Metin Turan Ve Su Çığlığı

Baba tarafından ünlü âşık Kağızmanlı Cemal Hoca''nın torunu olan Metin Turan''ın çocukluğu; 40 yıl işgal altında kalmış bir coğrafyanın çocuğu olup Balkan Savaşı ve Birinci Dünya Savaşı''nın gölgesinde kalmış, Kurtuluş Savaşı''na tanıklık eden bir ''Tarih Ana'' diyebileceğimiz babaannesinin yanında geçmiştir.

Bugün sözünü edeceğim eser Metin Turan''ın Su Çığlığı dediği 25 dilde barış için haykırış adına Almanca, Arapça, Arnavutça, Boşnakça, Bulgarca, Çince, Ermenice, Farsça, Fransızca, Gagauzca, İngilizce, İsveççe, İtalyanca, Korece, Kürtçe, Lehçe, Litvanca, Macarca, Özbekçe, Rusça, Sırpça, Ukraynaca ve Yunanca''ya çevrilen, ''Küf ve Kirin İçinde Dünyayı Saran Ateş'' başlıklı konuşma metni ile ''Barış Şiiri Yazmayacağım'' ve ''Sorgu'' adlı iki şiirinin 25 dildeki metinlerinden oluşan kitabıdır.

Türkiye''de halkbilim çevreleri Metin Turan''ı 1994 yılından bu yana yayımlanmakta olan folklor/edebiyat dergisinden tanırlar. 28 yıldır düzenli yayınlanan bu derginin ciltlerinin toplamı kırk bin sayfaya ulaşmıştır. Bünyesinde olduğu bir diğer dergi Turnalar da 85. sayıya ulaşmıştır. Sessizce, yaptıklarını abartmadan ve asla ''ben'' demeden üreten Metin Turan''ın bir başka özelliği ise Türkiye''den daha çok yurt dışında tanınan ve Türk edebiyatını tanıtan şairlerimizden biri olmasıdır. Metin Turan''ın şiiri tarihsel doku içinde insan merkezlidir. Ona göre her şey insan içindir. Hüzün, isyan, iyiye özlem ekseninde kurgulanan şiirlerinde bozulan, yozlaşan toplumda estetik bir sanat anlayışıyla göze çarpan imgeler şiire bakışını, sözcüklere olan özenli yaklaşımını sergiler.

9-25 Şubat 2018''de Güney Kore''nin Pyeongchang kentinde gerçekleşen kış olimpiyatlarında Türkiye''yi Metin Turan temsil etmiş, Seul Üniversitesi''nde barış temalı bir panelde konuşmuş ve barış temalı şiirlerini paylaşmıştır. Korece ve İngilizce yayımlanan konferans metni ile şiirler, dört yıllık süre içerisinde 25''i aşkın dile çevrilmiştir.

O bakımdan da daha sonra yayınlanan kitaplarına orada yaptığı konuşmayı ve şiirleri almamıştır. Ne var ki dünya bir karabasan deryası olmuştur. Orta Doğu''da, Karadeniz''de, Güney Afrika''da, Afganistan''da çatışmaların sonu gelmemiştir.

Metin Turan, 25 farklı dildeki çevirileri bir araya getirerek ''Su Çığlığı'' adıyla kitaplaştırmıştır. Su Çığlığı hepimizin barışa dair özleminin adı olmuştur. Kitabın bir özelliği de bir çok bakımdan ilkleri taşıyor olmasıdır.

Bunlardan biri barış temasını aynı kapak altında 25 dilde ve o dillere ait seslendirme ile içeren bir kitap olmasıdır. Kitap Ayda Yöndem ve İranlı şair ve ressam Tahereh Mirzayi''nin bu kitap için özel olarak tasarladıkları resimlerle de renklendirilmiştir. Kitabın bir önemli özelliği de çevirilerle birlikte seslendirilmiş olmalarıdır. İlgili sayfada bulunan QR Code okutulunca, hangi dil ile ilgili sayfada iseniz o dilde dinlenebilmektedir.

