‘Laik ve demokratik Cumhuriyet’e ne oldu?

Laik Demokratik Cumhuriyet için hiç bu kadar tedirgin olmamış, hiç bu kadar şaşırmamıştım… ona karşı olanlar, ellerindeki bütün olanakları kullanarak…

Karşısındakileri korkutarak…

Tehdit ederek…

Hiç bu noktaya getirilmemişti.

Laik ve Demokratik Cumhuriyet hiçbir zaman yurttaşını korkutmazdı ya, bu millet korkar oldu.

Yasalara, yargıya, adalete ne oldu?

Laik ve Demokratik Cumhuriyet’e ne oldu?

*

Laik ve Demokratik Cumhuriyet, on yılda on beş milyon genç yetiştirirken

Toprakta filiz boy verirken…

Fabrikalardan duman tüterken…

Hastanelerden şifa dağıtılırken…

Eğitimden akıl fışkırırken…

Bugün 20 yılda elde avuçta ne varsa savrulup gitti…

Bizim olan…

Bizden olan…

Bu ülkeye milli ve manevi duygularıyla bağlanan insanlar, memleketlerinden gider oldu

Laik Demokratik Cumhuriyete ne oldu?

*

Her On Kasım’da…

Her Cumhuriyet Bayramı’nda…

19 Mayıs’ta…

23 Nisan’da Anıtkabir hınca hınç dolup taşarken…

Bu ülkenin kurucusuna bağlılıkları sunulurken…

“Atam, açtığın yolda izindeyiz!” denilirken…

“İlkelerini yaşatacağız” derlerken…

Bu ülkenin aydınına…

Çağdaşına…

İlericisine ne oldu da herkes neden bu kadar sessiz oldu.

Laik ve Demokratik Cumhuriyete ne oldu?

*

Bilmiyorum, anlayamıyorum.

Artık hiçbir şeye kafam çalışmaz oldu.

Laik ve Demokratik Cumhuriyet’e ve onu kuranlara gün geçtikçe daha bir fazla düşmanlık başladı.

İtibarı olmayan…

İlim ve bilimden kopuk…

Tartısı eksik…

Hiçbir gayreti olmasa da beklentisi yüksek…

Her türlü liyakatten yoksun, makam, mevkiye asla gelemeyecek olan şan ve şöhreti asla kaldıramayacak olan insanlar, nasıl oldu da bir yerlere gelir oldu.

Layık Demokratik Cumhuriyet’e ne oldu?

*

Sahi ne oldu ve nasıl oldu da Milli Eğitimi dibe vurdurdular…

Nasıl oldu da sağlık kendine çare arar oldu…

Nasıl oldu da kardeşlik ağızlara dolanır oldu da kardeşliğin gerçeği bulunmaz oldu…

Nasıl oldu da sıfır sorun vaad edilirken, değerler sıfır noktasına getirildi.

Güven yok…

Samimiyet yok…

Yarına dair umut yok…

Ve maalesef Laik ve Demokratik Cumhuriyet, insan hakları gıdım gıdım tüketilirken, inanıyorum ki en büyük aymazlık da bu duruma çanak tutan medyacılarımızda oldu.

*

Ey bu ülkenin Ana muhalefeti! Muhalefet partileri

Laik ve Demokratik Cumhuriyet bu kadar yara almışsa…

O’na bu kadar saldırı varsa…

Bu ülkeyi kuran Büyük Kurtarıcı’ya her türlü hakaretler edilebiliyor ve yapanın yanına kâr kalıyorsa, siz de masum değilsiniz.

*

Bugün gelinen noktada örgütünüz masum değil…

MYK’nız masum değil…

Milletvekilleriniz masum değil…

Maalesef siz de masum değilsiniz.

2000’den bu yana Ana muhalefet ve muhalefetin başında olan liderler, hiçbiriniz masum değilsiniz.

*

Anlayamıyorum…

Ben, bu ülkeyi yönetenleri de ülkenin muhalefetini de anlayamaz oldum.

Sahi söylüyorum, bu durumda nasıl olur da ‘Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu ve mutlu olabilir, söyler misiniz?

Yazarın Diğer Yazıları