“Aman Ruslara karşı Türkleri tutalım…”
Recep Tayyip Erdoğan, önceki günkü grup toplantısında Deniz Gezmiş’i Özgür Özel’e neden hatırlattı? Bunda ince bir hesap olduğunu düşünüyor mu CHP’nin genel başkanı?
Birkaç gün önceye gideceğiz... Bir sol internet sitesinde bir haber şu başlıkla veriliyor: “Bir sanatçı Mahir Çayan’ı övdü diye gözaltına alındı”.
Haberi okuyalım:
“Sabah saatlerinde gözaltına alınan sanatçı ..., Savcılık sorgusunun ardından öğle saatlerinde serbest bırakıldı.
Sanatçı ..., 30 Mart 1972'de Tokat'ın, Almus ilçesinin, Kızıldere köyünde devlet güçleriyle çatışmanın ardından 9 arkadaşıyla birlikte öldürülen THKP-C lideri Mahir Çayan ve arkadaşlarının anısına yaptığı sosyal medya paylaşımı nedeniyle sabah saatlerinde Antalya’daki evinden gözaltına alınmıştı.”
İsmini vermeyi gerek görmediğim o hanım “sanatçı” kendi sesinden “Mahir’in Türküsü”nün bir bölümüne ve Mahir Çayan portresi taşıyan birinin tren istasyonunda beklerken çekilmiş fotoğrafına yer verdiği internet hesabında suç unsuru bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınmış.
O hanım “sanatçı” internette de Mahir Çayan için “Kızıldere adın ahire kalsın yiğit yoldaş sanı Mahir’e kalsın..!” diye yazmış.
Mahir Çayan’ı anlatmaya gerek yok. Yandaşlarının da seve seve kabullenecekleri bir sıfatını hatırlatacağım “komünist militan”. “THKP-C” dedikleri kanun dışı bir örgütün lideri. Anılma sebebi bu. Eylemleri fazla. Banka soygunları onun için geçerken uğramak gibi bir şeydi. Saymayalım. 2 Mayıs 1971'de İsrail Başkonsolosu Efraim Elrom’u kaçırıp öldürdüler. Sonra Ordu-Ünye Radar Üssü’nde çalışan bir Kanadalıyı, iki İngiliz’i kaçırdılar. Buraya dikkat şimdi... Kaçırdıkları İngilizlerin şifreli kasalarına ne koydular biliyor musunuz? Ölüm cezasına çarptırılan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın asılmamasını istedikleri bildiriyi. Üstelik bu bildirinin radyoda yayımlanmasını (o zaman radyo yaygın), yayımlanmazsa teknisyenlerin öldürüleceğini yazmışlar.
Deniz Gezmiş deyince akan suları durduranlar bunları da bilmeliler.
Mahir Çayan’ın başını çektiği 10 kişilik grup kaçırdıkları bu üç yabancıyı 12 Mart 1972 Muhtırası’dan 18 gün sonra Tokat-Niksar-Kızıldere’ye kadar götürdü. Orada etrafları sarılınca hangisi kurşun sıktı, bilemeyeceğiz, sonra PKK/HDP’den milletvekili olarak üç dönem TBMM’ye girecek olan, HDP’nin “eş onursal” başkanlarından Ertuğrul Kürkçü biliyordur, son Dev Genç Genel Başkanı ve Mahir Çayan’ın “askeri” idi... Diğer arkadaşları polisin jandarmanın kurşunlarına hedef olurken, o samanlıkta yakalanmıştı.
(Ertuğrul 14 yıl hapiste kalıyor ve çıkıyor. Hapisteyken Karl Marx’ın biyografisini Türkçeye çeviriyor. Karl Marx üzerinde de arada dururum. Adamın Türklere izafî sempatisi vardı. Aman Ruslara karşı Türkleri tutalım, mantığı içindeydi. Kaderin cilvesi... Karl Marx’ın hiç sevmediği Ruslar, onu bayraklaştırıp komünist idareyi kurdular. Karl Marx’ı biraz araştırdığım için biliyorum, Lenin’in, Stalin’in dünyaya yaydığı komünist idareyi görebilseydi, gür sakallarını yolardı. Benim için Karl Marx, yabana atılmayacak, yazdıklarından dersler çıkarılacak bir fikir adamı. Allah’sız kitapsızlığı onun kendi meselesi. Yahudi ama Yanudi’ye karşı. Hatırlatırım... “Yahudi Meselesi” kitabının son paragrafında “Yahudi’yi kendi Yahudiliğinden kurtarmak lâzım.” der.)
