Cinayetleri etnikçiliğe bağlayanlar düşmanlık ekiyorlar!

Konya Meram''da, anne baba, üçü kız beş kardeşin katledilmesi, hepimizi çok üzdü ve çok düşündürdü. Böyle akıl almaz katliama hiçbir sebep gösterilemez.
Madem "Tek Adam Rejimi"ndeyiz, madem bir gece yarısı kararnamesiyle her şey hallediliyor; istisnaî olarak katil mahkemeye dahi çıkarılmadan, bir gece yarısı idam sehpasına gönderilmelidir. Eğer halk desteği gerekir, deniyorsa, "Tek Adam Rejimi"ni demokrasiyle hiçbir surette bağdaştıramayan, karşı yazıları birkaç cilt tutan ben, oyumu "idam" için kullanıyorum!

Tabiî ki, bunlar olmayacak. Halkın öfkesinin sonsuzluğunu belirtmek için "tek adam" diyorum, "gece yarısı" diyorum, "dar ağacı" diyorum.
(Burada bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum: "Sehpa" yerine "dar ağacı" deseniz aynı şeyi ifade edersiniz, değil mi? Değil! Çoklukla "Sehpa" idamı hak etmiş herkes için, "dar ağacı" ise haksız idam cezası alan mazlum için kullanılır. Bir notum da kendilerince mütemadiyen kelime uyduran "arı Türkçe" inatçıları için: Sehpa (se-pa) üç ayak demek. Farsçadan dilimize girdi ve "bizim" oldu! Dar da eski Farsçadan. Ağaç demek. Türkçenin inceliği... Kelime dilimize girince iki "ağaç" yan yana gelmiş ve bambaşka bir mana kazanmış. "İdam"ı çok kişi "asılma" diye anlar. İdam, yok etmektir. "Adem"den gelir. Osmanlı''nın ilk Hariciye Nazarı Âkif Paşa''nın (1787-1845), "Adem Kasidesi"ni bilirsiniz. Asıl torununun ölümü üzerine yazdığı "Mersiye"si ünlüdür. "Ölüm tem"ini içten hissedersiniz.) Konya''da katledilen anne baba ve beş çocuğu için, yakınları, Âkif Paşa gibi ağıtlar düzmüşlerdir. Şuna eminim, bütün Türkiye ağıt düzmüştür. Benim nazarımda o insanlar birer şehit! Âkif Paşa''nın ağıtı:

Tıfl-ı nâzeninim unutmam seni
Aylar günler değil geçse de yıllar
Telh-kam eyledi firakın beni
Çıkar mı hâtırdan o tatlı diller

Kıyılamaz iken öpmeğe tenin
Şimdi ne hâldedir nâzik bedenin
Andıkça gülşende gonca-dehenin
Yansın âhım ile kül olsun güller...

Katledilenler için etnik aidiyeti özellikle vurguluyorlar. Bunlar akıllarını yitirmişler. Türkiye''nin iç içe girmiş insanlarını birbirlerine karşı getirmek kimin işine yarayacak? PKK''nın, uzantısı HDP''nin ve etnikçiliği ideolojik kalkan yapan eski Marxistlerin... Ne yazık ki, Türkiye''de yüzdeleri 01''lerle ölçülenlerin sesleri çok çıkıyor. (Karl Marx, bizdekilerin bu hâlini görse, o gür saçını sakalını yolardı.) Basın yayın organlarına dış istihbarat destekleri, onları rahat bir hayat sunduğu için gaileleri yok. Konuşurlar. Konuşmak mecburiyetindeler; çünkü, efendileri, "Konuşun, karıştırın..." diyor.
Esas yanlışlık, etnik adı telaffuz etmek ve karşısına "Türk"ü eklemek. Aklı başında bildiklerimiz de bu tuzağa düşüyorlar. (Türkiye Komünist Hareketi mensupları... Açıklamalarınızı okuyorum. Önemli şeyler söylüyorsunuz. Ancak, Konya katliamına dair yorumunuzla Karl Marx''ın kemiklerini sızlattınız. Lütfen peşin hükümlü olmayın, PKK/HDP''nin tuzağına düşmeyin!)
PKK ve siyasî uzantıları etnisiteyi vurgulaya vurgulaya insanlarımız arasına "şüphe" soktular. "İslâmcılarımız" da oyuna geldiler, "ümmet"i parçalamak isteyenlere yol açtılar.
Cinayetleri etnikçiliğe bağlayanlar düşmanlık ekiyorlar!
Kendimize gelelim!

Yazarın Diğer Yazıları