Belki de medeniyet; karşısındakine elini uzatabilme cesaretidir
Mesela:
“İnsanın düşünebiliyor olma hali, onu diğer yaratılmışlardan ayıran en büyük özelliğidir.” dersem, onu siz de biliyorsunuz.
*
Mesela, “İnsan, insan olduğunu, yaratılmış en yüce değer olduğunu aklından çıkartmamalı ve ona göre yaşamalıdır” desem, biliyorum siz onun da farkındasınız.
*
“Nezaket; insan olma özelliklerinin ve aynı zamanda da medeniyetin çok önemli yapı taşlarından biri” olduğunu söylersem, beden dilinizle fark ettirmeseniz bile haddimi aştığımı bildirirsiniz bana, haksız mıyım?
*
“İnsanların selamlaşmaları, birbirlerinin hatırlarını sorma niyetidir” desem…
“Bana anlatmak istediklerinizin ne anlama geldiğini anlamaya çalışsam da ‘Siz bana neyi anlatmak istiyorsunuz?’ deyip, bana çıkışacaksındır” da!
Hatta insanın, en basit bir söylemle insan olma özelliklerinden “Çevrenin temiz tutulması gerektiğini” söylesem…
“Yüksek sesle konuşulmaması, etrafındakini rahatsız etmemesi gerektiğini.” hatırlatmaya çalışsam ve “Nezaket, bir anlamda trafikte korna çalmamaktır.” diyerek, ukalalık(!) yapsam size!
Ve bütün bunların hepsinin ortak adına “MEDENİYET” denildiğini, bunları hayatlarına içselleştirenlere de ‘Medenî insan denilir’ diye sizin kulağınıza fısıldasam, ne dersiniz?
*
Yok, ne diyeceğinizi siz söylemeyin, yine ben tahmin edebilirim.
Diyeceğiniz şu:
“Ben bunların hepsini biliyorum. Sen bu kadar bilmişliği bana niye taslıyorsun!” diyeceksiniz, gibi geliyor bana!
*
Haklısınız da.
Zaten ben de biliyorum bildiğini.
Ukalalığım için özür dilerim.
Hatta o kadar iyi biliyorum ki ‘Medeniyetin, insan yaşamı için olmazsa olmaz olduğunu’ bildiğini bildiğim halde bile konuşuyorum işte.
Ama biliyor musunuz, bunu insanın bilmesi başka, hayatına uygulaması başka!
*
Medeniyetin çok genel anlamda birer ‘SAYGILAR’ manzumesi olduğunu…
En başta insan olmak üzere, doğada var olan canlı ya da cansız her şeyi SEVGİYLE kapsayarak, içine aldığını…
Oturup kalkmaktan, yeme-içmeye…
Bir toplumda konuşmaktan, susmayı ve dinlemeyi bilmeye…
Hatta cevap hakkını kullanmaya veya karşı tarafa cevap hakkı vermeye kadar, o kadar çok şeyi kapsıyor ki MEDENİYET.
Hemen şimdi aklıma geleni söyleyeyim:
“Medeniyet aynı zamanda ‘Haddini bilmektir de’ dediğimde, kızmayın bana lütfen.
Belki de bugün aradığımız ve bulmak istediğimiz en büyük hasletlerimizden biridir insanın haddini bilmesi.
*
Tam da burada aklıma bir şey geldi.
MEDENİYET, davranışları kontrol altına alabilmektir de aynı zamanda.
Yani; “Büyükleri saymak, saygı göstermek, küçükleri sevmek ve onları korumaktır da!” derken, sahi biz bu eylemleri hayatın içinde niye göremiyoruz, bilmiyorum.
*
Belki de bizim en çok da buna mı ihtiyacımız var ne?
İnsan olduğumuzu hatırlamaya…
Birbirimizi anlamaya…
Birbirimizle konuşabilmeye…
Ve belki de en çok da ‘Hoşgörüye’ ihtiyacımız var!
*
Ne dersiniz?
Yok mu, yoksa!