Güzel geçiyor Münih… Güzel dostluklar kazandırdı bana.
Bir haftaya yakın Münih’teyim.
Geçen yıl da aynı günlerde buradaydım ve yılın ilk karını burada görmüştüm.
*
Münih’i kaplamış bembeyaz manzara sahiden de harika…
Müthiş görünüyordü Münih’in dış yüzü.
*
Kaldığım otelden fuara araçla 10 dakikalık yolu katederken, o özlemini çektiğim kış manzarasının içinde ruhumu, yüreğimi, beyazlar üzerine bırakıverirken, o bembeyaz rengin içinde, o bembeyaz ağaçların her birini geride bırakarak fuar alanına gidiyoruz.
*
Meğer kış ne güzelmiş…
Çocuklar için özellikle de…
Onların kardan adam yapmaları…
Birbirleriyle, ya da anne babalarıyla kartopu oynamaları…
Kışın, kış gibi yaşanması, ne güzelmiş meğer.
*
Ben, önce otelin penceresinden seyre başladım hemen karşımdaki ağaçlık alanın üzerinde boy vermiş ağaçların dallarına tutunmuş bembeyaz karı…
*
“Üşüyorlar mıdır?” acaba diye aklıma getirdim bir an için.
Dallar yani…
Ağaçların dalları, üşüyorlar mıdır, o karın altında?
Biliyorum, o bembeyaz karın altında bırakın ağaç dallarının üşümesini, toprağın dahi ısındığını düşünüyorum ben.
O zaman, “Mademki kar toprağı ısıtıyorsa, ağaç dallarını niye ısıtmasın?” diye içimden geçiriyorum ya, içim bir hoş…
Mutlu bir hoş, anlayacağınız!..
*
Etrafta tek bir kuş yok.
Onca serçeler nerelere gitmişler bilmiyorum.
Oysa Mühih’te kuşlar, yazın ve baharda o kadar güzel ötüşürler, o kadar güzel sevişirlerdi ki…
Biliyorum kışın kar, toprağı ve ağacın dallarını ısıtıp, onları beslerken, serçelerin üşümesine neden oluyordu ya, onlar da kendilerine sığınacak yerler bulmuş olmalılar ki ortalıkta gözükmüyorlar.
*
Doğrusunu isterseniz insanoğlu da buralarda pek sokaklarda gözükmüyor.
Kış olmasından değil, her birinin yoğun bir şekilde işlerinin başında olmalarından.
Ve onlar da kışın soğuğunda içeride ve dışarıda ekmek kavgası veriyorlar…
Akşamları ılıman odalarında belki de ışıkları kapatıp, evlerinin camlarından sokak lambalarının aydınlattığı Münih sokaklarına kayağan senenin ilk karını, sokak lambalarının ışığında beyaz ve sarı renklerde uçuşlarını seyrediyorlardır kim bilir?
*
Nereden biliyorum.
Ben de kaldığım otelimin penceresinden Münihlilerin seyrettiğini sandığım o karın yağışını seyrettim de ondan empati (duygudaşlık) kuruyorum işte.
*
Ve ben; Tuğra Kitabevi’nin organize ettiği, Nail Şekeroğlu ve Himmet Kılıç’ın ev sahipliği yaptığı 2. Münih Kültür ve Kitap Fuarı’na davet edilişimle birlikte, 2 Ocak 2025 akşamı ve o akşamın geceye dönen saatlerinde müthiş bir şekilde kış ve kar manzarasının içinde buldum kendimi.
Bir yarınımızın kaldığı 2. Münih Kültür ve Kitap Fuarı sahiden de çok hoştu.
*
Bugün; “Kendine yatırım yap, ayakların yere bassın” başlıklı bir söyleşim var.
Dün, “Kendini tanımak” konusunu, ondan önceki gün de “Aile hali işte” konulu söyleşileri paylaştım, Münihli kitapseverlerle.
Hatta bu sabah Münih Yerel Saatle 10:00-11:00 arasında moderatörlüğünü Gülden Vayram Kılıç Kardeşimin yaptığı, “Benim gençlere borcum var” konulu bir söyleşiyle ‘Münih’teki gençlerimizi’ konuşacağımız bir yerel tv’de çekim yapacağız.
Akşam da yine Münih’ten İstegram üzerinden Münih yerel saatle 22:00, Türkiye yerel saatle 00:00’da Sevgili Zeynep Kardeşimin moderatörlüğünde canlı yayın yapacağız.
Orada da hayatı konuşacağız elbette.
*
Bir saat kadar; dilim döndüğünce, nefesim yettiğince ve dağarcığımda ne varsa paylaşacağım sizlerle.
İzlerseniz sevinirim.
*
İşte böyle!..
Güzel geçiyor Münih…
Güzel dostluklar kazandırdı bana.
Hem daha ne olsun ki!..