı hakkında tutuklama kararı çıktı.

Bu karar herkes için bağlayıcı mı? Evet.

Yani, Netanyahu, mahkemenin yetkisini tanıyan ülkelerden birinin topraklarına girmesi hâlinde kararın gereği yapılmalıdır.

Ancak, bu kararın, ülkelerin politikaları üzerinde de etkisi olması gerekmez mi?

Yani, savaş suçu işlediği, uluslararası bir mahkeme tarafından da kabul edilmiş bir ülkenin liderinin politikalarına destek veren ülkeler de suçun ortağı değil midir?

Kararın uygulanması

Sosyal medyayla birlikte, adeta tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu katliamın suç olarak mahkeme tarafından tanımlanması ve Netanyahu hakkındaki tutuklama kararı çıkması hepimizi sevindirdi.

Ancak bu sürecin daha çok uzun olduğu ve Netanyahu’nun UCM’de yargılanma ihtimalinin muhtemelen hiçbir zaman gerçekleşmeyeceği de görünür bir gerçek.

Yine de bu durum, kararın önemsiz olduğu anlamına gelmiyor.

Kararın önemi, uluslararası adaletin sağlanması adına olmasının yanı sıra, her an daha büyük savaşların kapıda olduğunun konuşulduğu şu günlerde özellikle oldukça büyük.

Üstelik, bazı Batılı ülkelerin sahip çıktığı bir liderin bu kararla karşı karşıya kalmış olması, bundan sonrası için verilen desteğin (burada ABD’nin desteğini sürdürme kararını da hatırlatalım) o ülkelerin tarihinde de utanç verici süreç olarak anılacağının kesinleşmesi anlamına geliyor.

Bu yüzden diyorum ki, bu karardan sonra İsrail’e verilecek her türlü diplomatik veya maddi destek, ilgili ülkelerin tarihlerinde yine bir utanç vesikası olarak yer alacak.

Yazarın Diğer Yazıları