Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Kabine uyarısı!

Dün TUİK Nisan ayına ait dış ticaret istatistiklerini açıkladı. Bu rakamlara bakınca yaşadığımız dolar kıtlığının devam edip etmeyeceğini anlıyoruz.

Zira Türkiye'nin ihracatı yani dışarıya sattığı mallar, ithalatından yani dışarıdan aldığı mallardan fazla ise, artı bir değer oluşarak, kasada rezerv dediğimiz döviz birikmeye başlar. Bu da doların miktar olarak artması, haliyle dolar/TL değerinin de düşmesi anlamına gelir.

Peki nedir son durum bakalım:

"Nisan ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %42,1 artarak 6 milyar 147 milyon dolardan, 8 milyar 738 milyon dolara yükseldi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Nisan ayında %79,1 iken, 2023 Nisan ayında %68,9'a geriledi."

Nisan ayında verdiğimiz açık anormal artmış…

Konuya yılbaşından itibaren bakacak olursak:

"Ocak-Nisan döneminde dış ticaret açığı %32,9 artarak 32 milyar 684 milyon dolardan, 43 milyar 444 milyon dolara yükseldi.

İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Nisan döneminde %71,8 iken, 2023 yılının aynı döneminde %65,1'e geriledi."

Kaç kere yazdık, kaç kere söyledik…

Türkiye, üretimi dış girdiye bağlı olarak yaptıkça açık vermeye devam edecektir. Bu da dolar kıtlığını devem ettirecektir.

İthalatımızın yaklaşık %90'ı ham madde ve yatırım malları…

Bu girdileri Türkiye'de üretmek için gereken bir üretim devrimidir, sanayi reformudur. Ancak bunun başlama noktası eğitim reformudur. Okullar kalibresi yüksek öğrenciler mezun etmedikçe şirketlerimiz teknoloji isteyen bu tür malları ülke içinde üretemez.

Üretim Afgan ve Arap işgücüne dayandıkça, düşük eğitimli çalışanların ürettiği ürünlerde katma değer olmaz, haliyle bu ürünlerin satılması sonucunda büyük döviz geliri de oluşmaz, rezervler dolmaz.

Bize gereken, yüksek teknoloji içeren ürünlerin üretilmesidir.

İhraç ettiğimiz malların sadece %3,7'si yüksek teknoloji içeriyor… Sözün özü bol döviz kazanamıyoruz.

Bakın size acı bir gereceği göstereyim:

evren-ulke.jpg

Ülkelere göre ithalata bakın (sağda) Burada Çin var…

Ama ihracat yaptıklarımıza bakın onların arasında Çin yok!

Neden? Çin bize yarı mamul satıyor ama iğne bile almıyor…

Efendim almazmış onlar daha ucuz üretiyormuş, kardeşim biz her ay 8-10 milyar dolar bu insanlara veriyorsak bu bir pazarlık yapma imkanı tanır. Ne demek almaz? Bu pazarlığı yapacak yönetim yok bizde.

Çin gelip bu mamulleri burada üretecek fabrikaları kurmak zorunda, bize o teknolojiyi transfer etmek zorunda. Etmiyorsa tek gram mal almayacaksın bak nasıl tıpış tıpış geliyor Türkiye'ye…

Ne güzel memleket ya! Aracı baronlar kazansın, Çin kazansın, patronlar yarı mamulü pahalı alsın, zam yapıp millete satsın, patronlar da rahat nasıl olsa, zammı çakıyor vatandaşa, yarı mamul üretmek için niye zora girsin, montaj sanayiden herkes memnun!

AKP bu zihniyeti değiştirmek zorunda. Hem de bu kabinede değiştirmek zorunda. Kur enflasyon kadar artsa, Körfez ve Rusya'dan para da gelse en az 26-28 arası bir yere gelecek. O zaman açıklanacak kabinede mevcut isimlerle devam edilmesi mevcut bozuk sistem demektir ki bu da kurun 28'i aşmasını doğurur.

O zaman yenilik şart, yeni bir program şart…

Yazarın Diğer Yazıları