Esad'la nasıl anlaşacaksınız?!
Türkiye''de onulmaz Esad sevdalıları var. İllâ Beşşâr Esad''la görüşülsün!
Beşşâr''ın cirmi ne? Gücü ne? Beşşâr, kendi başına hareket edecek yeterlilikte mi? Çek İran''ı, çek Rusya''yı ve hatta çek ABD''yi Beşşâr''ın esamisi okunur mu?
Nasıl mantık yürütemiyorlar anlamıyorum! En güçlü muhalefet partisi Esad''da ısrarlı. Kimi kalemler illâ Esad diyorlar.
Suriye''nin nüfusu 2011''de başlayan iç savaş yüzünden neredeyse yarıya indi ve yarısının çokluğu da Nusayrî. İran, Nusayrîleri Şiîliğin dışında tutardı. Suriye''de çıkarı olduğu için Şiîliğin içine aldı. Bir tarafta Irak var. Suriye''de Nusayrîler Sünnîlere göre azlıkta. Irak''ta ise çoklukta. Irak''ın Şiîleri de bölük bölük gerçi ama kendilerinin Haşdî Şa''bî gibi güçlü bir kolu var. Nihayetinde diğer Şiîlerle de bir araya gelebilirler.
Suriye''de iç savaşın uzaması, çatışmaların mezhep savaşına dönüşmesinden. Irak''ta da ortalık durulmuyorsa, yine Şiîliğin öne çıkarılmasındandır.
Tarihi incelediğimiz de görürüz ki, Suriye''de istikrar mümkün değil. 1055''de Türkmenler Suriye''ye girmeye başlıyorlar. 1150''de Selçuklular bütününe hâkim oluyorlar olmasına ama, kısa zamanda kendi iç çekişmeleri, Alamut''tan gelen Haşhaşîlerin kesif propagandası Suriye''de dengeleri oynatıyor. Haçlılar bile özellikle kıyılarda, Urfa''dan Kudüs''e doğru dört devlet kuruyorlar. ("Alamut''un Büyüsü-Haşhaşîler: Sır ve Ölüm" kitabımızda ayrıntılı ele aldık.)
Şaşırtıcı olan nedir biliyor musunuz? Osmanlılar Balkanlara, İslâm ülkelerinden çok önce girmişler ve hâkimiyet kurmuşlardır. Meselâ; Suriye''ye girişleri Balkanlardan bir buçuk asır sonradır. (Suriye''yi Lübnan''la birlikte düşüneceğiz.) Müslümanlar yaşıyor, diyoruz, hac yolu üzerinde diyoruz, ama Osmanlı''nın gözü Batı''da. Bunun bir sebebi de Osmanlı Devleti''nin İslâm ülkelerinin tamamen dışında Bizans topraklarına uzanan bir alanda kurulmasıdır. Gözler ister istemez Bizans''a çevrilmiş, Bizanslıların hâkimiyet alanlarının daraltılması hedeflenmiştir. Bunlar ayrı bahis.
1516''da Şam (Suriye) eyaleti kuruluyor. 1918 Mondros Mütarekesi, Suriye-Lübnan sahası önce İngiltere''ye geçiyor. Sonra Fransızlara devrediliyor. Fransızlar hâkimken Halep, Şam, Lazkiye, Cebel ed-Dürzî ve İskenderun''da otonom hükûmetler kuruluyor.
Daha önce de yazdım... Suriye''nin bütünlüğünden bahsedilemez artık. Ayrı devletlere doğru gidilecektir. Onun için, biz, Suriye''de girdiğimiz toprakları bırakamayız.
Akademik araştırmalarda da varılan sonuç aynı:
"Araştırmamızın sonucunda ulaştığımız tespitler şunlardır: Günümüz Suriyesi''nde yaşanan kanlı hadiseler, tarihsel yaşanmışlıklar çerçevesinde kutuplaşan mezheplerin iktidar mücadelesi görünümündedir. Olayların bir tarafında tarihsel süreç içerisinde Sünni kesimden zulüm gördüğünü iddia eden Dürzi, Nusayri ve İsmaili ittifakı, diğer tarafında ise toplumun çoğunluğunu oluşturan ve kırk yılı aşkın bir süredir Nusayri Esed ailesinin diktatörlük rejimi altında zulüm gördüğünü savunan Sünni Müslümanlar bulunmaktadır. Nusayri, Dürzi ve İsmaili fırkalarının birbirleri ile olan ilişkilerinin ''şüphecilik'', ''rekabet'' ve ''güvensizlik'' temelleri üzerine kurulduğu söylenebilir. Adı geçen fırkaların Sünnilerle olan ilişkileri ise ''yüzeysel'' ve ''kırılgandır''. Sünni kesimin bu fırkalara bakış açısı genel olarak ''ötekileştirici'' ve ''yargılayıcı'' iken azınlık fırkalarının Sünnilere bakış açısı ise ''intikamcı''dır." (Aytekin Şenzeybek, "Suriye''de Dürzi-Nusayri-İsmaili ve Sünni İlişkileri" e-makâlât Mezhep Araştırmaları, VI/2 Güz 2013).
Hadi şimdi Beşşâr''ı başta tutun, Suriye''nin bütünlüğünden bahsedin! Mümkün mü?
Tekrarlıyorum. Girdiğimiz topraklardan asla çıkmamalıyız. Yarım kalan operasyonu tamamlayıp sınır şeridinin tamamını almalıyız.