Seul Üniversitesi''ndeki konuşmasını 1877-78 Osmanlı-Rus, Balkan ve Kurtuluş Savaşlarına tanıklık etmiş babaannesi üzerinden yola çıkarak kurgulayan Turan, kaybetme duygusu üzerinde durarak savaş sorununu, doğaya karşı acımasız talanla özdeşleştirmektedir.

Doğa, bütün canlılara yaşama olanağı tanımıştır. Doğayı çok hoyratça talan edip, kentleşme adına nefes alamayan sokaklar, caddeler çoğaltan çağımız insanı kendisiyle birlikte doğanın diğer parçalarına da onarılmaz zararlar vermektedir. Savaş, salt silahlarla, tanklarla, toplarla, uçaksavarlarla değil, doğayı yok etmeye yönelik bir saldırgan insan modeliyle kültürel hale dönüştürülmüş durumdadır." Metin Turan''ın Su Çığlığı kitabı niteliği, duygusal etkisi, tasarımı ve güncelliğiyle iz bırakacak yapıtlardan biri olmuştur. Metin Turan, hamaset yerine dilin dehlizlerini kullanarak, gerçeği sanatsal duyumsamayla değiştirme eyleminde bulunuyor. Bir sanatçının, özellikle söz ustası şairin türlü kötülüklerle zedenlenmiş bir dünyayı ''onarma'' konusunda girişebileceği en doğru eylem, böylesi bir çıkış tarzı olmalıdır. Savaşların olmadığı ve barış şiirlerinin yazılmadığı bir dünya için Türkiye''den yükselen ve buna dünyanın birçok yerinden ses olan tüm ''Su Çığlığı'' imececilerini kutluyor, ''Barış Şiiri Yazmayacağım'' şiirini sunuyorum.

I

Her sınır değiştirdiğimde sözcüklerim ağırlaşır:

"Haritanın kanayan yerinden" olduğumu unutur da

Nereden ve niçin geliyorsun?

Diye bakar buyurgan gözleriyle görevli

Susarım.

Pasaportum kan kusar öylece

Bilirim oysa, göğümdeki beyaz güvercini öldüren kurşunu

Hangi zulümkar tüccarın cüzdanında parıldayan dolar

Hangi bataklığı büyüten banka hesabıdır bilirim

II

Soğuk bir ıslık sesiydi karanlıkla

Yakındoğu, Ortadoğu, Uzakdoğu...

Denizin ateş aldığı gündür

Nijerya''da Bakoharam, Mezopotamya ovasında İşid

Bilumum ölüm makinaları

İnsan ömrüm, doğa ömrüm, gök ömrüm

Ben bitersem söz de biter

Kişnemesi kesilir atların, en oynak dansını unutur Çingene

İçimde çoğalır ağu.

III

Arı; bal arısı, tedirginlikten ısırır korktuğunu

Bırakır silahını ısırdığı yerde

Utanır sonra yaptığından da ölmeyi yeğler.

İnsan soyu nasıl anlatsam

Büyüğünü daha büyüğünü yapar bombaların

Daha etkilisini silahın, merminin, zehirin ki

Güçlendikçe gömülür ölüm makinası koltuğuna

Seyrine çekilir kararan göklerimizin, üşümüş saçlarımızın.

IV

Barış!

Büyük bir türküydü sesimde

Çekip gitti Afganlı bir kızın petrol mazisi gözleriyle

Dudağına eksik bir gülümseme sıkıştıran

Filistinli''nin çığlığındaydı barış

Barış! Kürt, Arap, Süryanî kardeşimin bıçaklanmış bakışlarında

Bu kaçıncı çağrıdır, adını Ekvator''dan, Çin''den, Maçin''den

Kutuplara götürdüğüm kaçıncı çığlık

Sözlüklere kaldırıldı yirmi birinci yüzyılda da

V

Hayır!

Bir elim olacak yarasına tuz bastığım dostumun

Bir sesim olacak köpük köpük akacak denizlerde

Barış şiirleri yazmayacağım böylece

Yazarın Diğer Yazıları