Yürüyoruz dikenlerin üstünde

Hiç ders alırlar mı? Sanmıyorum. Ders alacak olsalardı millet seçim öncesi bangır bangır "hayalet seçmen var" diye bağırırken hukuk düzeni kamu düzeni demektir deyip kolları sıvarlardı.

Yapmadılar..

Şimdi Büyükçekmece'de hayali seçmen arıyorlar.

Usulsüzlüklerin tamamını CHP'ye yüklemenin peşindeler.

Lakin işin garip yanı nedir biliyor musunuz?

Nüfus idaresi CHP'de değil, AKP'de.

Müdür Rizeli, memur içerde.

Seçimler yapılmış, seçiminin güvenliğinden sorumlu olanlar seçim öncesi yapılan tüm itirazlara itiraz etmekle yetinmeyip bir de muhalefeti suçlamış kimseler.

Bunların ahlakla, doğruluk ve dürüstlükle alakası yok.

İktidar her zaman masum, muhalefet ise her daim kötülüklerin kaynağı. Gazete manşetlerine bakın. Sakın fikri namus, haberin kutsallığını falan aramayın. Basın ahlakını hiç sormayın. Hele gazetecilik temel ilkelerinin tekini bile aklınıza getirmeyin.

Ülkenin tek suçlusu her zaman muhalefettir.

Okuyun görün.

Haber alma özgürlüğü öldü mü demokrasi ölür. Haber çarpıtıldı mı demokrasi çarpık yürür.

İşte Türkiye örneği.

Buyurun bakın. Çarpık yürümüyor mu?

Bu ülkede işler doğru gitmiyorsa bunun önemli bir nedeni elbette olayları çarpık gören iktidar basınının sayıca fazla olmasıdır.

Doğru bilgilendirilmiyorsam elbette yanlış karar veririm. Çünkü insan zihni bilgi ile akıl yürütür. Dolayısı ile aklın yakıtı bilgidir.

Bilgi çarpıtılarak aktarılıyorsa kamuoyu çarpık oluşmaz mı?

İşte oluşuyor…

YSK bile kendi içtihatlarına uymakta zorlanıyorsa bunun birinci nedeni çarpık kamuoyunun oluşması ve kuruma baskı yapacak güce erişmesidir. Buna rağmen kurum tarihe not düşecek bir hukuk dersi verebilirse, Türkiye düzlüğe çıkar. Aksi halde, gittikçe iktidarın haşmeti hepimizin üzerinde kendini hissettirecektir.

Ankara'ya PKK gelip oturdu mu?

Dilin kemiği yok.. Yalanın da sınırı.

Seçim kampanyalarında iftirayla kazanma yöntemi başarılı olamadı. O günlerde Mansur gelecek, PKK'lılar belediyeye dolacak diyorlardı.

Kandil'den emir alıyor diyorlardı.

Mansur Yavaş geldi, bismillah ilk icraatını eski Giresun Milletvekili Murat Özgan'ı göreve atamakla işe başladı.

Büyük ihtimalle yarın bir gün CHP'den birine görev verecek.

Murat Ögan aynı zamanda iyi bir müfettiştir. Bu sebeple belediyenin akçeli işlerini kontrol ederken kamu yararını gözetecektir diye düşünüyoruz.

Kıdem tazminatı

Kıdem tazminatı çalışan kesimin hayat garantisidir. Ona dokundunuz mu doğrudan işçinin hayatına, geleceğine, yaşam kalitesine dokunmuşsunuz demektir.

Çalışanı patron karşısında koruyan en temel garantiyi elinden almışsınız demektir.

Bu durumda her işveren istediği işçiyi, istediği gibi kapının önüne koyar. Nasıl olsa tazminat ödemeyecek veya ödese de uzun zamana yayılarak ödeyecek..

Türkiye'nin aradığı bu değil. Adil toplum, adil yönetim ve hak edene hak ettiğinin verilmesidir aradığımız. Ekonominin temel direği olan işçi haklarına duyarlık kul hakkına duyarlıktır.

Yazarın Diğer Yazıları