Sözle değil, pratiğe dökerek!..
Sayın Bahçeli’nin; “Öcalan Meclis’e gelsin, DEM grubunda konuşsun, örgütünü tasfiye ettiğini açıklasın…” sözleriyle ilgili, DEM Parti Eş Genel Başkanı Sayın Tuncer Bakırhan mealen:
“Siz sonuca odaklanmışsınız, bu işin başlangıcı ve gelişim süreci de var. Bunları da konuşmak gerek” diyor ya, Sayın Bahçeli belki de:
“Bugüne kadar ne yaşandıysa yaşandı, dünü deşmek kimseye fayda getirmeyecek. Her iki taraf da neyin ne olduğunu biliyor. O nedenle, zaman kaybetmeden bir an önce şu meseleyi çözelim.” dese de olmuyor işte.
*
Bir taraf çözülsün isterken, diğer taraf “Mesele yanlış yerden tartışılıyor” deyip, kendilerinin söyleyecek sözleri olduğunu söylemeye çalışıyor.
Kim?
Gazete Duvar’dan Ceren Bayar’a konuşan ve ‘Meselenin çözümüne dönük tartışmaların başlamasının olumlu’ olduğunu söyleyen Sayın Tuncer Bakırhan.
*
Ne diyor Bakırhan?
“Mesele yanlış yerden tartışılıyor” diyor.
*
Neresiymiş o yanlış yer?
Sayın Bahçeli’nin talebi bir sonuç imiş, o da yanlış bir başlangıçmış?
*
Ne olması, ya da nasıl olması gerekiyormuş peki?
“Bir buçuk ayda sebep duymadık” demiş.
Sebebini kimse bilmiyormuş gibi; “Kürt sorunu nedir, durduk yere mi çıktı?” diyor ve ardından:
“En başta (Sayın Bahçeli’nin açıklamasını) anlamaya çalıştık.” diyor, sonra da:
“O sözlerin durduk yere söylenmediği kesin” diyerek, söylenenlerin çok önemli sözler olduğunu ve hakkının verilmesi gerektiğini söylüyor?
*
Hakkını vermek de ne demek?
Sayın Bakırhan, “(…) -Sayın Erdoğan ile Sayın Bahçeli kastediliyor olsa gerek- aralarında bir rol paylaşımı olduğuna inanıyorum.” derken, Sayın Bahçeli’nin Öcalan’la ilgili paylaşımını, Sayın Erdoğan, Sayın Bahçeli’ye mi tevdi etmiş olabileceğini söylüyor?
*
Hem ne var ki bunda?
Onlar zaten ittifak değiller mi?
İttifaklar arasında da bu tür paslaşmalar olabilir?
Mahsuru ne?
Yoksa onlar, “Böyle bir teklifi Sayın Erdoğan yapmalı değil miydi?” diye mi düşünüyorlardı?
*
Sayın Bahçeli’nin bu kadar hassas bir konuda, Sayın Erdoğan’ın bilgisi dışında konuşmayacağını, benden çok daha iyi onlar biliyor oldukları hâlde, böyle laf kalabalığına ne gerek var ki?
Neleri masaya yatırmak istiyorsanız, konuşun ve yatırın.
*
Sayın Bahçeli de:
“Bundan sonrasında kaybettiklerimizi geri getiremeyeceğimize göre yeni bir yol haritası çizelim. Her iki tarafı da rahatlatan güzel şeyler hayata geçirelim.” diyor bir anlamda.
*
Doğrusunu isterseniz ileride Öcalan’ın affedilmesiyle birlikte (affedilirse elbette) -DEM Parti tarafından çok farklı taleplerin de ileri sürüleceği bir gerçek olsa da- kanımca, şimdilik olası talepler dillendirilmeden “Başlangıcı bir hayata geçirelim” denilmek isteniyor.
*
Ancak yapılan görüşmelerden bu millet de haberdar olmalı.
Cumhur İttifakı’nda -bu zamana kadar yapıldığı gibi, milleti ilgilendiren konular- kapalı kapılar ardında görüşülüp de bedelini bu millet ödememeli.
*
Bu millet, bu illet ortaya çıkmadan önce, nasıl birbirleriyle kardeşçe yaşamayı başarmışa, bundan böyle de bütün bileşenleriyle kardeşçe yaşamayı yine başarır.
Yeter ki siyasiler çözüm yolunun önünü açsınlar.
*
Bununla ilgili Sayın Bahçeli diyeceğini dedi.
Karşı taraf şimdi nasıl bir hamle yapacak onu göreceğiz.
*
Sözle değil, pratiğe dökerek!