Kapitalizm-Marxizm-İslâm

Türkiye'de "komünist" adını taşıyan iki parti var. İkisi de kanunîdir. İlki, kendileri herhâlde "Efsane" diye anıyorlardır, eskiden yer altı faaliyeti yürüten Türkiye Komünist Partisi (TKP) idi. Sovyetler Birliği'nin içimizdeki uzantısıydı. Bu itham değil, suçlama değil. Herkesin bildiği bir gerçek. (Talebeliğinde Bulgaristan'a kaçmış ve orada TKP içinde faaliyet göstermiş Halis Okan'la Sofya'da görüştüğümü ve Moskova bağlantısını bizzat onun ağzından dinlediğimi yeri geldikçe yazdım.)

Komünistlerin adını andıkça neredeyse salavat getirdikleri Nâzım Hikmet Ran, Sovyet güdümlü TKP'nin yöneticilerindendi. Eski TKP'ye hayranlık duyanlar bu adla parti kurdular. Kendilerince kavgasız gürültüsüz propagandalarını yapıyorlar derken, içlerinde bir kavga çıktı ki, sormayın gitsin. Bölündüler. Ayrılan grup Halkın Türkiye Komünist Partisi adını aldı. (Başka adlarla da komünist partiler var. HDP'nin bile temeli komünistliğe dayanır. Abdullah Öcalan'a, evlerinde yer sofrasındayken babasının, "Keşke komünist kalsaydın!" dediğini o sıra yanında olan Cemil Bayık anlatır. Yani sadece komünist kal; bölücü olma demek istemiş.) Oldum olası komünistler 40 parçadır. Geçen gün taşlı, bıçaklı, sopalı kavgaya tutuştular. Türkiye genelinde seçime giren TKP'nin aldığı oy 65 bin sadece...

İngiliz yazar Bernard Shaw "Eğer 20 yaşındayken komünist değilseniz kalbiniz yok demektir; 40 yaşınıza geldiğinizde hâlâ komünist iseniz, kafanız yok demektir." diyesiymiş. Arızalı bir söz... Neden komünist olunacakmış ki... Ama şu 40'ına geldiği hâlde hâlâ komünistliğin nereye götüreceğini fark edememişse "kafasızdır" demesi üzerinde durulmalı.

Varsın komünist olsunlar ama ellerine silâh almasınlar. (Ellerine silâh aldıklarında karşılarında halkımızı buldular ve hususiyetle Milliyetçi Hareket mensuplarını. Bugün İstanbul'daki DTCF'li mekteptaşlarımla Sultanahmet'te iftarda buluşuyoruz. Hepsi 12 Eylül öncesi amansız mücadele vermiş "gaziler"dir.)

Prof. Dr. Yümni Sezen Hocamızın önemli bir kitabı çıktı: "Kapitalizmin Zulmü-Marksizmin Muhasebe Defteri-İslâm'ın İlke ve Hedefleri".

Kitabın alt başlığı neyin anlatılmak istendiğini veriyor: "Yanlışlara Kurban Edilen Doğrular".

Hoca, kapitalizmi, komünizmi, birbirini etkileyen felsefeleri ele alıyor, sonra sözü İslâma getiriyor.

Bütün bunları anlatırken bizi bilgiyle donatıyor. Marxizmin/komünizmin, kapitalizmin iç yüzünü ortaya koyuyor. Kavram kargaşalıklarını bir bir ayıklıyor.

Dikkatimi çekti... Carl Marx üzerinde dururken şöyle der:

"Marx'ın karakter zaaflarından, kin ve intikam duygularından, kurnaz ve hilekâr oluşundan, kapalı oluşundan, arkadaş harcamalarından, gizlenmiş bazı duygularından söz edilir ki, bunun üzerinde durmayacağız... Bizi ilgilendiren fikir örgüsüdür." (s. 36).

Doğru olan da bu. Zaafları değil, neler söylediği önemlidir.

Yümni Sezen Hoca, "İslâm'ın İktisadi Hayata Açtığı Kapılar" başlığı altında İslâm ve iktisat üzerinde uzun uzun durur ki, bu pek ele alınmayan bir konudur.

Çok istifade edeceğimiz bir kitap. Keşke kısa bir ad verilseydi. (İrfan Yayıncılık, tel.: 0212 518 38 66).

Yazarın Diğer Yazıları