Konu dağılmasın... Deniz Gezmiş’e geleceğim.
Mahir Çayan’ın vukuatı fazla olduğu için, siyasîler onun “komünistliğini, ülkesinde neden eline silah aldığını” anlatamıyorlar. Bütün imaj Deniz Gezmiş’e üzerine yüklenmiş. Çünkü o daha silah kullanmadan iki arkadaşıyla yakalandı. Vukuatı, bazı öğrenci olayları, bir iki banka soygunu. O kadar. Deniz Gezmiş, parkasıyla cazip görüntü sergiliyor üstelik!
Defalarca “Deniz Gezmiş” dedik... Keşke asılmasalardı dedik. Onun ve iki arkadaşının muhakeme edildiği davalarda savcı Baki Tuğ idi. Daha sonra milletvekili de seçildi. Yine bir yazımdan sonra beni aramış Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının asılmalarına sebep avukatlarıydı. O dönem kanun onların cürmüne “idam” diyordu. Ama avukatları, idama götürecek yola taş döşediler, demeye gelen sözler etmişti.
Mahkeme idam cezası verebilir. Keşke TBMM’de oylamada asılmaları için el kaldırılmasaydı.
Asıl katil Abdullah Öcalan değil mi? Mahkeme idam cezası verdi. Kanunlar cezayı gerektiriyordu. Ne oldu? Cezası TBMM’ye oylamaya bile gitmedi. İdam cezası tümden kaldırıldı. Abdullah Öcalan idamdan kurtuldu. Şimdi el bebek gül bebek bakılıyor. Belki TBMM’ye gelip nutuk atmak için gün sayıyordur.
Recep Tayyip Erdoğan, önceki günkü grup toplantısında CHP’den bahsederken neden Deniz Gezmiş’i diline doladı?
CHP’yi suçlayarak diyor ki:
“Her zaman yaptığınız, kurtla avladınız, çobanla yediniz, sonra sürünün sahibiyle oturup timsah gözyaşları döktünüz. Buradan soruyorum; bugün sürekli üzerinde tepindiğiniz Deniz Gezmiş’i sahaya süren siz değil misiniz? Meclis'te oylamadan kaçarak idamını onaylayan siz değil misiniz? İdamını izleyen, güya mezarı başında gözyaşı döken siz değil misiniz? Tüm bunlardan sonra utanmanız gerekirken işinize her geldiğinde Deniz Gezmiş'i kullanan siz değil misiniz? Sadece Deniz Gezmiş’e değil, Sabahattin Ali’ye, Nazım Hikmet'e bakın. Aynı riyakârlığı, aynı nebbaşlığı orada da görürsünüz. Şimdi de bir yandan gençleri sokağa çağırıyor, kışkırtıyor, küfür ettiriyor, polise saldırtıyorsunuz, sonra utanmadan timsah gözyaşları döküyorsunuz.”
Recep Tayyip Erdoğan’ın önüne konuşma metnini koyanlar, Deniz Gezmiş ve diğerlerini nasıl görüyorlar da böyle bir konuşma hazırlıyorlar?
Özgür Özel, güya R. T. Erdoğan’a cevap veriyor... Önceki akşam Şişli’de meydana toplananlara yaptığı konuşmada “Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının durduğu yerdeyiz. Sen neredesin?” diyor, meseleyi Filistin’e getiriyor. Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin’e silahlı eğitim görmek için gitmişlerdi ya... Onu hatırlatıyor. Hükûmet tarafı da CHP tarafı da “öz”ü görmüyor, görmek istemiyor. Özgür Özel o yolun yolcusu... Ya Ak Parti yönetimi? Propagandanın fazla etkisinde kalmıyor mu?!
(Hatırlatma: 24 Nisan 1972 tarihli meclis tutanaklarına göre; Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının idamı için 144 CHP’li vekilden 28’i “Evet” oyu verirken, 47 vekil “Hayır” diyor, 2 vekil çekimser kalıyor, 67 vekil ise oylamaya katılmıyor.)
Gündemi MHP belirliyor... Ey adalet neredesin?!
Yozgat’ta CHP’ye itibar edildi mi?
‘1915 Tehciri ve Ermeni Meselesi’
Devlet Bey İmamoğlu üzerinden ölçüyü koydu
Bülent Akarcalı neye itiraz etti?
Biz de şimdi Yunan’a mı küfredelim!!
Yunanistan’ın aklı niye Türkiye’de?
Türkiye’de kaç devlet var?!
Doğu Türkistan’ı ne kadar biliyoruz?
“Aman Ruslara karşı Türkleri tutalım…”









