Velhasıl, şiir güzeldir be kardeşim!
Bence hayatın içinde:
İnsanı en çok rahatlatan…
Duygulandıran…
Eğlendiren…
Umutlandıran…
Mutlandıran…
Ve kendine bağlayan sözcüklerin, bir dize halinde sıralanarak, insanın yüreğinde yer eden, onların en damıtılmışının yer aldığı bir dünyanın adı neden ‘Şiir’ olmasın ki.
Belki de şiir, insanın, içinde mutlu olduğu, kendini bulduğu ikinci bir hayatıdır!
Olamaz mı?
*
Belki de insanın yaşama iksiridir şiirin içindeki sözcüklerin her biri?
Öyle hissediyordur, o dizeleri sıralayan şair.
Elbette o dizeleri de o dizeler içindeki sözcüklerin derinliğini de hissetmek gerekir.
*
En çok da şiir; şiiri yazanı etkilediği gibi, aynı zamanda o duyguları yaşayanı da etkiler.
Yaşayana dokunur.
Yaşayanın duygu dünyasının en derinlerine kadar iner.
Aslında ayrılığın üzücü yaşanmışlığı, kavuşmanın dışa vuran sevinci değil midir şiir?
Belki de hüznü, ya da mutluluğu, hatta pek çok farklı dünyayı içinde barındıran güzelliktir şiir.
Demedi demeyin.
*
Beklemenin de...
Özlemenin de...
Nasıl da dayanılmaz bir şey olduğunun dizelerde hayat bulan yanıdır kim bilir?
Yanmanın…
Yanarak pişmenin şiirin dizelerde yer almasıdır aynı zamanda.
*
Belki de bunun için ‘Şiir aşktır!’ da denilebilir.
‘Şiir aşk; aşk şiirdir’ bir anlamda...
Neden omasın ki?
İkisi de zamanla okuyanını ve yaşayanını üzerken, aynı zamanda okuyanını ve yaşayanını duygulandırır…
Mutlandırır…
Düşündürür…
Belki de ağlatır içinde mutluluk olsa da.
Belki de en genel anlamıyla, içinde her şeyi barındırdığı için olsa gerek; ‘Şiir hayattır.’ da diğer taraftan.
Dolayısıyla da insanı, hayatın duygu yanına taşır.
Acı yanına…
Özlem yanına…
Sabır yanına taşır belki de!..
Çiçek…
Böcek…
Doğa…
Sevda…
Mutluluk…
Boş vermişlik…
Ayrılık…
Kavuşma…
Hayal…
Umut…
Ve belki de şiir; ‘Vurdumduymazlıktır’ diyeceğim ya, bu kadar yaşanmışlığın içinde, sanırım vurdumduymazlığın işi yoktur şiirde, diye düşünüyorum, ne dersiniz?
*
Yok, “Şiir vurdumduymazlık olamaz, ancak vurdumduymazlığı öyle bir duyarlılıkla anlatır ki insan şaşar kalır.” derseniz, size kesinlikle katılırım.
O nedenle ya, duyarlılıktır şiir.
Eğer insanı etkileyen o duyarlılık, insanın hücrelerine kadar işleyen o sözcüklerin derinliği olmamış olsa, insanın ağzından o sözcükler nasıl çıkar da dizelere, tespih ipine dizilmiş gibi nasıl dizilir söyler misiniz?
Nasıl olur da birbiriyle bu kadar uyumlu…
Bu kadar bütünleşik…
Birbirini anlamlandıran bir şekilde, yürekte hissedilenler bu kadar güzel bir şekilde ağızdan çıkar?
Sahi nasıl olur?
*
Velhasıl şiir güzeldir be kardeşim.
Sen şiiri sever misin, sevmez misin bilemiyorum, ama sevmiyorsan bile sevmeyi dene.
Şiire yaklaş, o kendini sevdirecektir sana.
İnan bana!..