Kırmızı çizgi Kudüs

"Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir" dediğin anda çok şey değişir.

İslâm âleminde Kudüs'ün başşehir ilânına ve ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararına en sert söz eden R. T. Erdoğan'dır. Neden diğer Müslüman ülkelerin liderleri -İran'ı hariç tutuyorum- bizimkiyle aynı tavrı ortaya koymamışlar, "Zinhar Kudüs'e sahiplenmeyin!" dememişlerdir?

Her birinin bir hesabı var. Hepsi birer diktatördür ve yerlerinde kalma garantisini "Okyanus ötesi"nden almışlardır. Eğer kıpırdasalar, "Ey Trump!.." diye naralansalar, başlarına bin türlü çorap örüleceğini de biliyorlar. Heyhat ki, bu düşüncelerinde de haksız değiller. Bizimki her seferinde "Eyyyy!.." diye hörelendi, her hörelenişinde, karşısına mânialar çıkardılar.

Çok da açık verdin be Reis! Üzerine gelenlere karşı dik durabilmek, bütün halkın desteğini alabilmek için sırtında asla kamburun olmayacak! "Her şeyim açık, her şeyim şeffaf..." diyebileceksin. Maalesef bunu göremiyoruz.

İslâm ülkeleri diktatörlerinin Kudüs umurlarında değil; "Giderse gitsin! Bana gelene kadar kim öle kim kala!" diyorlar. Ey diktatörler! Hiç merak etmeyin! Sana "gelirler!"

Zamanında bir "kırmızı çizgi" koyan da Milliyetçi Hareket'in lideri Alparslan Türkeş'ti. Diyor ki:

"Birinci Cihan Savaşı'nda İngilizler, Filistin'e taarruza geçmişlerdir. Evvelden Mısır'daydılar. Oradan saldırıya geçmişlerdir. Biz, Kudüs'e daima Kudüs-i şerif deriz… Neden? Çünkü Müslümanlıkça kutsal bir şehirdir Kudüs. Ne var Kudüs'te? Neden kutsal sayıyoruz onu? Mescid-i Aksa var. Ne var Mescid-i Aksa'da? Çünkü İslâmın yüce peygamberi, kâinatın efendisi Mirac'a çıkarken Medine-i Münevvere'den evvelâ Mescid-i Aksa'ya gelmiş, Mescid-i Aksa'dan Burak'la arşa Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıkmıştır. O bakımdan Mescid-i Aksa İslâmın kutsal bir camisidir, kutsal bir yeridir."

Yahudilerin de, Hristiyanların da kutsalıdır Kudüs... Öyle bir kutsiyet ki, iç içe girmiştir.

Size iki gazetecinin D. Lapierre ve L. Collins'in yazdığı "Kudüs Ey Kudüs" kitabından bahsetmiştim. İki "yabancı" gerçekçi bir dille Kudüs'ü öyle bir anlatmışlar ki, Müslümanların dağınıklığına, Yahudilerin kararlılığına hayıflanıyorsunuz. Kitabın başında Yahudilerden, Hristiyanlardan ve Müslümanlardan "kutsiyet"i ifade eden sözler konmuş:

"Seni unutursam, ey Kudüs,/ Sağ elim hünerini unutsun! Eğer seni anmazsam, / Eğer Kudüs'ü baş sevincimden üstün tutmazsam, dilim damağıma yapışsın. (Sürgün edilen İsrail çocuklarının şarkısı. Mezmur 137)

"Ey Kudüs! Peygamberleri öldüren ve kendisine gönderilenleri taşlayan sen, tavuk yavrularını kanatları altına nasıl toplarsa, ben de senin çocuklarını kaç kere öyle toplamak istedim..." (Kudüs'ü Zeytinlik Dağından seyreden İsa, İncil-Matta 23/37)

"Ey Kudüs, Tanrı'nın seçtiği toprak ve onun kullarının vatanı, senin duvarlarından dünya dünya oldu. Ey Kudüs, sana doğru inen çiy bütün hastalıktan iyi ediyor, çünkü geldiği yer Cennet'in bahçeleri." (Hadis, Hazreti Muhammet.)

Böyle bir hadis var mı, bilmiyorum ama Müslümanlar için Kudüs'ün kutsiyetinin tartışılmayacağı sabit.

"Kudüs" deyince, durup bir düşünmeli.

Yazarın Diğer Yazıları