Kime ‘Zırvalama!’ dedi?

Recep T. Erdoğan: “Edepsiz!” Abdullah Öcalan:
“Zırvalama!”
R.T. Erdoğan kime “Edepsiz!” dedi?
Türkiye Barolar Birliği Başkanı’na...
Abdullah Öcalan kime “Zırvalama!” dedi?
Hedefi Recep T. Erdoğan’dı.
Recep T. Erdoğan “Tek devlet, tek millet, tek bayrak” sözünü, her sıkıştığında dile getirir. Yoksa ne tek devletle, ne tek milletle, ne tek bayrakla ilgisi var! Hem PKK ile masaya oturuyorsun, hem de “Tek devlet, tek millet, tek bayrak” diyorsun...
Acaba İmralı ile görüşülürken, Oslo ve başka yerlerde PKK yöneticileriyle yârenlik edilirken “‘Tek devlet, tek millet, tek bayrak’şartıyla masaya oturuyoruz.” denildi mi?
Denilmediğine göre; R. T. Erdoğan’ın “çözüm” ortağı, kendi açısından gerçekçi bir dille “Hizaya gel... Sakın Oslo’da, İmralı’da verdiğin sözlerin dışına çıkma... Ne tek devleti, ne tek milleti, ne tek bayrağı... Zırvalama!” demeyi kendisinde hak görmüştür.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı’na “Edepsiz!” diyorsun, ya senin sözlerine karşı “Zırvalama!” diyene nasıl cevap vereceksin?
PKK’nın dinle alâkası olmadığı biliniyor. Abdullah Öcalan’ın İslâmiyet aleyhine sözlerini arayın, hemen bulursunuz. A. Öcalan önce, “Bu sözlerimi cahiliye dönemimde söyledim. Şimdi ihtida ettim.” demeden, Diyarbakır’da “Demokratik İslam Kongresi” toplattırıyor. Acaba, bu kongre de, Oslo ve İmralı görüşmelerinde varılan mutabakat sonucu mu? Öyle olduğu anlaşılıyor. Yoksa, Başbakan’a “Zırvalama!” dediği mektubun göndermesine izin verilir miydi! Muhtemelen R. T. Erdoğan, kendi sözleri için “zırva” dendiğini önüne konan mektuptan öğrenmiştir.
R.T. Erdoğan, “barış”, “çözüm” diyerek PKK’nın başıyla istişareye/müzakereye başladığında, “dindar” kesimin tepkisini yumuşatmak için, Bülent Arınç’ın hatırlatmasıyla Ankara Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde birlikte okuduğu arkadaşlarını bulmuşlar, A. Öcalan’ın ne kadar dindar, ne kadar namazında niyazında bir insan olduğunu, hatta Nurculuğa bile meylettiğini anlattırmışlardı. Anlatanlar arasında eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz bile vardı!
PKK içinde dinle nasıl alay edildiğini bizzat PKK içinden gelenlerden dinledim. Biri Hizan’da görüştüğüm Ahmet’ti, ayakkabı tezgâhı vardı. Kendilerine mağarada ders veren bir militanın din aleyhinde konuşmasına itiraz edince canını nasıl zor kurtardığını anlatmıştı.
12 Eylül öncesi bağımsız Diyarbakır Belediye Başkanı seçilen Mehdi Zana’nın “Kürtler İslâmiyeti kabul ettiklerinde kaybettiler.” sözü daha çok yeni... Bu kişinin PKK izniyle milletvekili seçilen Leyla Zana’nın kocası olduğunu hatırlatalım ve A. Öcalan’ın sözlerine gelelim:
“Ayet ve sünnetleri materyalist analiz çerçevesinde değiştirmek gerekir” / “Camilerde tiyatro oynanmalı! Namaz bir tiyatrodur!” / “Günümüzün Allah’ı bilimdir.” / “İslâm inancı bir hastalık!” / “İslam dini Kürtleri ezdi!” / “Muhammed’in kişiliği çelişkili!” / “Kürtler İslâmlaştıkça Kürtlüklerini unutuyorlar!”
Murat Karayılan’ın kitabında yazdıklarını almadım buraya...
A. Öcalan’a bile bile kananların “din”le bağları tartışmalı mı, değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları