Faiz indirimleri geliyor!
ABD enflasyonu %3’e düşürmeyi başardı. Peki nasıl? Amerika’da Türkiye gibi yapısal bir sorun yok. Yani ülke hem tarım, hem sanayi, hem de teknoloji üretim merkezi. Dolayısıyla ürünlerin az olması ya da ithal gereklilik gibi bir sıkıntıları yok. Kovid döneminde ekonomiyi desteklemek için 4,1 trilyon dolardan 8,9 trilyon dolara çıkardıkları para miktarı nedeniyle enflasyonu %10’a fırlattılar. Ondan sonra hem faizi artırıp ekonomiyi soğuttular hem de fazla parayı 7,2 trilyon dolara çekerek enflasyonu indirmeyi başardılar.
Türkiye ne yaptı? Bol bol faiz indirimi yaparak enflasyonun altına zorla çektiği faizle kuru patlattı. Sonra kuru tutmak için KKM denilen örtülü faizle vatandaşın trilyonlarını tefecilere verdi. Bu arada tam gaz para basmaya devam ettiler ve son bir yılda artış 10 trilyon TL’den 16 trilyon TL’ye vurdu.
Türkiye’de tarım dâhil her konuda dışa bağlı ekonomi varken fiyatların düşmesini beklemek bir hayal. Hele bir de piyasada basılan trilyonlarca liranın dolaşması da ayrı bir sorun.
Bugün Amerika faiz indirimlerini konuşmaya başladı zira enflasyon düşüyor ve iş gücü piyasaları birazcık sıkıntıya girmeye başladı. Eylül ve Kasım aylarında faiz indirimleri karşımıza gelecek. Bu nedenle dolardan, tahvilden çıkan para, altın ve borsaları desteklemeye devam edecek.
Amerika faiz indirirse bizimkiler durur mu? Durmayacaklar. Çünkü AKP döneminde şirketlerimiz ucuz dolara, düşük faizli krediye alıştırıldı. Böylece yarı mamulleri rahatça ithal ederek üretim yaptılar. Ne zaman ki faizler arttı, üretim yavaşladı, işsizlik %25’e vurdu. Zaten AKP seçim kazanmak için faiz artırmayı bırakın, doları düşük tutmak için 200 milyar dolarlık rezervi yakın geçmişte harcadı bitirdi…
Şimdi hazine tam takır kuru bakır. Rezervler %50 faizle gelen tefeci parası ile kısa vadede +18 milyar dolar civarına geldi. Ama kısa vadeli borç 232 milyar dolar. Söylemek istediğim şu, iş dünyası kaynıyor. Zamanında verimlilik, rekabet gücü kazanmak için yapılması gereken reformlar yapılmayınca ne oldu? Atlet, kazak üreten ihracatçılar aman kur çıksın da ihracat kolay olsun, aman faiz düşsün de çarkımız dönsün demeye başladılar.
Yüksek teknoloji içeren ürünleri üretmeyen şirketler kapanmaya, devlet maliyesi de çöküşe doğru yelken açtı.
Yaşadığımız zor günlerde AKP’nin muazzam hataları (dışa bağlı modelin devam etmesi, Nas Politikası, kaynakların yandaşlara aktarılması v.b) sonucu oluşan bütçe açıklarını kapatma görevini vatandaş zamlarla üstüne aldı.
Vatandaş da gücünün sonuna geliyor, şirketler de… Bu nedenle şirketleri yaşatmak yani bu yanlış modelin ömrünü uzatmak için faizler ekim sonu birer puan inecek. Şirketlere dişinizi sıkın, bakın faizler iniyor mesajı verilecek. Tefecilere de çabuk gelin faiz düşüyor yağmadan payınızı alın denilmiş olacak. Böylece birazcık daha dolar için ülkenin alın teri, faizle yabancıya verilecek. O sürede kur yerinde duracağı için AKP rahat nefes alacak.
Ama sıkı durun. İşler öyle kolay değil. Yaz bereketi geçince gıda fiyatları kafayı kaldırdığında enflasyon hızlanacak. Faiz inişi piyasayı rahatsız edecek ve yabancı girişleri azalacak, kur tekrar yukarı dönecek.
Diyelim ki faiz inmedi ve 50’de kaldı. O zaman AKP batan şirketler ve daha yoğun işsizlikle yüzleşecek. Neticede faiz inse de inmese de her iki ihtimalde de enflasyon yukarı yapacak çünkü buğday ithal eden, içeride yerli üretimle talebi doyurmaktan aciz bir ülkenin sürekli dış alım yapması demek ürünlerin pahalı olması anlamı taşır.
AKP için her yolun sonunda enflasyon ve işsizlik var. Buradan kurtulmak için geçmişte yapılması gereken üretimde dönüşüm, demokraside atılım, hukukun üstünlüğü gibi işler için artık çok geç. Oligarşisine kaynak aktarma mekanizmasına dönmüş bir yönetim sadece iktisadi ve siyasi bir molozla muhatap olmak zorunda kalarak sandıkla yarattığı enkazı devredecektir.