Zamanın birinden bu zamana…

Bundan yıllar, yıllar önce zamanın birinde ben gibiler yaşarmış.

*

Gün gelmiş, zaman geçmiş…

Haftalar ayları, aylar yılları kovalamış.

Yıllar on yılları…

On yıllar asırları derken… her dönemde iktidarı her daim daha güçlendirirken, kendileri kilo kaybediyorlarmış…

*

Zamanın devrinde ben gibiler, derdini anlatmaya çalışmak istemişler iktidarlarına, onlar da:

“Sabredin…

Şükredin…

Tevekkül edin…” denmiş.

*

Niye?

Çünkü koskoca iktidarın işi de çok, derdi de…

Öyle kolay değilmiş kocaman ülkeyi yönetmek.

Dert bir değil ki elvan elvanmış o zaman da…

*

Ben gibiler.

Yine sabretmişler…

Yine şükretmişler…

Yine tevekkel olmuşlar ya ne elde var ne avuçta.

Bakmışlar ki bu iş böyle olmayacak!

Şükretmekle de…

Sabretmekle de…

Tevekkel olmakla da bir yerlere varılmayacak…

Ne yapsalar açlar…

Yeniden gitmişler İktidara durumlarını anlatmışlar.

Onlara “Kader” denmiş, katlanmışlar.

“Alın yazısı” denmiş, boyunlarını bükmüşler…

“Allah yardımcınızdır ona sığının!” denmiş,

O’na sığınmaya karar vermişler.

*

Hem koskoca iktidar öyle diyorsa, ben gibiler ne yapabilir ki?

Madem alın yazısıymış!

Madem bizim kaderimiz böyleymiş!

Madem Allah yardımcımızmış, ben gibilere de yardım edermiş, o zaman O Kutsal kitabımızı ileriyi gören bir adam, zamanında ben gibilerin diline çevirttirmiş, onlar da onu okur olmuşlar.

Üstelik okuduklarını da anlıyorlarmış.

Allah’ın Kutsal kitabı ben gibilere:

“Seni yaratan Allah’ın adıyla oku.” diyor, okuyor ben gibiler.

*

Meğer, Allah Kutsal kitabında ben gibilere:

“Akletmez misiniz?”

“Düşünmez misiniz?”

“Ben sana şah damarından daha yakınım.”

“Ben, seni mükemmel yarattım, eksiksiz noksansız yarattım.” diyormuş da ben gibiler okuduklarını anlamadıkları için akledemiyorlarmış işte.

“İnsan olarak sana düşünme yeteneği verdim, niye bunu fark etmezsin?” diyormuş ya Kutsal kitabında, işte tam da o zaman, ben gibiler eksik yanlarını fark eder olmuşlar.

İşte tam da o zaman ben gibiler Allah ile aramıza aracı koymamaya başlamışlar.

*

Oysa biliyorum ki bana Allah’ı anlatanlar da onun kitabından okuyor ve bana kendi anladıklarını anlatıyorlar, ben de onun kitabından okuyorum, okuduğumu anlıyorum.

Mekânı cennet olsun O kutsal kitabı dilimize çevirten adı Mustafa olanın.

Müthiş bir şey bu!

*

İşte o zamanın devrinde var olan iktidara, ben gibiler kendilerini kullandırmışlar.

Aklımızı…

Sabrımızı…

Ahlakımızı…

Vah ki vah ben gibilere!

*

Suç ben gibilerde, kanmasalarmış.

Onlardaki akıl ben gibilerde de var, kullansalarmış.

Mala-mülke sahip çıkıldığı kadar akıllarına sahip çıksalar, kendilerine anlatılanları düşünselermiş.

*

Bunun hesabını bize Yaradan sormayacak mı sanıyoruz!

Anladım ki ben gibiler öyle sanıyor.

O nedenle de dün de bugün de kullanılıyoruz.

Affedersiniz…

Yazarın Diğer Yazıları