Bu ülkede muhalefetmiş gibi yapıp iktidarın yarattığı sıkıntılardan beslenen bir kesim türedi. Bunlar ölçeklerine göre bir rant peşinde…
İspatı elbette dışarıdan bakınca zor ama kimisi rating, kimisi popüler olmak, kimisi de olursa büyük para vurmak peşinde…
Son örneğini Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek’in istifa ettiğine dair çıkarılan dedikodularda görüyoruz.
Cuma günü saat 17 sonrası ortaya çıkartılan dedikodular borsada satışları tetikledi ve endeksler değer kaybetti. Peki şu soruyu sormak istiyorum, bu piyasa tamamen dijital şekilde hesap bazında kolayca takip edilebiliyorsa, neden yüklü satış yapanlar borsa müfettişleri tarafından sorguya alınmıyor? Devletin varlığı neden hesap sahipleri üzerinde hissettirilmiyor? Dijital izler takibi en kolay izlerdir. Kim sattı, daha sonra kimler dipten aldı? Cep telefonu kayıtlarında bu söylentileri yayan medya unsurları ile görüşme yapılmış mı? Satan ve alanların farklı şubelerde yaptıkları görüşmeler var mıdır?
1-2 günlük ciddi bir araştırma ile bu işleri medya, siyaset ve piyasa ayağında tezgahlayanları bulmak kolayken neden sürekli küçük yatırımcı bedel ödemek zorunda kalıyor?
Bunun nedeni ülkedeki genel bozulma, savrulmadır. Denetim mekanizmasının Ankara’da tek adama bağlı oluşu bürokrasinin verimli çalışmasını engelliyor. Bir diğer nokta da bunları denetleyecek parlamenter sistem unsurlarının yok edilmiş olmasıdır.
Türkiye, atı alanın serbestçe koşturduğu, her türlü oyunu oynayıp yanına kâr kaldığı bir ülkeye dönmüştür.
Diğer konu da şu, Şimşek’in mevcut durumdan pek de memnun olmadığını, AKP içinde ekonomi yönetimine muhalif kesimlerin olduğu aşikar. Şimdi bu tespiti yapmak, söylemekle, istifa etti demek çok ayrı kavramlar değil midir?
Şimşek’in yabancı sermayeyi dünyanın en yüksek tefeci faizini vererek getirdiğini biliyoruz. Ne yazık ki, faize değil Türkiye’deki ekonomiye güvenerek gelmesi gereken kalıcı sermaye için ilgili reformların yapılmadığı, yapılamadığı da bir gerçek.
Hukukta AYM ve AİHM kararları sayılmıyorsa, demokratik haklar verilmiyorsa, tarımda ‘hal yasası’ bile geçirilmiyor fiyatlar artmaya devam ediyorsa, dış politikada saldırgan bir üslup kullanılıyorsa, Türkiye’ye nasıl kalıcı sermaye gelsin?
Gelen para faizle gelince enflasyon düşmekte zorlanıyor ve faiz ödemesini zamlar ve vergilerle halkımız yapıyor dönüp bu iş de iktidar partisini eritiyor…
AKP’de bazı kesimler uyanıklık yapıp, kendi siyasi sorumluluklarını unutarak tüm suçu Şimşek’e atmaktadır. Haliyle bu yapıda Şimşek’in nereye kadar dayanacağı merak edilmektedir.
Ben size işin özetini yapayım: 2028’e kadar toz duman olmuş piyasalarda ve ekonomide vuran vuracak, kapan götürecek, bakalım seçimleri geçirirsek geriye ne kalacak?
