ABD Başkanı Barack Obama, iki gün önce Simvenya’daydı. Amerikalı işadamının yaptığı bir alışveriş merkezini Simvenya Cumhurbaşkanı Zambıta Zövamama ile birlikte gezdiler. Zövamama ile samimi görüntü sergileyen Obama, gezi boyunca elini Simvenya Cumhurbaşkanı’nın omzundan indirmedi. Bazen ev sahibinin sırtına şaplak atıp karşılıklı gülüştükleri de görüldü.
ABD Başkanı Simvenya’dan ayrılırken, bir basın toplantısı düzenleyerek, bu ülkede bulunan kendi ülkesinin gönüllü kuruluşları ve iş adamlarını şikâyet etti:
“Bunlara karşı dikkat olun. Casusturlar. Hatta devleti ele geçirmek için eğitim gönüllüleri, işadamı maskesi takınırlar. Zinhar imkân sunmayın! Sonra ikaz etmedi dersiniz!”
Obama, sözlerini “Bu insanlığımı da unutmayın ha!” diye bitirdi.
Obama’nın son sözü kafaları karıştırdı. Basın mensupları, Simvenya Cumhurbaşkanı ve diğer devlet yetkilileri, soran gözlerle birbirlerine baktılar.
Bilindiği gibi, Simvenya, altın rezervleriyle dünyada sayılı yere sahiptir! ABD Başkanı’nın “gammazlık” karşılığı, Kenya’daki baba bir anne ayrı kardeşlerine komşu ülke olarak “kıyak” geçilmesini mi istedi, yoksa gelecek seçimde, kendisi ABD başkanlığına aday olamamasından dolayı, karısının adaylığı için finansörlük mü talep etti, bilinmiyor.
Böyle bir temas ve böyle bir konuşma yapabileceğini düşünebilir misiniz? ABD Başkanı Türkiye’ye geliyor ve kanlı-bıçaklı olduğu ABD’li misyonerlerin kurduğu mekteplerdeki hocaları, işadamlarını şikâyet ediyor, casuslukla suçluyor... Mümkün mü?
Türkiye Cumhurbaşkanlığına, maalesef efsunlanmış insanlarımızın oylarıyla seçilmiş zat, Ekvator Ginesi’nin başşehri Malabo’da düzenlenen 2. Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi’nin ikinci gününde liderler oturumunda, zirveye katılan devlet ve hükûmet başkanları ile delegasyon üyelerine, ruh hâlini tartışmaya açacak şu sözleri söylüyor:
“Bazı Afrika ülkeleriyle Türkiye arasına, sivil toplum örgütü ya da eğitim gönüllüsü maskesiyle çeşitli tehlikeli yapılanmaların nüfuz etmeye çalıştıklarını görüyoruz. Bunu da dikkatle izliyoruz. Faaliyet gösterdikleri hemen her ülkede gizli yapılanma içine giren ve ajanlık faaliyetleri artık daha da somutlaşan bu örgütlere karşı devlet ve hükümet başkanı dostlarımızın daha hassas olacaklarını umuyoruz. Eğitim ve insanî yardım görüntüsü altında, Türkiye dâhil olmak üzere faaliyet gösterdikleri her ülkede ciddi tehdit teşkil eden bu örgüt veya örgütlere karşı her türlü bilgi paylaşımına ve ortak mücadeleye hazır olduğumuzu da burada özellikle vurgulamak isterim.”
Türkiye’de yolsuzlukları, evlerdeki para yığınlarını, rüşveti, nüfuz ticaretini, havuzu ortaya çıkarttığına inandığı bir grubun Türkiye dışında kurduğu okulları ve orada ders verenleri, iş yapanları şikâyet etmesi, kim için olursa olsun kabul edilemez.
Eğer bunlar casus örgütüyse senin ülkenden gidiyorlar ve casusluklarını ortaya koymak da senin vazifen. Yok, eğer başka ülkeler için casusluk yapıyorlarsa, o ülkelerin problemidir.
O ülke yöneticileri bu zatın sözlerine inanırlarsa, o okullardan yetişenlere birer casus gözüyle bakacaklar ve kendi insanlarından şüphe edeceklerdir.
