Ya Otoyol, Ya Ceza!

Bayram nedeniyle memleketim Adıyaman’a gittim.
Otoyollar, 9 günlük tatil sebebiyle bu bayramda da ücretsizdi.
Ücretli olanlar ise Kamu-Özel İşbirliği projeleri kapsamındaki yollar.

Ben giderken, Ankara’dan sonra Gölbaşı-Aksaray duble yolunu tercih ettim.
Yaklaşık 300 kilometrelik otoyol bomboş ve düz çizgi gibi. Yani bu güzel yol varken yaklaşık 300 km yola 590 lira vermek çok gereksiz.
Girdim ama girdiğime bin pişman oldum.

Ankara Gölbaşı’ndan itibaren bütün tabelalar, ısrarla - hatta navigasyonlar bile - seni özel şirketin işlettiği otoyola yönlendiriyor.
Her seferinde ısrarla reddettim ve kararlı bir şekilde Aksaray yolundan devam ettim.

Sonra başladı trafik denetlemeleri... Yani radar denetimi.
Gölbaşı çıkışından başladı radar kontrolü. Sanırsınız ki Türkiye’deki bütün radarlar bu yola getirilmiş.

Bir değil, iki değil... Hatta beş değil! 300 kilometrelik yolda en az 9 tane radar saydım. Sayamadıklarım hariç.

Hız kontrolü elbette insan için. Hele bayram öncesi yapılması son derece önemli. Ancak özel işletme yollarında hiçbir şey yokken, parasız yolda bu kadar radar akla ve mantığa sığmıyor.
Yani: “Radara yakalanıp 3-5 bin lira ceza vermektense, gir özel yola, ver 590 lirayı” mantığı.

Aklıma gelmedi değil...
Ama ben de ısrar ettim ve saatte 100 km’nin altında bir hızı sabitleyip kararlı bir şekilde yoluma devam ettim.

Otobanlar elbette kazaları önlemek ve sağlıklı bir ulaşım için önemli.
Ancak 300 km yol için 590 lira nedir, Allah aşkına?

Bir tarafta onlarca radar ve ceza sopası, diğer tarafta 590 lira otoyol ücreti...

Dönüşte ben de "Lanet olsun!" dedim ve 590 lirayı verip Kamu-Özel Projesi otoyolundan geçtim.
Merak edenler için söyleyeyim: Tek bir radara dahi rastlamadım.

Yazarın Diğer Yazıları