Turancılığın İslâm bağı

M. Kemal de günün şartlarında Turancılığı tenkit eder. Osmanlı yenildikten, Türkiye Misak-ı Millî sınırları içine çekildikten sonra elbette Turancılık güdülemez ama hayal edilir. Neden Türk Birliği demeyelim? Dün yazdım. Millî Görüşçülerin pek saydıkları hocalarından Tahir Büyükkörükçü, İsmet İnönü ile aynı çizgiye gelmiş ve Turancılığa karşı lâf etmişti. Şöyle bir düşünseniz; Turancılığa lâf etmek aslında İslâma laf etmektir! Turancılık zamanımızda Türk ülkeleri arasında ortak noktaları çoğaltmak ve o noktalarda tekessüf etmektir. İslâmcı zevatın çok özledikleri "İslâm Birliği"nin ilk merhalesi "Turancılık"tır. Sen önce, Türk'ten içtinap etme; "Türk'üm" de!

Dr. Yusuf Gedikli'nin yayına hazırladığı 4. baskısı yeni çıkan Âdil Hikmet Bey'in, "Asya'da Beş Türk" kitabından bahsetmiştim. Dr. Y. Gedikli, beş Türk'ün neden Asya'ya gittiklerini ve neler yaptıklarını şöyle özetler:

"İttihat ve Terakkî devrinin ayırıcı özelliği Türk milliyetçiliği akımının hızla gelişmesi, yayılması ve Osmanlı dışındaki Türk yurtlarını etkilemeye başlamasıdır. Daha önce sürdürülen Osmanlıcılık siyasetinin başarısız olmasından dolayı İttihat ve Terakkî de İslâmcılık ve Türkçülük hareketlerine büyük destek vermiş ve Türk milliyetçiliği belki Türk tarihinde ilk defa olarak iktidarın politikasına çevrilmişti. Bu devirde İslâmcılık, özellikle siyasî planda Türkçülükle çatışmıyor, bilakis ikincisi birincisinin bir safhası olarak görülüyordu.

İttihat ve Terakkî 1699'dan beri Rusya ve Avrupa karşısında zayıf düşen Osmanlı'nın bir türlü cesaret edemediği Rusya'ya karşı atak ve aktif bir propaganda savaşına girişmişti. Bilhassa Enver Paşa'nın Harbiye Nazırı olduğu 1914 Ocağından sonra bu faaliyetlere daha da hız verilmişti. Enver Paşa'nın kurduğu Umur-i Şarkıye (şark işleri; halk arasındaki adı Teşkilât-ı Mahsusa, yani özel teşkilat) adındaki gizli istihbarat örgütü, bütün Kuzey Afrika, Hint kıtası, Rusya'daki Müslümanlar ve Türkler arasına birçok ajan yollamıştı.

Şurasını vurgulamak lâzımdır ki İttihat ve Terakkî 1699'dan sonraki Türk tarihinin en cesur iktidarıdır. Eğer savaş üç beş yıl sonra çıksaydı, vaziyet Türkler için çok müsait bir mahiyette tezahür edecekti. Fakat ne yazık ki bu propaganda savaşı henüz meyvelerini vermeden 1. Dünya Savaşı patlamıştır.

İlk olarak Talat Paşa 16 Şubat 1914'te Doğu Türkistan'a Radoslu Habibzade Ahmet Kemal (daha sonraki adıyla Ahmet Kemal İlkul)'i göndermişti. Başından geçenleri anlatan 3 kitap yazmış, bunlar tarafımızdan cem edilerek 'Çin-Türkistan Hatıraları-Şangay Hatıraları' adıyla Ötüken Yayınevi'nce yayımlanmıştır.

Enver Paşa da 22 Temmuz 1914'te yüzbaşı Âdil Hikmet, Selim Sami, Emrullah, İbrahim ve Hüseyin beyleri, Batı ve Doğu Türkistan Türklerini aydınlatmak göreviyle Türkistan'a göndermiştir. Bunlar 1916 Kırgızların Yedisu isyanını başarıyla yönetmişlerdir. Bu beş Türk, Çin yoluyla 1920 ve 1921 yıllarında Türkiye'ye dönmüştür.

Beş Türk'ten biri olan Âdil Hikmet Bey, hatıralarını 'Asya'da Beş Türk' adıyla Cumhuriyet gazetesinde tefrika etmiş, bunlar da tarafımızdan Latin alfabesine aktarılarak yayımlanmıştır. Özetle İttihat ve Terakkî, tutsak Türk yurtlarını özgürleştirmek için çalışmıştır."

Turancılığı "ırkçılık" olarak anlamak isteyen zihniyeti burada tel'in ediyorum! Turancılığa tavır İslâma tavırdır!

Yazarın Diğer Yazıları