İşte gene normalleşemedik
Gördünüz, duydunuz değil mi? Saman alevi gibi kısa süren “Normalleşme” hikâyesi, Bahçeli’nin sert uyarıları sonrası, Erdoğan’ın G-7 toplantısı dönüşünde yaptığı açıklamayla sona erdi.
Başlamadan bitti. Yani normalleşemedik.
Zaten birkaç gün evvel kültürel kodlarımızın ve siyasal yapımızın buna izin vermeyeceğini yazmıştık.
Türkiye’de siyaset zemini kaygan. Haliyle bizzat zeminin kendisi rahat değil. Bu durum, ülkemizin siyasal geçmişiyle ve siyasal kültürüyle buluşunca, ortaya kriz çıkıyor.
Siyasal krizlerin felsefesini yapacak değilim. Sadece Krizlerin ortaya çıkardığı durumlar üzerinde duracağım o kadar. Yeni gelişmelerle ortaya ne çıktı derseniz, derim ki çok şey çıktı.
- MHP, Cumhur ittifakının vazgeçilemez en önemli öğesi olduğunun çok net bir biçimde ortaya koydu.
- Cumhur İttifakının büyük ortağı olarak, AKP’nin siyasi geleceğinde bundan sonra da söz sahibi olacağını herkes anladı.
- MHP’ye yönelik olarak AKP’de karşı dip dalga oluşturduğunu anladık. Bu dip dalga, seçimlere kadar ittifakı rahatsız etmeye devam edecek. Söz konusu dip dalga gelecekte, siyasetin alacağı şekle göre kendisini daha fazla hissettirebilir.
- MHP’nin AKP üzerinde etkisinin netleşmesiyle birlikte, ilerleyen günlerde, AKP’nin bazı siyasal başarısızlıklarının faturasının MHP’ye kesileceğini, kesildiğinde de kimsenin “Ne alakası var” demeyeceğini söylemek mümkün.
- Normalleşememenin Sinan Ateş cinayetine yönelik yargılamayı olumsuz etkileyebileceğini sonucunu çıkarmak erken olsa da bir ihtimal ortaya çıkmıştır diyebiliriz. Bu durumda ancak, seçim sonrası durum değişebilir.
Normalleşme sürecinin bir diğer siyasi değişkeni, Sinan Ateş cinayeti bağlamında rahmetlinin eşi Ayşe Ateş’in yaptığı haklı mücadeledir. Acılı bir eşin, yapacağı başka ne var? Ayşe Hanım’ı eleştirenler, onun siyasi liderlerle görüşmesinden gocunanların, cinayetin üzerinin örtülmesini isteyen kimseler olduğunu söylemek, her akıl sahibinin yapabileceği bir tespittir.
Sinan Ateş cinayeti;
- Özelde AKP iktidarının, genelde Cumhur İttifakının siyasi tarihe bırakacağı en önemli izlerden biridir. Aynı zamanda dönemin adalet anlayışının, yarattığı hukuk düzeninin apaçık bir göstergesi olacaktır. Çünkü azmettiriciler hariç, neredeyse olayın bilinmeyen yöne kalmamıştır.
- Aynı durum, mevcut MHP yönetimi açısından da tarihe düşülen olumsuz bir not olarak varlığını sürdürecektir. Hukuk MHP ilişkisi sorgulanmaya devam edecektir.
- Sinan Ateş cinayeti, ülküdaşlık hukukunu parçalamış, değersizleştirmiş, önemsiz hale getirdiği için de bir dönüm noktasıdır.
- Öte yandan ocakların paramiliter bir görünüm kazanması, sürekli kavgayla ve saldırılarla anılması, ocakların güvenirliğini ve değerini, üyelerine olan saygısını ve bağlılığını tartışılır hale getirmiştir.
- Ocaklarda tepe yönetici durumunda olan genel başkanlar, hak ettiği saygınlıkla anılmak ve korunmak yerine saldırıya uğramış, hatta içlerinden biri cinayete kurban edilmiş olmasına rağmen, geride kalanlar, gereken değeri ve saygıyı göstermekten kaçınmıştır.
Ülkemiz maalesef dünyanın hiçbir ülkesinde yaşanmayan siyasal gelişme ve olaylarla sürekli sarsılmaktadır. Yürürlükte olan olağan hukuk düzeni çalıştırılmamakta, umulan ve beklenen siyasi rol ve davranışlar, sürekli ertelenmektedir. Bu durumda Türkiye’nin normalleşmesini beklemek, sadece bir umut olmaktan öteye gidemez.
Siyasi partiler, hukuk kurallarına sıkı sıkıya bağlı, adaletin tavizsiz takipçi olmadıkça, iktidarlar; siyasi, ekonomik, toplumsal, insani ve ahlaki denetime tabi tutulmadıkça bu umut uzun sürecektir. Böylece bu milletin her kuşaktan evlatları, siyasetin estirdiği propagandalara kapılarak, birbirini kırıp dökecek, dökerken de gelip geçen bütün kuşaklar, ömürlerini ekonomik, siyasi ve sosyal krizlerle tüketerek bu dünyadan göçüp gidecektir.
Dikkat edilirse, birileri, Türkiye’yi sürekli siyasi krizle baş başa bırakıyor. O olmazsa ekonomik kiriz mutlaka geliyor. O da olmazsa, bir bakıyorsunuz birileri sisteme müdahale ediyor. Bir başkası rejim dayatıyor. Kısacası ey halkım, huzursuz olman ve oyalanman için, siyasal aktörler ve onların bürokrasisi, elinden geleni yapıyor. Ayağa kalkıp dik yürümene izin verilmiyor.
İyi bayramlar dilerim.