Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Seyahat Etmekte Özgürsün Ama Engelleri Aşarsan…

Avrupa Birliği, Avrupa Seyahat Bilgileri ve Yetkilendirme Sistemi (ETIAS) adı verilen bir sistemle yeni bir seyahat izni sistemi getirdi. Bu sistemin Türk pasaportlarına da uygulanacak olduğu iddiası kısa sürede İletişim Başkanlığı tarafından yalanlansa da şu an için vizeden muaf olan ülkelere uygulanan bu sistemin ilerleyen süreçte yeşil ve gri Türk pasaportu sahipleri için de uygulanabilme ihtimali hâlâ mevcut.

Bu sınırlamanın konuşulmasıyla birlikte, Anayasa’da seyahat özgürlüğü koruma altında olan Türk vatandaşlarının “seyahat edebilirliğine” şöyle bir baktım da bu özgürlük şu an için oldukça sınırlı.

Yurt içi engeli: Ekonomik sınırlar

Esas olarak, Anayasanın 23.maddesi herkesin seyahat hürriyetine sahip olduğunu belirterek, seyahat hürriyetini koruma altına alıyor ve bunun ancak suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek amacıyla sınırlanabileceğini belirtiyor.

Buna göre, Türkiye’nin sınırları içerisinde herkes dilediği şehre seyahat etme, yer değiştirme ve ulaştığı yerde kalma hürriyetine sahip.

Ancak ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar (benzin parası, uçak veya otobüs bileti fiyatları, seyahat konaklama ücretleri düşünüldüğünde) yurt içi seyahat etmek isteyen için kendiliğinden bir engel oluşturuyor.

Temel gereksinimlerini karşılayabilen ve bundan arda kalan parasıyla seyahat imkanı yakalayan kesimin (büyük oranda standartlarında düşme olsa da) seyahat sınırları da genel olarak ülkenin sınırlarıyla sınırlanıyor. Zira döviz kurunun yüksekliği, yurt dışı harcı, vize ücretleri, vize almadaki güçlük ve pasaport kontrolleri ardı ardına atlatılması gereken engeller olarak karşısına çıkıyor.

Yurt dışı engeli: Harç, vize, kontroller

Burada öncelikle yeni yılın gelişiyle zamlanarak 710 TL olan yurt dışına çıkış harcından bahsetmek gerekiyor: Seyahat özgürlüğüne devlet eliyle hukuk dışı bir şekilde getirilen bir sınırlama bu.

Anayasanın 23.maddesi uyarınca vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabiliyor.

Yani, 1982 Anayasasının ilk halinde yer alan “ülkenin ekonomik durumu”, görüldüğü üzere bu maddede artık yer almıyor. O dönem, bir kişi eğer ki yurt dışına gidebiliyorsa zengindir” mantığıyla konulan bu sınırlama sebebi, bugün Anayasada yer almıyor.

Dolayısıyla, bu sınırlama sebebine dayanılarak 2001 yılındaki ekonomik krizin ardından Ecevit hükümeti tarafından getirilen harç, o dönem (5 aylık bir süre için) hukuka uygun olarak uygulanıyor. Ancak Avrupa Birliği‘ne üyelik için yapılan Anayasa değişiklikleriyle “ülkenin ekonomik durumu” ifadesi çıkarılınca, harcın Anayasal dayanağı ortadan kalkıyor.

Özetle, şu an Anayasa’da olmayan bir nedenle seyahat özgürlüğü sınırlanıyor ve bu harcın Anayasa’ya aykırılığının Anayasa Mahkemesi tarafından da kabul edildiği bir karar (Esas no. 2019/ 94) bulunuyor.

Buraya kadarki engeller, ülke yönetimindeki siyasi ve hukuki yanlış politikalardan kaynaklanıyor olsa da esas olarak yur tdışına çıkışta pek çok ülkenin Türk vatandaşlarına güçlükle vize vermesi veya çoğunlukla vermemesi de ülkenin siyasi ve ekonomik yanlış politikalarının bir sonucu.

Bu durumda parasızlık, paran varsa (yurt dışına çıkışta) vizesizlik, vizen olsa şirin görünmeye çalışılarak geçilen o son pasaport kontrolünden geçememek, seyahat hürriyetine dolaylı yoldan sınır oluşturuyor.

Ancak seyahat için yapılan harcamaların yanında devede kulak kalan o yurt dışı harcının, (miktarıyla alakalı değil!) hukuk dışı olduğu için acilen kaldırılması gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları