Ermenistan Türkiye'siz yürüyemez
Ermenistan''da Karabağ savaşını kaybeden Nikol Paşinyan seçimi yüzde 53,92 oyla kazandı. Taşnakçıların bloğu çok geride kaldı.
Ermenilerle ilişkileri geliştirmemiz lâzım. Aynı toprağın insanlarıyız. Geçmişte bir aradaydık. Ermenilerin başı Türklerle değil; Rumlarla dertteydi. Tarihin derinliğine inersek... Ani''yi Alparslan fethetmiştir ama, fethe yol açan da Bizanslılardır. Tarihe şimdi girmeyeceğim. (Şunu hatırlatayım: Hrant Dink, Bir tarihte Fransız dergisi L''Express''e yaptığı açıklamada, "Türkiye Ermenisi olmaktan gurur duyduğunu" söylemişti. O, bu manada çok söz etmiştir. Hrant Dink, bana da gelmiş, dostluktan, birlikte yaşamaktan, kopuklukların giderilmesinden bahsetmişti. Ben de heyecanla dinlemiştim. O sıra yazdığım gazetenin ve benim kimliğim çok açıktı. Bile bile gelmişti. Hrant, Ermeni diasporasının kükremesinden, kesin hat çekmesinden de çok rahatsızdı.)
Maalesef geçmişte müessif hâdiseler oldu. 1915''te Ermeniler göçürtülürken, iki taraftan çok insan hayatını yitirdi ama en çok acıyı Ermeniler çekti. Ermeniler içinden çıkan emperyal güçlerin uşakları, masum halkı nâra attı. Şu tezde ısrarlıyım... Ermenilerin sürülüşü, Millî Mücadele''nin de yolunu açmıştır. Bu da ayrı tartışılacak meseledir.
Seçimlerde Paşinyan''ın sonunun geldiği düşünülüyordu. Ama kazandı. Paşinyan''ın kazanması demek, halkın, savaş istememesi, Azerbaycan''ın topraklarını geri almasını kabul etmesi demek.
Paşinyan''ın seçim arifesinde Azerbaycan yenilgisinden sonra, Azerbaycan''a "her türlü" desteği verdiğimiz için Türkiye''nin Ermenistan''ın düşmanı olup olmadığı tartışmasının alevlendiği bir zamanda parlamentolarında, yaptığı bir konuşmada: "Bu nasıl bir tartışmadır, ''Türk bizim düşmanımız mıdır, değil midir'' diye! Bu tarihî bir gerçektir. Türkiye hem düşmanımız hem komşumuzdur. Düşman olan, zaten komşu ülkeler olur genelde." demiş ve eklemişti: "Ama bu düşmanlık kontrol edilmeli, çünkü kaynaya kaynaya sonunda patlayabilir."
Evet, geçmişin acıları var. Bu acılar tek taraflı değil.
O meş''ûm yıllar tarihin akışında bir ara dönem olarak kalmalıdır. Geriye dönüldükçe yeni yaralar açılır ve halkı ebedî tedirginliğe sevk eder.
Paşinyan "Bu düşmanlık kontrol edilmeli" derken, Türkiye''ye bir açık kapı bırakıyor. Bu hem görünürde hem gönülde açık kapı.
Dediği gibi biz komşuyuz. Geçmişte bir aradayken aynı "avlu"da birbirimizin "kül"üne muhtaçtık.
Karabağ''da Hankendi''de doğan ve burada yetişen, Ermenistan''ın eski başbakanı ve cumhurbaşkanı, Robert Koçaryan liderliğindeki Taşnak ambalajlı "Ermenistan ittifakı" 44 günlük savaşın ardından Paşinyan''ın imzaladığı barış antlaşmasını yırtıp atacağını meydanlarda bangır bangır bağırarak oy istedi. Ama halk itibar etmedi. Oyları yüzde 21.04''te kaldı. Paşinyan''ın çok gerisinde. (Koçaryan, 1992''de Hocalı Katliamı''nda çete reislerinden biriydi.)
Yeni yönetim, bütün bu gelişmeleri masaya yatırmalı ve önünü görecek bir yol haritası çizmelidir. Önce önünü Ankara''ya çevirmelidir.
Türkiye her türlü kapıyı açmaya hazır. Yeter ki, Ermeniler, diasporanın despotluğundan kendileri kurtarsınlar, sağlıklı düşünsünler. (Daha yazacağız.)