Sinan Ateş cinayeti mahkemesi başlarken

Sinan Ateş cinayeti ile ilgili mahkeme dün başladı. Türk siyasi tarihi açısından ve özellikle de milliyetçi camia açısından çok önemli bir olay.

Siyaset açısından; iktidar-hukuk ilişkisini ve oradan adalete olan güvenin hangi boyutta olduğunu ya da olacağını gösteriyor. Aynı zamanda, iktidar üzerine yansıyan “üzerini örtecekler” şüphesinin ortadan kalkıp kalkmayacağını gösterecek.

Bir diğer boyut ise MHP’nin durumu. MHP, ister olayın bir parçası olsun isterse olmasın bu olaydan yara almıştır. Her şeyden önce ülküdaşlık hukuku bakımından asla sarsılmaz sanılan o büyük güven ortadan kalkmıştır. Sinan Ateş gibi ocağın tepe yöneticisinin bir cinayete kurban gitmesi karşısında MHP’nin ortaya koyduğu anlaşılmaz tepki ve hatta hiç anlaşılmaz sertlik, geçmişte birçok ülkücünün uğrunda ölüme gittiği partinin, bu tutumu karşısında derin bir hezimet, hatta aldatılmışlık hissi yaşamasına sebep oldu.

Üçüncü boyut da, Türk hukuk sisteminin kendini test etmesi ile sonuçlanacaktır. Bakalım, hukuk sistemi özgün ve bağımsız mı, yoksa egemen güçlere boyun eğen bir yapı mı?

Başlangıç itibarıyla maalesef ikinci istikamette süreç başladı. Özellikle hazırlanan iddianame, başta hukuk camiası olmak üzere, çeşitli kesimleri tatmin etmedi. Aynı şekilde siyasi kararlar da iktidar üzerinde şüphe oluşmasına neden oldu.

Hatırlayalım:

1-Sinan Ateş, Ankara’da 30 Aralık 2022 günü Eray Özyağcı’nın silahlı saldırısı sonrası, sıktığı 6 kurşundan 5’i Ateş’e isabet etmiş, Sinan Ateş ölmüş, yanındaki akrabası Selman Bozkurt yaralanmıştı.

2-Tetikçi Erol Özyağcı cinayetten 1 ay 7 gün sonra yakalanıp tutuklanmasına rağmen, iddianamesi olaydan 1 yıl 4 ay sonra gecikerek 30 Nisan 2024’te ancak yazılmıştı.

3-Sinan Ateş cinayetiyle ilgili bulguların ele geçirilmesinde, soruşturma ekibinin başındaki Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Arzum Nazman’ın tarafsız ve dikkatli çalışmaları oldukça etkili olmuştu. Aynı şekilde cinayetin önemli şüphelilerinden Tolgahan Demirbaş’ı, dönemin MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un evindeyken gözaltına alınması emrini vermişti. İşte bu emniyet yetkilisi Arzum Nazman, “terfi gerekçesiyle görevden alındı” ve yerine başkası görevlendirildi.

4-Benzer şekilde polisin yaptığı bu ciddi ve tarafsız soruşturmayı yöneten davanın ilk savcısı da bu dosyadan alınıp, “bilişim suçları”na bakmakla görevlendirildi.

5-Olayın örgütlü suç olduğunun belirtilmemesine rağmen… 22 kişinin tutuklandığı, 17 kişi hakkındaki dosyanın ayrıldığı bir suç dosyası, adi suça dönüştürülmeğe çalışıldı. Toplamda 39 kişinin neden şu veya bu sebeple cinayetle ilişkili olduğu göz ardı edildi. Burada akıllardan geçen; tetikçi Özyağcı’nın savunmasında söylediği, kişisel kızgınlık, bu kadar insanı nasıl bir araya getirdi sorusuna iddianame cevap vermedi.

Özyağcı, dünkü duruşmada, önceki söylediklerinin tersine ifadeler vermiş, olayın yönünü değiştirmek için yeni eklemeler yapmaya çalışmasıyla dikkat çekti.

6-Cinayete “adi suç” vasfı verebilmek için bütün akıldan geçen pek çok soru yok sayıldı. Cinayette kullanılan iki arabanın plaka numaraları yazıldığı halde, aidiyeti dosyada yer almadı. Hâlbuki Bu iki araçtan biri MHP’ye, diğeri Ocak’a ait olduğu günlerdir TV kanallarında gösterilip üzerinde onlarca yorum yapıldı. Neyin ne olduğunu sağır sultan bile duydu.

Bu arada Tuğrul Türkeş, “basına partisinin olayla ilişkisinin olmadığı yönünde” bir demeç vermiş, benzer şekilde, davacı, Ayşe Ateş de dün mahkeme salonuna girmeden önce Halk TV’ye konuşarak benzer bir cümle kurdu. Böylece MHP’nin kurumsal kimliği ile davacı taraf da bir ilişki kurmamış oldu.

Ayşe Ateş, duruşmaya girmezden evvel Halk TV’ye açıklama yaptı ve kısaca şunları söyledi:

"Eksik delillerin tamamlanması yeni tam bir iddianamenin hazırlanması ve hızlı bir şekilde şüphelilerin ifadelerinin alınmasını istiyoruz. Bu bizim istediğimiz bir mahkeme değil eksik yarım bir mahkeme. Bizim istediğimiz eksik olan belgeler iddianameye eklenecek ondan sonra tam bir mahkeme görülecek. Bence asıl şüpheliler getir götür işlerini yapan kiralık katiller asıl azmettiriciler gizliliği olan diğer dosyada yer alıyor. Bizim için asıl olan o dosyada yer alanların ifadelerinin alınarak bu dosyaya eklenmesidir.”

Bu arada tarihe not düşülecek çok önemli bir gelişme oldu. Sinan Ateş cinayeti davası ile ilgili mahkemenin ilk gününde neredeyse bütün muhalefet mahkeme salonunda yerini aldı. Mahkemeye gösterilen bu ilginin nedeni, iktidarın yarattığı adaletsiz düzenden Türkiye’nin artık bıktığının göstergesi. Aynı zamanda, siyasal olayların cinayetle değil, yine siyasetle çözülmesi gerektiği fikrinin öne çıkarılması olabilir.

Eğer iktidar muhalefetin bu tutumunu doğru okur ve doğru değerlendirirse, kendisi için ortağına ve aynı zamanda seçmenine söyleyeceği bir gerekçe bulabilir.

Son olarak şunu söyleyebiliriz; Sinan Ateş cinayeti, buna sebep olanlarla birlikte eninde sonunda tarih sayfasında hak ettiği yeri geç ya da erken alacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları