Devletten destek… Kurum’dan da hizmet beklemek…

Adaylığı kesinleşen belediye başkanları meydanlara çıkmaya başladılar.

Naif…

Kibar…

Anlayışlı…

Hatta herkese karşı sempatik.

Sanırım sanki hiçbiri de kendileri değil.

Kendileri başka, davranışları bambaşka.

Sanırsınız ki her biri başkanı olacağı kenti uçuracak.

Varsa yoksa; başkanı olacağı kent ve o kentin insanlarının hasletlerini gidermek!

Beklentilerini karşılamak!

Bu nasıl bir aşk(!) Allah’ım!

*

Gözlerim doldu.

Duygulandım.

Alkışlamak geldi içimden ya, yapamadım.

*

Bir an için benim görevimin alkışlamak değil, onların nerede yanlış yaptıklarını düşündürmeyi.

Neyi… neyle yapabileceklerini sorgulamayı.

Bu zamana kadar nasıl bir hazırlık yaptıklarını hatırlatmayı.

Kadrolarının ne kadar hazır olduğunu…

Yaşadıkları kenti ne kadar tanıdıklarını öğrenmeyi sormalıyım. Sormalıyım ya, diğer basın mensubu arkadaşlarımın zamanlarından çalmamak için soramıyorum.

*

Efendim geçtiğimiz cuma (26.01.2024) günü, AKP Avcılar İlçe Başkanlığı’nın daveti üzerine, Avcılar Belediye Başkan Adayı -eski ilçe başkanı- Abdullah Küçükoğlu Beyefendi’nin basın toplantısına katıldım.

Kendisiyle ilk kez tanışıyoruz.

Daha doğrusu ilk kez yüz yüze karşılaşıyoruz.

O, Avcılar’da üç yıllık ilçe başkanı, ben Avcılar’ın -aşağı yukarı- 50 yıllık sakiniyim.

Ne yalan söyleyeyim çok kibar ve naif biri olarak gördüm.

Gerçeği nedir bilemiyorum. Çünkü yeterince tanıyamadım.

Vaatlerini; satır başlarıyla sıralıyor.

*

Mesela diyor ki:

“Kentsel dönüşümü ucuzlatacağız.”

Bugün için komik değil mi bu ifade?

Her gün zam sağanağı gelirken…

Genel iktidar, yani AKP iktidarı her gün vatandaşın ümüğünü sıkarken, Sayın Aday’ın elinde nasıl bir sihirli değnek olacak ki kentsel dönüşümü ucuzlatacak?

Kafam basmadı.

*

Mesela:

“Avcılar’ı cazibe merkezi haline getirmemiz gerekir.” diyor, ama nasıl yapılacağı ile ilgili…

Neyle yapılacağı ile ilgili…

Nereleri kullanacaklarıyla ilgili

Ve neler yapılacağı ile ilgili bir detay yok.

Aynı Sayın Aday:

“Avcılar’ı; abi, kardeş dostluk hukukuyla yöneteceğiz” diyor ve vaatlerinin içi doldurulamazken;

“Sizin için bir belediye başkanı nasıl olması lâzım.” diyerek, toplantıdaki basın mensuplarından görüş istiyor.

*

Evet, ilk bakışta hoş bir yaklaşımmış gibi görünse de gazetecinin görevi belediye başkanlarına akıl vermek, onlara yön göstermek değil, onların yanlışlarını, eksiklerini ortaya çıkartmak olmalıdır.

*

Doğrusunu isterseniz bu basın toplantısında ilk kez karşılaştığım Sayın Abdullah Küçükoğlu’nu cevval…

Atak…

Bilgili…

Neyin nasıl ve ne şekilde çözülebileceği ile ilgili beni tatmin eden biri olarak görmek isterdim ya, maalesef göremedim.

*

Onu da suçlamıyorum.

İktidar AKP…

Sayın Kurum da İBB Başkanı olursa, “Devletten destek… Kurum’dan da hizmet gelir, ben de güle oynaya işlerimi yürütürüm.” anlayışı hâkimmiş gibi geldi bana.

Valla ben öyle anladım.

*

Hayırlısı olsun bakalım.

Ancak bir belediye başkanı kararlı olmakla birlikte, özgüvenli oluşunu, başkan adayı olduğu kentin insanına yansıtabilmeli diyorum.

Üzgünüm o yansımayı ben fark edemedim.

*

Hem biraz sabır.

Şunun şurasında 64 gün kaldı.

Yazarın Diğer Yazıları