Tuğrul Bey açık konuştu
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, çok açık konuştu. Böyle konuşmalara ihtiyacımız var. Saray'a hapsedilmiş konuşmalar, "Görülmüştür." mektubu gibi; zihnimizi daraltıyor.
Ak Partililer, idam cezasının geri getirilmesinin mümkün olmadığını bile bile "idam" cezasını konuşuyorlar. Çünkü, R.T. Erdoğan üstüne basa basa "İdam cezası gelmeli!" diyor. R. T. Erdoğan'ın, asıl idam etmek istediği "FETÖ Başı". Ama onun yaşı 80'e dayanmış. (Haziran 1938 doğumlu.) Zaten idam edilemez. (27 Mayıs 1960 darbecileri Celal Bayar'ı idam sehpasına çıkarmak istiyorlardı ama yaşı yüzünden tartışılmadı bile.)
Tuğrul Bey, sözünü eğip bükmeden "İdama karşıyım." dedi. İdam cezasının gelemeyeceğini bile bile "İdam!" diye haykırmak, "ikiyüzlülük" demeyelim de, "İslâmcı"nın "İslâmcı"ya yaptığına karşı duyulan sonsuz kinin tezahürü diyelim.
Ülkemiz dört bir taraftan kuşatılmışken, elimizde ateş topu tutarken, ekonomide alarm zili çalarken, birinin "nefsini" tatmin için "başkanlık" sistemine kilitlendik. Kilitlenmeye yol açan da Devlet Bey... Memleketin içine düştüğü/düşürüldüğü hâli -geldiği fikrî temel itibarıyla- en iyi müşahede edecek bir siyasetçi olan Devlet Bey, şu anda genel başkanlığının meşruiyeti tartışıldığı, tabanında büyük kaymaların söz konusu olduğu, Balgat'la kitleler arasına kalın duvar ördüğü bir zamanda, başkanlığı istemeyi "Hitler"e benzetecek kadar katı tavrı almışken (Daha bu yılın başındaki konuşmasını vermiştim.) "U dönüşü"nü nasıl izah edeceğiz?
Herkes "U dönüşü"nün altından bir şey aradı. "Yandaş" tabir edilenler, "Yukarı"dan aldıkları komutla "Bahçeli'nin basireti." dediler... Kuşkucu olanlar, "Bir bildiği var." dediler... Sözlerinin altında bir şey arayanlar "Tuzak kuruyor." dediler... Kimse Devlet Bey'in samimî olacağına inanmadı.
Tuğrul Bey'in, Devlet Bey'in tavrını izahı ise farklı. (Tartışmaya bakın siz... MHP'nin tavrı olarak değil, Devlet Bey'in tavrı olarak tartışılıyor. Çünkü, tek karar mercii Devlet Bey!)
Tuğrul Bey'e, önceki gün, Hürriyet'in muhabiri soruyor: "Bahçeli'nin bu çıkışının [Başkanlık] ardında Erdoğan için işleri kolaylaştırmanın ötesinde bir strateji var mı?"
Tuğrul Bey: "Sayın Bahçeli çok deneyimli ve kurt bir siyasetçidir. Şüphesiz ki bir stratejisi vardır. Bu stratejisindeki öncelik de kendi partisinin başarısı olmasıdır ve öyledir de." cevabını veriyor.
Tuğrul Bey'e, inişli çıkışlı hukukumuza dayanarak bir de ben sorayım: "MHP'nin kongresinin ipleri Ak Parti'nin elinde olmasaydı, Devlet Bey böyle durup dururken Başkanlığı gündeme getirir miydi?"
Herkes biliyor ki, iç muhalefet, gerekli imzayı fazla fazla topladı ve olağanüstü tüzük kongresi yapıldı. Bir dizi karar alındı. Devlet Bey'in pozisyonu tartışmalı hâle geldi. Şu anda, iktidardakiler isterse genel başkanlık kongresi de yapılır ve Devlet Bey makamından iner. Devlet Bey, Saray'ı heveslendirerek bu kongreyi yaptırmak istemiyor. Sebep bu kadar basit. Tuğrul Bey, elbette bunu biliyor. AKP'yi astığı astık göstermemek için nezaketinden söylemiyor.
Referandum, Tuğrul Bey'in dediği gibi çantada keklik değil. Devlet Bey istese bile, MHP milletvekillerinin "başkanlık" için oy vermesi kendilerini inkârdır. Ak Parti içindeki ByLock'çular da oy vermeyeceklerdir. Referandum muhataralıdır; % 49,9'la kaybedilirse bitiştir, deniyor ama, TBMM'de 330 bulunabilecek mi? Bu düşünülmeli.