Hukuk taraf tutar mı?

Elbette aramızda kimyası bozulanlar olabilir. Kabul etmek gerekir ki bazı alışkanlıklar bir türlü tedavi edilemiyor. O zaman da olması gerekeni yapanları kötü örnek olarak görüp, durumu alışkanlıklarına müdahale olarak görenler biraz hayal kırıklığı yaşıyorlar. Ya da daha fazla hırçınlaşıyorlar ki bu durum genelde çok bağıranın daha haklı olarak algılandığı bir ülke olmamızdan kaynaklanıyor.

Alışkanlıklarımız genelde hesap vermek üzerine değil çünkü. Birisi çıkıp hesap vermeye kalkınca, o hesaplarla ilgili bir sorun olursa bedelini de ödemeye hazırım deyince kafalar kuma geri dönüyor. O kumda kendilerine yeniden bir mesaj bir talimat gelmesini bekliyor bir kısmı. İşte beklemeye geçenlerin en azından bir ölçüleri var. Bir de o ölçüye bile saygıları olmayan, hiçbir cezai sorumluluğu da olmayan ölçü tanımayanlar var.

Hani hukukta tam ehliyetsiz diye bir kavram var ya işte tam olarak orada yer alan grup oluştu istediğine istediğini söylüyor o arkadaşlar. İstediklerine ayar veriyor. Açıkça yasaları ihlal ediyorlar ama başlarına bir şey gelmiyor. Gelmemekle de kalmıyor takdir görüyorlar. Takdir görmemekle de kalmıyor, bazı hâllerde yol gösterici olarak dahi kabul edilebiliyorlar.

Mansur Yavaş, oldukça detaylı bir hesap verme hamlesi yaptı. Buna şimdilik o kadar detaylı olmasa da İstanbul Belediyesi de eşlik etti. Çok uzun bir zamandır siyasilerin hesap verme mesuliyet alması konusunda bir hatırları olmayanlar da biraz şaşırmış olabilir elbette.

Mesela, birileri Ankara’yı parsel parsel sattı mı satmadı mı hâlâ bilmiyoruz. Satmadı ise neden görevi bırakması istendi onu da bilmiyoruz. Görevi bırakmak bir çeşit beraat yöntemi mi oluyor mesela. Ya da bir dokunulmazlık anlaşması mı? Bunların hukuk literatüründe bir adı var mı acaba?

Benzer bir beraata da eski Kızılay Başkanı erişmişti. Üzerine kitaplar yazılan bazı iddialara muhatap olan Sayın Başkan da istifa ederek aklanmıştı.

Önceki gün de MHP’den istifa eden 3 milletvekili oldu. Bu vekiller ile ilgili iddialar da kamuoyunun malumu zaten. Bakalım onlar da istifa ile masumiyet kazanmış olabilecekler mi, göreceğiz. Kulislere bakılırsa MHP tarafında başka vekillerin de istifası istenebilir. Bu istifalar elbette partiden istifa şeklinde oluyor vekillikleri duruyor o sebeple dokunulmazlıklarına da bir halel gelmiyor şükür.

Özetle istifa et kurtul şeklinde bir uygulama yerleşmek üzere. Bunun bir yöntem olarak kabul görmesi söz konusu ne yazık ki. Ama konu muhalefet tarafı olunca işin rengi değişiyor. Muhalefetin önemli isimleri ile ilgili dava dosyaları konusunda son derece cesur ifadelere şahit oluyoruz.

En son CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili dava üzerine konuşan Sayın Adalet Bakanı Yılmaz Tunç “Siyaset yapanlar örnek alırsa onların sonu da bu eski genel başkan gibi olur. Siyasetçilerimiz için ibret vesikasıdır. Hakaret ede ede maalesef siyasi hayatının sonuna kadar gelmiş kendi partisinde genel başkan bile yapılmamıştır" açıklaması ile bu tip konularda ne kadar cesur olabileceğini göstermiş. Dahası aynı konuşmada MHP’den istifa eden vekiller için yargıya yansımış bir soruşturmanın olmadığını da belirtmiş.

Sayın Bakan henüz görülmemiş bir dava hakkında ihsas-ı ret diye tanımlanabilecek bir görüş beyan etmek de mahsur görmemiş ve hatta onun dahi üstünde bir üslupla ‘ibret vesikası’ ifadesini kullanarak mahkemenin sonucunu da neredeyse ilan etmiştir.

Bütün bunlar olurken o arada bir de teğmenler soruşturması hız kazandı elbette. İlk bir kaç gün konuya tamamen itidalle yaklaşan siyasiler, birden bire tavır değiştirmişlerdi hatırlarsanız. Ancak olayın hemen ardından sosyal medya üzerinden yasa ile tanımlanmış bir sürü suç işleyen adamlar teğmenleri hedef göstermiş, darbeci ilan etmiş ve hatta bu toplumun travmaları üzerinden teğmenler meselesini bambaşka mecralara çekmişlerdi.

İktidar tarafında ilk anda destek olanlar bir anda susmuştu. Ardından baskılar sonucu haklarında soruşturma da başlatıldı. İşin garibi bu teğmenlere yöneltilen darbecilik isnadı bir daha gerçekleşmesin diye askerî okulların bütün yapıları 2016’da değiştirilmişti. Bu değişiklikleri yapmalarına rağmen kendi iddialarına göre meseleyi çözememiş olan idare ise yine bu konuda da tamamen masumdu.

Yukarıdan aşağıya yazdıklarımıza rağmen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in hâlâ CHP üyeleri hakkında MİT’ten destek alabilmek konusundaki ifadesi için ise ben sadece enteresan demekle yetineceğim şimdilik. Sadece Sayın Özel’e sokaklarda yürümenin bile güvenli olmamaya doğru gittiği bir ülkede bu talebini çok anlamlı! bulduğumu da söylemeden edemeyeceğim

Yazarın Diğer Yazıları