Özel, Yavaş, İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu el ele verir mi?
Birilerinin CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ABB Başkanı Mansur Yavaş, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir çatışma çıkarmayı çok istediği ve böyle bir çatışmadan medet umduğu ortadadır.
Evet, aptal olsalar bu tuzağa düşer ve çatışabilirler amma velakin her dördü de son derecede akıllı ve sağduyulu siyasetçiler, egolarına yenilip, şahsi hesaplar peşinde koşarak bu tip bir yanlışa düşmeyecek kadar da deneyimliler.
Ayrıca bu çatışmayı bekleyenler ve bir çatışma çıkarmak için uğraşanlar bugünkü otoriter tek adam rejiminin sittin sene devam edeceğini falan varsayıyorlar, hâlbuki bugün hemen hemen herkes bu sistemin yanlış olduğunu, değiştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Özgür Özel, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkça beyan ettikleri ortak hedefleri de bu saçma sapan BAAS tipi tek adam rejimini ortadan kaldırıp yeni ve güçlendirilmiş bir parlamenter sistem kurmak.
Hepinizin de bildiği gibi parlamenter sistemlerde bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan ve bir Meclis Başkanı bulunur, bunlar yasama ve yürütmenin başı olur, devleti idare ederler.
Şimdi bunu ben biliyorum da en kısa zamanda güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmeyi hedefleyen, bunu açıkça taahhüt eden bu kadro bilmiyor mu?
Soruyorum size CHP iktidarında bizim bir Başbakan ve bir Cumhurbaşkanı belirlememiz gerekmiyor mu?
Neden Başbakanlık makamı es geçilip illa da bir Cumhurbaşkanı belirleyelim tartışması yürütülüyor ki?
Bence Başbakan’ın kim olacağı en az Cumhurbaşkanının kim olacağı kadar önemli bir husustur. Hatta parlamenter sistemlerde başbakanın ismi ve gücü çoğu durumda cumhurbaşkanının bile önünde gelir.
Bu noktada tarihe not düşmüş olayım: Benim öngörüm yeniden parlamenter sisteme dönüldüğünde Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu’nun Başbakan olacağı yönündedir.
Bunu ben düşünüyorum da Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu, Özgür Özel ve Kemal Kılıçdaroğlu düşünmüyor mu?
Eminim ki onlar da düşünüyorlardır…
Bu noktada geçici bir süre geçerli olacak ve evvelemirde değişecek bu sistemde oturup kimin cumhurbaşkanı olacağını tartışmanın, bunun için kavga etmenin bir manası var mı?
Bu yüzden de bu dört siyasetçinin tuzağa düşüp cumhurbaşkanlığı tartışması üzerinden kavga edeceğini beklemek çok da akli bir davranış olmayacaktır.
Peki, neden Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu Başbakan olur diyorum?
Öncelikle Mansur Yavaş Türkiye’de en çok beğenilen ve en az itiraz edilen siyasi kişilik, halkta tam bir hukuk ve devlet adamı hissi yaratıyor. Ayrıca Yavaş bugün 69 yaşında 2 ya da 3 sene sonra yapılacak seçimlerde 70 yaşını aşacak, Cumhurbaşkanı olmak için çok uygun ama çok aktif bir görev olan başbakan olmak içinse oldukça ileri bir yaş.
Ekrem İmamoğlu ise daha 53 yaşında ve aslında siyasi kariyerinin de başında, bu yaşta sembolik yetkiler taşıyan, asli görevi denge ve denetim olan bir Cumhurbaşkanı olup sonra erkenden emekli olarak siyasete veda etmesi veyahut da tekrar başbakan olmaya kalkması pek makul bir düşünce olmaz.
Türkiye’deki siyasi gelenekte bir siyasetçi için beklenen normal ve makul kariyer önce başbakan olup sonra yaş kemale erince jübileyi cumhurbaşkanlığı ile yapmaktır.
Bütün bunlar düşünülüp bu sistem değişip parlamenter sisteme geçilecekse Ekrem Bey’in Başbakan olmayı tercih etmesi siyasi kariyeri için çok daha akıllıca olacaktır değil mi?
Ben de bu yüzden Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanı ve Ekrem İmamoğlu’nun da başbakan olacağı bir yakın gelecek öngörüyorum.
Bu noktada Özgür Özel’in siyasi kariyeri nasıl olacak?
Özgür Özel ise daha çok genç bir siyasi, 74 doğumlu yani sadece 50 yaşında, önünde uzun bir siyasi kariyer var. Uzun yıllar sonra CHP’yi ve sosyal demokrat düşünceyi iktidar yapan Genel Başkan olmak, onun için mükemmel bir siyasi kariyer adımı olacaktır. Ayrıca çağdaş sosyal demokrasilerde başbakan ve parti genel başkanının ayrı kişiler olması da tercih edilen bir durumdur.
Bu durumda eminim ki Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı dönemi gündeme geldiğinde ise Özgür Özel çok mükemmel bir Başbakan adayı olacaktır.
Dahası bir de Meclis Başkanı’nın kim olacağı meselesi var.
Unutmayın bu günlere gelmede emeği yadsınamayacak bir Kılıçdaroğlu ve onun haksızlığa uğradığını ve hatta sırtından hançerlendiğini düşünen sevenleri de var.
Kılıçdaroğlu’nun böyle bir gelecekte Meclis Başkanlığı yani yasamanın başı olma görevini üstlendiğini bir düşünün. Hem Kılıçdaroğlu onurlandırılmış ve hem de sevenleri mutlu edilmiş olur dahası bu görevi de herkesten iyi ve layıkıyla yapar mecliste büyük bir uzlaşı sağlar.
Sizce de bu yol haritası makul ve akli bir çözüm değil mi?
Pekâlâ, bu kadar makul ve herkesi tatmin edebilecek bir çözüm ve kazan kazan seçeneği varken sizce bu kadro hırslarına yenilip, herkesin kaybedeceği bir tek Erdoğan ve Bahçelinin kazanacağı akıl dışı bir kavgaya girerler mi?
Doğrusu bu konuda sizlerin yanıtını çok merak ediyorum mozbulbul@yahoo.com adresine yorumlarınızı yollayabilirsiniz.