Prof. Dr. Dursun Yıldırım'ın 3 Mayıs değerlendirmesi (2)
Kıymetli ilim adamımız, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Dursun Yıldırım'ın 3 Mayıs Türkçüler/Milliyetçiler Günü'nde asıl ne yapılmalı, bugün nasıl nesillerin zihnine nakşedilmeli, meselesine dair gönderdiği mektubunun birinci bölümünü dün vermiştik. Hocamız, çok dertli:
"Şuursuzluk, bilgisizlik ve donanımsızlık en büyük beka sorunumuz. Bizi geleceğe taşıyacak gençlerimize iyi eğitim sağlayıcı kurumlar açamadığımız gibi, olanları da mahvettik. Yetişenler mahalle kabadayısı görümünde. Ne büyüğe saygı var, ne bilgeye hürmet. Makam ve para derdi bünyeyi öylesine sarmış ki insan ne diyeceğini şaşırıyor. Bu virüs [Turgut] Özal ile bünyeye dâhil edilmiş ve sanki bir programmış gibi toplum hayatımızı biz olmaktan çıkarmaya, yeni ve bilmediğimiz değerler üretmeye başlamıştır. İnanın şu son onbeş yıl içinde yaşadıklarımızı bize yaşatan program yapıcılarını tebrik etmek gerekiyor. Bırakın medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğmayı, bir milletin yok edilirken nasıl tepki veremez hâle getirilmesinin başarılı bir örneğini vermek üzereyiz. Biz kendimiz için bu oyunu bozacak bir programa, bizi hedefimize, yani yeni bir güneş gibi doğmak hedefine taşıyacak yeni bir Türkçülük ülküsüne, bu ülküye yaraşır donanımlı bilim adamlarına, aydınlara ve gençlere, onların örgütlenme ve düzen kurma yetenek ve kapasitelerine Türk milletinin şiddetle ihtiyacı vardır.
Siyasette gördüğüm kör dövüşü, koltuk sevdası ve Türklüğün bekasının uzaklarda çok uzaklarda kalışı yürek parçalayıcı bir manzaradır. Bu ahval ve şerait altında Türkçülerin dağınıklığı, gücün ve kapasitelerin parçalara ayrıştırılıp karşılığı olmayan çabalar ile tüketilmesi, doğrusu beni, ülkemin, devletimin ve milletimin geleceği adına üzüntüye sevk etmektedir.
Arslan Bey,
Sizin Türkçüler ile bağlı yazınızı, tartışma konusuna değinmenizi okuyunca, doğrusu duygulandım, yalnızlığımızı düşündüm. Dolayısıyla o satırlar öyle vücut buldu. Türkçüler toplantısı bilimsel bağlamda, particilik yapılmadan, Türklüğün meselelerine 21. yüzyılda nasıl bakılması icap ettiğini tartışsa, buraya Türk dünyası coğrafyasının her yerinden bilim ve fikir adamları çağrılsa belki siyasi hayatımıza ışık tutacak yeni bir yol haritası çıkar umudundayım. Hiçbir şey olmasa, nerede, nasıl ve kimlerle ne zamana kadar bir arada durabileceğimiz olanağı doğar, diyorum. Belki yanılıyorum. Belki bu sözlerim de yanlış anlaşılabilir. Dün yirminci yüzyıldaydık. Bugün yirmi birinci yüzyıldayız, yani üçüncü binde yürüyoruz.
Arslan Bey,
Ben bu müptezel zamandan korkarım. Benim böyle bir toplantı yapılması önerim de farklı algılanabilir. Korkum önerinin böyle algılanmasıdır. Bir de dediğim gibi, böyle bir toplantıyı yüklenecek Türkçü bir Türk şahsen tanımıyorum, hayatımda tanımadım da.
Teşekkürler, selam ve sevgiler. / (Prof. Dr. Dursun YILDIRIM)"
***
Meselelerimizi partiler üstü ele almalıyız. Hocamızın da hassasiyeti hususiyetle bu noktada. İlmî çerçevenin dışına çıkarsak günlük politikanın içinde boğuluruz, çıkarcılara alet oluruz.