Ramazan hep hoş gelir de biz hep hoş olur muyuz bilemiyorum!..
İnananlar için Ramazan Ayı’nın; paylaşmanın ve kardeşliğin görüldüğü…
Yardımlaşmanın daha bir hareketlendiği…
İnsan yanımızın hassasiyetlerinin belirginleştiği ay olduğunu biliyorum.
*
İnananlar olarak; böylesine güzel vasıfları taşmış olmasının yanında, ‘Kadir Gecesi’ni de içinde bulundurduğu için olsa gerek, bu ay ‘On bir ayın da sultanıdır.’
İnananlar bu ayda; inanç ve ibadet bakımından diğer aylara göre daha bir kontrollü ve daha bir hassas davranırlar.
*
Demem o ki böylesine güzel…
Bereketli…
Dostluk ve kardeşliğin en hassas duygularla hissedilmesi ve değerlendirilmesi gerektiği bu ayı, keşke hak ettiği şekilde değerlendirebilsek, değerlendirilebilse…
*
Hiç olmazsa sadece bu ay, kimse kimseye yalan konuşmasa mesela…
Mesela husumet beslemese, kimse birbirlerine…
İftira atmasa…
Kin ve nefret duygularını rafa kaldırsa…
Küsler barışsa…
Önce kendimize, sonra da etrafımızdakilere samimi olsak hani!..
*
Hatta birbirimizle sırf bu ay için dahi olsa tokalaşıp, kucaklaşsak ve birbirimizin gözlerinin içine bakarak:
“Ne oluyor bize ya!.. Neyi paylaşamıyoruz? Aynı geminin yolcularıyız biz!.. Nedir birbirimize beslediğimiz bu husumet, bu düşmanlığımız?” diyebilsek, inanın bu mübarek ayda:
İyiliğe…
Güzelliğe…
Dostluğa…
Kardeşliğe…
Sevdaya atacağımız bir adım, on bir ay etkisini gösterir ki öte bile geçer.
*
Biliyor musunuz, en çok da sorumluluk sahipleri böyle güzel sözleri sarf ettikleri hâlde…
Umut saçtıkları hâlde, nasıl oluyor da yoksulluğumuz her geçen süreçte daha yükseliyor anlaşılır gibi değil?
*
Milletine bu yoksulluğu yaşatanlar…
Her gün zam üstüne zam yaparak; süpermarketlerden, bakkallardan, pazarlardan boş poşetlerle evlerine geri dönmelerine neden olanlar…
İktidar sahipleri…
Süpermarket sahipleri…
Toptancılar…
Üretimin ve üretmenin başında kimler varsa ve her gün, her hafta bu zamları kimler yapıyorsa, onlar kesinlikle yoksul vatandaşın…
Emeklinin…
İşçinin…
Köylünün…
Çiftçinin
Çocukların ve bebelerin vebalinden kurtulamazlar.
Çünkü onlar milleti fakirleştirdiler…
*
Gelin, hiç olmazsa bu ay hiçbir şey söylemeden…
Hiçbir vaatte bulunmadan…
Konuşmadan, hayatı güzelleştirmenin…
Ucuzlatmanın…
Paylaşmanın…
Kardeşliğin…
Dostluğun nasıl bir şey olduğu gösterilse diyorum.
*
Hani şu günler seçim mahallindeyiz ya…
Siyasiler hep laf üretiyorlar ya…
Oysa, “İştir insanın aynası lafa bakılmaz.” denilmişken, kimse kimseye “Seni seviyorum, sen benim için önemlisin!” demeyip, sevdiğini ve değer verdiğini göstersinler.
Yapılabiliyorsa eğer onlar yapılsın!..
Bakın bakalım o zaman, bu ay ve bundan sonraki aylar nasıl da bereketli oluyor, günahlar nasıl da affediliyor, görelim istiyorum.
*
Evet, bir yerde bir yanlışlık yapılıyor ve biliyorum, o yanlışlığı emekli yapmıyor, iktidar sahipleri o yanlışlığı emekliye yapıyor, onu iyi biliyorum.
*
Ne diyeyim, Ramazan hep hoş gelir de biz hep hoş olur muyuz, bilemiyorum!..