Türkeş'i kullanamazsınız!

Rejimi değiştirmek, Türkiye'yi karanlığa sürüklemek isteyenler, Alparslan Türkeş'in adını kullanmada yarış hâlindeler. Türkeş'in zamanında idealize ettiği, ama hiçbir zaman şimdiki "diktatörlük" olarak düşünmediği, "başkanlık" sisteminin üzerinden tercihlerine destek arıyorlar.

Kim ki, Türkeş'i mülevves emellerine âlet ediyor; o müraîdir, yalancıdır, ikiyüzlüdür, aslına ihanet içindedir. Bu kadar açık söylüyorum!

Kuvvetler ayrılığının esamesinin okunmadığı, denetim-kontrol mekanizmasının işlemediği, TBMM'nin devre dışı bırakıldığı bir başkanlık sisteminin "diktatörlük" olduğunu Türkeş bilmez mi?

Kendi ülkesinde, bir ihtilâle imza atmış ve ihtilâlin ne kadar kötü olduğunu tatbik ederek görmüş bir insandan siz nasıl "ekmek" çıkarmaya kalkarsınız!

Bir dergi: Derin Tarih! Muktedirlerin gayriresmî yayın organı mesabesinde. Türkeş'in ta 1975'te çıkan "Temel Görüşler" kitabından alıntı yapmışlar, bir de tercih mühürlerini yazının üstüne yapıştırmışlar. Bir zamanlar FETÖ yandaşı, şimdinin ise bilmem ne yandaşı, iflâh olmaz bir M. Kemal Atatürk düşmanı biri derginin başında. 144 sayfalık dergide 27 tam sayfa renkli ilân. İsterse vermesinler! "Korku devleti"nde, "Muktedir" yanaşmaları ilân isteyecekler de vermeyecekler! Mümkün mü?!

100 yılı aşkın yayın yapan, nesiller yetiştirmiş Türk Yurdu dergisinin sayfalarını karıştırıyorum, birkaç tane, ilân... O kadar.

("Korku devleti" deyince... Bu sözü bir "yandaş" TV kanalının muhabirinin sokakta halkla yaptığı röportajda duydum. Sonra Kemal Kılıçdaroğlu, rica minnet çıktığı TRT'de söyledi. Program 19.00'da başlaması gerekirken, "Reis"in bir yerdeki konuşması canlı verildiği için, kesmemişler, ana muhalefet partisinin genel başkanını yarım saat bekletmişlerdi. Kemal Bey TRT yönetiminin korkudan yayını kesemediğini söylemişti. TRT'nin bir sürü kanalı var. Başka bir kanaldan yayını sürdürebilirlerdi hâlbuki. Kimse cesaretini toplayıp Kılıçdaroğlu'nun yayınını başlatamamış. "Korku devleti"nde bunlar olağan. Kemal Bey, o an yerinden kalkmalıydı. Yanındakilere direktif vermeli, bütün gazetecileri TRT'nin önüne çağırmalı, vaziyeti protesto etmeliydi. "Korku devleti"nde neler olduğunu ve daha neler olacağını canlı canlı bütün halka anlatmalıydı. Bir "lider" için karar anı önemlidir.)

Asıl konumuz, darbe teşebbüsünü fırsat bilip bir hamleyle (darbeyle mi deseydim?) rejimi değiştirip Cahiliye Devri'ne dönülmek istenmesi.

Darbenin ne kadar kötü olduğunu Alparslan Türkeş'ten daha iyi bilecek kim var? Kendisi bizatihi darbeci. Ne diyor: "En kötü hukuk nizamı, en iyi ihtilâlden iyidir."

Kime söylemiş bu sözü? Nazlı Ilıcak'a.

(Nazlı Ilıcak şimdi "darbeci cemaat"e müzaheret ettiği iddiasıyla tutuklu! Üstelik darbeden yara almıştı. 27 Mayıs'ta, babasından dolayı acı çekmişti. Babası Menderes hükûmetlerinde bakandı. Nazlı Ilıcak 12 Eylül'de de hapis yatmıştı. Darbelerin zararını bizzat görmüş birinin "darbeci" olabileceği düşünülebilir mi? Aklı duruyor insanın!)

Alparslan Türkeş'in söylediklerini okusanız, bugünü mü anlatıyor, dersiniz. Yarın inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları