Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Utancın taraf değiştirdiği dava

Kadına yönelik suçlar konusunda suç dosyalarının oldukça kabarık olduğu ülkemizde, cinsel suç oranlarının yüksekliği, kadınların kendilerini güvende hissetmemesine ve hak arama mücadelesinde umudunun azalmasına yol açmışken, Fransa’da görülen bir davanın sürecinin ve etkilerinin bizler için de önemli olduğunu düşünüyorum.

Zira, bizim ülkemizde, ne yazık ki hala tecavüze uğrayan kadının bundan utandığı ve olayı gizlediği (yıllar sonra ortaya çıkan veya hiçbir zaman duyulmayan) pek çok vaka olduğunu biliyoruz.

Mağdur kadınlar, kısa etek, gece vakti dışarda olmak gibi ithamlarla toplumun kendilerine yönelteceği suçlamalardan çekindikleri veya “ahlak” kavramı üzerinden bazı toplumsal yargılamalara maruz kaldıkları için başlarına gelen olaydan utanç duyuyorlar.

Oysa, elbette ki, utanması gereken onlar değil.

İşte, Fransa’da tecavüz mağduru bir kadının verdiği mücadele, bu utancın yer değiştirmesi gerektiğini tüm toplumlara göstermesi adına oldukça önemli.

Pelicot Davası

Pelicot davası, Fransa’nın güneyindeki bir kentte Dominique Pelicot isminde bir adamın 10 yıl boyunca eşi Gisele Pelicot’u uyuşturarak onlarca erkeğin tecavüzüne uğramasına neden olmasının konu alındığı bir dava.

Giesel, 2011 yılında başlayan bu saldırılarla, hemen her meslek grubundan, bazıları evli ve çocuklu pek çok erkeğin zaman zaman birden fazla defa tecavüzüne uğradı.

Eş Dominique Pelicot’un yanısıra, aralarında bir de Türk’ün yer aldığı 50 erkeğin yargılandığı bu davada geçtiğimiz hafta karar verildi ve Giesel Pelicot’un eşine Fransa yasalarının izin verdiği en yüksek ceza olan 20 yıl hapis cezası verilirken, diğer suçlular hakkında da 3 ile 15 yıl arasında cezalar istendi.

Giesel Pelicot’un 72 yaşında verdiği hukuk mücadelesi, eylül ayından beri toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına karşı şiddet konularına dair de tartışmaları kuvvetlendirirken, sadece hukuki değil toplumsal tabularla da mücadele örneği olarak öne çıktı.

Utancın yer değiştirmesi

Zira duruşmanın halka açık yapılmasını ve işlenen suçların video kayıtlarının gösterilmesini talep eden Giesel Pelicot duruşma sırasında, Utanmamaya karar verdim, hiçbir yanlış yapmadım. Utanması gerekenler onlar” diyerek önemli bir cesaret göstermiş ve Fransa’da tecavüze karşı yasaların değiştirilmesi ve cezaların arttırılmasına dair taleplerin ve tepkilerin artmasını sağlamıştı.

Ama en önemlisi, başına gelenler karşısında cesur ve kararlı duruşuyla kendisi gibi kadınlara rol model olmasıydı.

Cinsel saldırıya uğrayan kişilerin toplum tarafından adeta suçlu gibi gösterilmesi, mağduriyetlerinin küçümsenmesi ve namus” ve aile” gibi kavramlar üzerinden oluşturulan toplumsal baskıyla karşılaşmaktan çekinmeleri, suç teşkil eden bu türden olayları bildirmemelerine neden olan yaygın bir sorun.

Bu açıdan, Giesel’in verdiği hukuk mücadelesi, hukuki açıdan olduğu kadar toplumsal açıdan da kritik önemde. Yargının ve toplumun cinsiyetçi tutumu, toplumsal farkındalık eksiklikleri, hukuki eksikliklerle birlikte kadınların mağduriyetini arttırıyor.

Dolayısıyla cinsel suçlarla mücadele, yalnızca hukuki reformlarla çözülebilecek bir sorun değil; okuldan medyaya kadar her alanda toplumsal farkındalığı yarattırmaya yönelik güçlü adımlar atılması gerekiyor.

Yazarın Diğer Yazıları