Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Dolarda ikinci perde: Şimşek ve Zombiler!

Önceki yazımızda dolar/TL ve enflasyondaki yükselişin tarihsel nedenlerini açıklamış, 2013 yılında 2,5 TL olan kurun an itibariyle 23,60 olmasından sonra bizleri neyin bekleyeceğini yazacağımızı söylemiştik.

O zaman bundan sonrasını yazalım…

Evvela şunu bilmek gerek, finansal piyasalarda fiyat hareketleri sürekli bir çıkış ya da sürekli bir düşüş göstermez. Piyasalar adeta nefes alıp verir gibi hareket eder. Bunun nedeni fiyatı yükselten gerekçeye karşı yaşamda daima önleyici başka bir nedenin ortaya çıkmasıdır.

Örneğin borsa yükselirken, birileri artmış fiyatı kaçırmamak için satış yaparak kârı cebe koymak ister. Ya da dolar/TL yükselirken, hükümet kurun belli bir sınırı aşmaması için farklı kaynaklardan bulduğu dövizle piyasaya baskı yapar. İster haklı, ister haksız, fiyat hareketlerinin karşısında daima bir başka etken oluşur.

Bu örnekleri dolar/TL hareketini daha iyi anlamanız adına veriyorum. Kurun 28/30 bölgesini aşması demek sanayide girdi maliyetlerinin korkunç şekilde artması ve hiper enflasyon demektir. O zaman hükümet eli kolu bu durumu izler mi?

Bugüne dek taşıma suyla kuru tutmaya çalıştılar. Körfez ve Rus sermayesi geldi. Kayıt dışı denilen paraların da Türkiye’ye çekildiği anlatıldı. Ancak sistem ithalata dayalı olunca rezerv dayanmıyor.

Kurdaki yükselişin durması geçen yazımızda dediğimiz gibi üretim biçiminin değişmesine bağlı. Eğitim reformu yapılacak, yüksek kalibreli mezunlar firmalara girecek, düşük ve orta ölçekli teknoloji içeren ürünler yerini yüksek teknolojiye bırakacak. Bunların ihracatından yüklü para rezervlere girecek…

Ancak AKP son 20 yılı bozuk para gibi harcadı. Bunun şimdi yapılmasına imkân yok. Bu nedenle taşıma dövizle kur tutulmaya çalışıldı. Ama bu işte de sona geldik…

O zaman açalım ikinci perdeyi!

Yüksek teknolojiyi artıramayan ülkeler kuru kontrol etmek için kısa vadede faizi artırmak zorunda kalırlar. Böylece ülkeye faiz geliri kazanmaya gelen tefecilerin getirdiği para ile kur kontrol edilmeye çalışılır.

Ancak sorun şu ki, faizi artırdığınız zaman da bu sefer sanayiyi baltalarsınız.

Bu noktada bizim sorunumuz çok büyük, çünkü son yirmi yılda bizim firmalarımız hükûmetin sağladığı düşük faizli krediye sırtını dayadı ve öyle çalıştı.

Aslında bu firmaların çoğu bildiğiniz batık firmalardır. Neden? Kazandıkları para şirketin masraflarını karşılamaya yetmiyor. Normalde batmaları gereken bu firmalar sürekli hükûmet desteği ile ayakta tutuldu.

Hükûet neden destekledi? Seçimleri kazanmak için… Kim binlerce firmanın batarak, milyonlarca kızgın işsiz seçmenle yüzleşmek ister?

Hükümetin hatası son yirmi yılda bu firmaları dünya ile rekabet edecek duruma getirmemesi oldu. Yüksek teknoloji içeren ürünler üretecek duruma gelmelerine yardımcı olacak düzenlemeler yapılmalıydı… Bunun diğer adına yapısal reformlar diyoruz…

E şimdi ne olacak? Faiz artırmazsan kur gidecek, kur gidince firmalar yine batacak çünkü yap zammı, çak vatandaşa dediniz ama vatandaşın alım gücü kalmadı!

Faiz artırsan bu sefer zombi firmalar yani aslında çoktan ölmüş firmaların ölüm ilanı tescillenecek…

Konuyla ilgili olarak IMF’nin 16 Haziran’da yayımlanan ‘Yürüyen ölülerin yükselişi: Dünyadaki zombi firmalar’ başlıklı makalesi çok ilginçti…

Makalede zombi şirketler hem mali sıkıntı içinde hem de kâr etme ihtimalleri düşük olan şirketler olarak tanımlanıyor.

2000 yılından bu yana dünya çapında halka açık olmayan zombi şirketler hakkında yeni bir veri seti hesaplandığında Türkiye’nin en yüksek zombi şirket oranına sahip ülke olduğu ortaya çıkmış!

Makale şunu söylüyor: Salgın döneminde mali yapıları iyice bozulan ve kâğıt üzerinde yaşayan şirketlere verilen krediler zombi şirketlerin payını son yıllarda artırmıştır.

Dünyada halka açık olmayan şirketler arasında en çok zombi şirkete sahip ülke Türkiye’dir. Türkiye’nin ardından ise Endonezya, Romanya ve Rusya gelmektedir.

Halka açık şirketler ele alındığında ise Türkiye’nin 21. en çok zombi şirket payına sahip ülke olduğu görülmüştür.

Sonuca geleyim!

Şimşek, faizi 15/20 puan arasına çekecek. Ama bu hâlâ enflasyon altında negatif faiz demek. Fakat Türk firmaları o kadar düşük faiz bağımlısı ki, bunda bile isyan edenler çıkacak.

İhracatçı yüksek kur, iç piyasaya çalışan ise düşük faiz ister. Ama ürettikleri ne? Düşük teknoloji içeren mallar… Dünyada rekabet edemezler, bu nedenle habire destek isterler…

Peki kim bu sistemi değiştirecekti? Hükûmet…

Değişti mi? Hayır…

O zaman faiz artar, kur biraz yatay kalır, sonra zombiler dışarı çıkar, iflas ediyoruz bu ne yüksek faiz diyerek Şimşek’i yemeye çalışırlar… Şimşek gider, faiz tekrar düşer, kur ise girdi ithalatının devam etmesiyle artmaya devam eder… Zombileri mutlu etmek için düşük faizli kredi yükünü de yine zamlarla halka yüklerler…

(Enflasyon altında zombilere faizi veriyorsan birilerinin enflasyon ve faiz farkını ödemesi gerekir… Örneğin 40 enflasyon, 20 faiz ise arada 20 puan var. Kim parasını 20 ile bankaya verir? Kimse vermez. O zaman zombilere verilecek para nasıl bulunur? Aslında zombilere verilecek paranın maliyeti 40, fakat 20 puanını devlet ödeyerek zombilere 20’den veriyor. Ama devlet de ödediği 20 puanlık yardımın maliyetini halktan zamlarla alıyor. Adalet mi bu? Bırakın batan batsın ama yeniden güçlü bir düzen, sistem kurulsun. Yok batmasın diyorsan, sistemi değiştirmek için ne bekliyorsun? 20 yılı yedin!)

Amerika’da okurken HBO kanalında “Walking Dead”, “Yürüyen Ölüler” favori dizimdi. Nereden bilirdim ki, 2023 Türkiye ekonomisinde şirketler zombiye dönecek ve bir süre sonra ekonomi bakanının peşine düşecekler!

Yazarın Diğer Yazıları