Küfe kimin sırtında?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ziyareti sonrası uçakta gazetecilerle gerçekleştirdiği söyleşide, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in emekli maaşını asgari ücret düzeyine çıkarma önerisi hakkında şöyle dedi:
“Aslında Grup Başkanımız Abdullah Güler gerekli açıklamaları yaptı. En düşük emekli maaşının 12 bin 500 lira olacağını açıkladı. Bütün bunlara rağmen muhalefet bakıyorsunuz, düşünmeden, görüşmeden, konuşmadan ‘asgari ücret 17 bin’ diyor. Bunların sırtında maalesef küfe yok. Biz ölçüyoruz, biçiyoruz. Nasıl bu işi ekonomik dengeleri bozmayacak biçimde götürürüz? Buna bakıyoruz, adımlarımızı da buna göre atıyoruz.”
Esas olarak, açlık sınırının 19 bin TL olduğunu göz önüne aldığımızda muhalefetin önerisinin de yetersiz olduğu görülebilecekken, siyasi muhalefetin ana liderinin emekliler için talebi, küfeyi taşımamakla suçlanmasıyla sonuçlandı.
Demokrasilerde muhalefet
Siyasi muhalefetin yarının iktidarı olma, iktidara alternatif oluşturma niteliklerinin dışındaki niteliği, siyasi iktidar karşısında toplumsal talepleri siyasi alanda dile getirmek, toplum taleplerinin siyasete taşınmasını sağlamaktır. Özellikle de toplumda dezavantajlı kesim için en iyi kararın çıkması için onların taleplerini dile getirir.
Bu açıdan, siyasal iktidarı köşeye kıstırmak, daha iyi karar almaya mecbur bırakmak da başarılı muhalefet etmek demektir.
Yani, muhalefet, yalnızca ideolojik itirazlarda bulunmaz; eşitlik için, adalet için, iyi bir yönetim için, iyi yaşam şartları için de bir duruş sergiler; toplumsal talepleri dillendirir.
Toplumun huzursuzluğunu, mutsuzluğunu siyasetin gündemine taşır.
Şüphesiz, muhalefet, ne kadar yarının iktidarı olma olasılığı taşırsa, iktidar da o kadar iyi yönetim sergilemek ve halk için en iyi kararları almak zorunda kalır. Zira, aksi hâlde, iktidarı kaybetme riski artar.
Burada iktidarda bulunmadıkları için sorumlulukları yokmuş gibi görünse de esas olarak, onların da sırtında küfelerinin olduğu seçimlerde görülür.
Halk başarısız muhalefeti, muhalefette tutmaya devam eder; başarılı muhalefeti ise, iktidara taşır. İşte, siyasi muhalefetin küfesi, seçimlerde anlaşılır.
Dolayısıyla, demokrasilerde alınan karar açısından küfe iktidarın sırtında olsa da siyasi başarı açısından muhalefetin de küfesi ağırdır.
İktidarın sırtındaki küfe
Tabii bu aşamada, mevcut iktidarın küfesini hatırlamasının da sevindirici olduğunu belirtmeliyim.
Zira, özellikle de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden beri, iktidarda, alınan kararların sorumluluğunu alan hiç kimse bulunmuyor.
Atamalar, politikalar tek bir kişi tarafından yapılıyor; başarılar, ona atfediliyor, başarısızlıklar ise sahipsiz kalıyor.
Mesela, faizin indirilmesiyle ülkenin ekonomisinin bugünkü hâle gelmesi ve daha sonra terk edilen bu politikayla ilgili kimse küfesini hatırlamıyor; kimsenin “özür” dilediğini de duymadık, “yanlış yaptık” dediğini de…
Ancak dilerim, seçime daha uzun süre varken hatırlanan küfe, seçimler yaklaştığında "kazanmak pahasına her şeyi yapma" ve "ölçüp biçmeden" bol keseden dağıtma politikalarıyla unutulmaz.