'Yeni Parti' ihtiyacı

Hükûmet edenler, Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "Adalet Yürüyüşü"nün sonuçlarına katlanabilselerdi durdururlardı. Durdursalardı yankısı büyük olacaktı; bunu göze alamadılar.

16 Nisan'da vazo kırıldı. Ak Parti'nin "Ak"ı, renk değiştirmeye, "kara"ya dönüşmeye başladı. Saray'la el ele tutuşan Balgat MHP'si zaten bitik.

15 Temmuz dehşetinin üzerinden henüz dokuz ay geçmişken, halk darbecilere karşı dopdoluyken, "Muktedir"e "Dur!" denmesi neye işaret eder? Halkın tavrı her hâlde Fetöcülerle, PKK'lılarla, ülke düşmanlarıyla özdeşleştirilemez; sağduyu bütün endişelerin önüne geçti.

Bakmayın siz, görünürde rejimin değiştiğini... İlk seçimde menfaat birliği kuran iki parti de siyasetten silinecek.

Artık yeni bir parti geliyor... Ufukta göründü. Sıradan bir parti değil. Şu netameli günlerde, halktan büyük destek alınmasaydı, yeni bir parti kuruluşuna gidilemezdi.

Nasıl ki, Saadet'in içinden Ak Parti, 28 Şubat'ın haksızlıklarına direnerek, 2001'de, bir "ihtiyaç" olarak çıktı, halkın büyük desteğini aldı; şimdi işbirlikçi iki partinin bin türlü oyunları karşısında, kanunsuzlukları karşısında, adaletsizlikleri karşısında, düşmanlıkları karşısında, bir "ihtiyaç" olarak, yeni bir parti sahneye çıkıyor. Her şey enine boyuna düşünülmüştür.

Keşke CHP herkesi kucaklayabilseydi. Ama hareket alanları belli. Geniş bir kesim ister istemez mesafeli...

Uzun yılların tecrübesiyle söylüyorum... Yeni kurulacak bir parti, belli kesimin hoşuna gidecek adlandırmayla kendisini çerçevelememeli... Buna "milliyetçi", "muhafazakâr" sıfatları da dâhil.

Turgut Özal'ın bir sözünü hiç unutmadım... Anavatan Partisi'ni kurarken, herkesi kucaklayıcı, akılda kolay kalan bir isim aradıklarını ve bilerek kısaltılmışına ANAP dediklerini söylemişti.

"Adalet ve Kalkınma" güzel bir isim ama parti ismi olarak uzun... Sadece "Ak Parti" dense olurdu. "Ak", "beyaz"ın da ötesinde bir anlama sahiptir.

(Ara not: Ak'tan hareketle dışarıdan girmiş bir kelime olan "avukat"a, Orta Asya Türkçesini örnek alarak "aklayıcı" diyebilir miyiz?! Uydurukçacılık bayrağını yükseltmeye kalkan depremci Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, müteradif kelimelerin, nüansların, eski kelimeleri alıp kullanılan kelimelerle yer değiştirmenin, beğenmeyince, ekten-kökten hareketle yeni kelime uydurmanın "Türkçe" olmadığını bilmesi lâzım.)

CHP de önce Halk Fırkası (Partisi) adıyla kurulmuş, sonra "Cumhuriyet" eklenmiştir. "Demokrat" halkın alıştığı, kolay söyleyebileceği bir isim değildi. "Demirkırat"a ister istemez dönüştü. Adalet Partisi, "at" sembolünü bunun için aldı. (At sembolünü çizenin de MHP'nin üç hilalini çizen Yılmaz Yalçıner olduğunu belirteyim. Bana anlatmıştı. "Dündar Soylu" adıyla, 1975'te "Komando Sorunu" kitabını yayınlamıştı. Siyasal Bilgiler'de Ülkü Ocakları'nın kurucu başkanıydı.)

CHP'nin yürüyüşü, yeni parti ihtiyacını bir kere daha ayan beyan göstermektedir. Çok geniş bir kesim "Adalet Yürüyüşü"ne destek vermekle beraber, CHP'nin kendisini sınırlaması yüzünden mesafelidir ve oy vermekte tereddüt etmektedir. "Adalet Yürüyüşü"ne bir de bu zaviyeden bakalım.

Zor zamanlarda kurulan yeni partiler hep mesafe almışlardır. "Yeni Parti" hayırlı olur inşallah.

Yazarın Diğer Yazıları