Bugün gelinen noktadan birkaç örnek
23 yılın sonunda Cumhuriyet Tarihi’nde; gelmiş geçmiş bütün iktidarların hiçbirinin getiremediği bir noktaya geldik hamdolsun!
*
Hani “Oynatmaya az kaldı doktorum nerede?” şarkısını zaman zaman sizinle paylaşıyordum ya, maalesef yine paylaşmak zorunda kaldım.
Çünkü memlekette olan biten hiçbir şey artık bizleri etkileyemiyor.
*
23 yılın -özellikle son 12 yılında- yaşattığı travmalar, vatandaşı çaresiz hâle getirdi.
İktidar tarafı;
Ya tedbir alıyorlar!
Ya takip ediyorlar!
Ya “Gereği yapılacaktır!” deniliyor.
Veyahut da “Katil ya da katiller, en kısa sürede yakalanacak ve cezalarını bulacaklardır” ya, bir türlü hiçbiri de olmuyor işte!
8 yaşındaki Narin, üstelik de kendi evinde öldürülmüş olmasına rağmen, maalesef bugün 61 gündür katil ya da katilleri bulunamadı.
*
Diğer taraftan kadınlar…
Çocuk kızlarımız…
Şu ya da bu şekilde, son bir yıl içinde, neredeyse gün geçmiyor ki haberlerde bir veya birden fazla kadın cinayetlerinden söz edilmesin!
Sokaklarda acımasızca kadınları katledenler, yaralayanlar ya birkaç ay yatıyor ya da bilmem ne gözetiminde serbest bırakılıyorlar!
*
Sonuç ne oluyor?
Sonuç; şiddet yanlıları, cezaevinden, şu ya da bu nedenle çıkmalarıyla birlikte, yarım kalan işlerini de o zaman bitiriyorlar.
*
Biliyor musunuz, bu cinayet ve şiddet gösterileri hayat pahalılığının önüne geçti.
Belki de hayat pahalılığını yaratanlar, beraberinde canavarlarını da yarattı.
Sokak eşkıyalarını yani…
*
Maalesef hayat pahalılığı insanın beynini, yüreğini delik deşik ederken, insanların öyle veya böyle hâlâ nefes alıyor olmalarına şükreder oldular ya, ille de şiddet…
İlle de kadın cinayetleri…
İlle de önüne gelenin eline silah alarak sokak eşkıyalığına başlaması, gelinen son nokta oldu.
Bitti mi?
Bitmedi.
*
İşte size en son haber.
Bu hafta ortasında, haberlerde yer aldığına göre, birden çok hastanede;
Hangi cesaretle oluyorsa…
Bile isteye…
Göz göre göre…
Ve maalesef para için keyfi olarak yeni doğan bebekler öldürülmüş…
O hastaneler, öldürülen bebeklere oldukça pahalı ilaçlar yazarak, devleti zarara uğratırlarken, muhalefetin iddiasına göre, o hastaneler hâlâ çalışmalarını sürdürüyorlarmış!
Doğruysa, pes doğrusu!
Hani “Soruşturmanın selameti için” diye bir şey vardı ve görevden el çektirilirdi ya neyse!..
*
Söyler misiniz? Bu üç olaydan hangisi birbirinden daha az önemli…
Hangisi cana kastetmiyor…
Ve hangisinin failleri bulundu, bulunanlar ise hak ettiği cezayı aldı ben bilmiyorum.
*
Memlekette durum böyle iken…
Halledilmesi gereken başka hiçbir derdimiz kalmamışken, bir de Numan Kurtulmuş, üstelik de TBMM Başkanı sıfatı üzerindeyken ve HÜDA PAR Genel Başkanı’na destek verircesine “Devletin milleti olmaz” diyerek, kendince fantezi yapıyor.
*
Ne diyelim?
Ne yazalım?
Kime neyi anlatalım?
Bizler ne söylersek söyleyelim…
Yırtınalım, bir taraf “İlle de odunumun parası!” deyip tutturuyor.
*
Anladım ki bu dönemde “Mal canın yongası değil, can malın yongası olmuş”
O korunuyor çünkü.
Tebrikler!!!