Yargı Paketi Komisyonda
11 Temmuz Perşembe günü, TBMM Adalet Komisyonu, kamuoyunda 9. Yargı Paketi olarak bilinen bazı kanunlarda değişiklik yapan yeni kanun değişikliklerini görüşecek.
Değişiklikte en öne çıkan ve komisyondan nasıl bir düzenleme geleceği merakla beklenen değişikliklerden biri “kadının soyadına” dair. Kadınların evlendikten sonra kendi soyadlarını kullanmalarını yasaklayan hükmü iptal eden Anayasa Mahkemesi (AYM) kararının ardından kanunda bu hususta bir düzenleme yapılması bekleniyordu. Ancak “ailenin önemi” denilerek, “Türk toplumunun temeli olan aile bütünlüğüne zarar verebileceği” ileri sürülerek, düzenleme AYM’nin kararı doğrultusunda değil, hâlihazırda uygulandığı şekliyle yeniden yer alıyor.
Pakette, sosyal medyada hakaretin uzlaştırma kapsamından çıkarılarak ön ödeme kapsamına almasına, hukuk mesleklerine girişteki sınavlara, uzlaştırma ve arabuluculuk yollarına, idari yargıda temyize ve benzeri pek çok hususa dair düzenlemeler var. Perşembe günkü görüşmeden sonra sanıyorum ki düzenlemelerin son halleri hakkında daha net konuşabiliriz.
Ancak AYM kararlarının tüm kurum ve kişilerce dikkate alındığı güne kadar, yargı sisteminde iyileşme sağlanacağına dair umutları korumak oldukça güç.
İngiltere’de İşçi Partisi dönemi
İngiltere’de seçimler beklenildiği gibi İşçi Partisi’nin zaferiyle sonuçlandı. Zaten Muhafazakâr Parti’nin daha da azalacağı tahmin edilen oy oranını en iyi seviyede yakalamak uğruna yapılan erken genel seçimlerin ardından mevcut Başbakan Rishi Sunak, iyi dileklerini sunarak görevinden ayrıldı ve ülkenin 58. Başbakanı Keir Starmer oldu.
İşçi Partisi için tarihî bir zafer olan bu seçim sonuçları, Muhafazakâr Parti için de tarihî bir başarısızlık oldu, diyebiliriz. Muhafazakârlar, Avam Kamarası’nda tarihlerinde ilk defa bu denli güçsüz durumdalar.
Brexit’in ekonomik sonuçlarını şimdilerde daha iyi hisseden ve ticari rekabet gücünü görece kaybeden İngiltere’de, Covid pandemisi, Ukrayna-Rusya savaşı, Gazze olaylarıyla birlikte yükselen enflasyon ve ekonomik durgunluk, sağlık sistemindeki giderilemeyen sorunlar, Muhafazakâr Parti’nin gücünü zamanla adeta eritti. Yani asıl olarak, ülkenin sola desteğinin arttığını değil; muhafazakârlara karşı tepkisinin arttığını belirtmek gerekiyor.
Belirtmek gerekir ki, eriyen oylar, tamamen İşçi Partisi’ne gitmedi. Göçmen karşıtı ve Brexit’in mimarlarından Nigel Farage’nin partisi Reform UK Partisi de Muhafazakâr Parti’den kopan oyların gittiği yerlerden biriydi. Böylece aşırı sağ, Avam Kamarası’na beş sandalye ile giriş yaptı.
Bundan sonraki süreçte “değişim” vaadinde bulunan İşçi Partisi için zor bir süreç var; seçmen, sağlık sistemi, konut fiyatları ve ekonomide iyileşme sağlamasını bekliyor.
Şimdilik kesin konuşmak için erken olsa da İşçi Partisi’nin başarısız olma ihtimali, aşırı sağı koalisyonla iktidara taşıyabileceğini de buraya not düşelim.