Arapça kutsal mı?

"Hafızlık şart mı?" diye sormuştuk. Meğer çok kişi bu soruyu kendi kendine soruyormuş.

TRT1'deki Kur'ân-ı Kerîm'i Güzel Okuma Yarışması bizi uyandırmalı... Alt yazıyla ayetlerin manasının verilmesi bile asıl ihtiyacı ortaya koyuyor: Kur'ân'ı anlamak!

Bu yarışma bize ne verdi? Sadece güzel sesli gençler dinleniyor. Bu güzel sesleriyle gençler başka şeyler okusa da fark etmez. Bu yarışmayı düzenleyenler de artık farkına varmışlardır... Bu yarışma amiyanedir. Kutsiyeti bayağılaştırmadır. İnsanı dine çeken, öğrenmeyi teşvik eden hiçbir tarafı yoktur.

Bilmediğin bir dilde hafız olsan ne kazanacaksın? Benim söylemek istediğim Kur'ân'ın ezberlenmesine harcanan çabanın, Arapçanın öğrenilmesine harcanmasıdır.

Sık sorulan bir soru: Arapça kutsal bir dil mi?

Allah'ın bir hikmeti insanlar çok kolay dil kurabiliyorlar. Kur'ân'da buyruluyor: "Ve alleme âdem e'l- esmâe kullehâ..." ("Ve Allah, Âdem'e bütün isimleri öğretti...") (Bakara, 2/31). Her dil istisnalar dışında kaidelidir. Belli bir sisteme sahiptir. Yeryüzünde 6-8 bin arasındaki dilin varlığı, Allah'ın insana bahşettiği nimettir.

Yine Kur'ân'da buyrulur:

"Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi-lisâni kavmihi li-yubeyyine lehum" ("Ve onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kavminin diliyle gönderdik...") (İbrahim, 14/4).

Her kavme peygamber gönderildiğine göre, bütün diller eşittir; birine, kutsaldır, diyemeyiz.

10. yüzyılda, Abbasîler zamanında, Basra'da ortaya çıkan, İhvânü's-Safâ felsefecileri veya ansiklopedistleri diyebileceğimiz grup, kendilerince İslâmî sapmalara karşı "Resail" diye anılan risaleler yazmaya başlamışlardı. (52'yi bulan bu risaleler tartışmalıdır. Batınî-İsmailî bağlantıları üzerinde de durulmakla beraber, Şiîliğin de tenkit ettiği görülür.)

İhvânü's-Safâ grubu Arapçayı kutsamıştır. Şöyle derler:

"En mükemmel dil Arapçadır ve fasih söz de Arapça olan sözdür. Arapça dışındaki diller ise eksiktir. Arapçanın diller karşısındaki konumu, insan suretinin hayvan sureti karşısındaki durumu gibidir. Bu nedenle Arap dili, insanlık dilinin tümüdür ve ondaki kitabet sanatı, diğerlerindeki kitabet sanatının hitamıdır. Arapçadaki yirmi sekiz harf, bütün dillerdeki harfleri kapsamaktadır." (Resail, III, s. 144'ten nakleden: Doç. Dr. Ahmet Erkol, "Cennetin Dili Ya Da Dinin Anlaşılmasında Dilin Kutsanması", e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi -www.e-sarkiyat.com, S. IV, Kasım 2010, s. 8).

Mantık şu: Kur'ân mucizevî bir kitaptır. Arapça da dolayısıyla mucizevîdir.

İmam Şafiî'nin de benzer görüşleri vardır.

Bir kavmin bir kavme üstünlüğü kabul edilmediği gibi, bir dilin de diğer bir dile üstünlüğü kabul edilemez.

Kur'ân'da açık açık belirtilir:

"Ve min âyâtihi halku's-semâvâti ve'l ardı ve ihtilâfu elsinetikum ve elvânikum..." (Ve gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin muhtelif olması onun delillerindendir...") (Rum, 30/22).

Ama gelin görün ki, ülkemizde Arapçaya kutsiyet atfedenlerden geçilmez!

Akıl yürütmeliyiz, gerçekçi olmalıyız.

Yazarın Diğer Yazıları