Yangına körükle gitmek böyle bir şey
Reis Bey, yangın karmaşasında, ekranları da boş bırakmıyor. Önceki akşam atv''deydi Yine "seçilmiş" gazeteciler karşısında "seçilmiş" soruları cevaplandırdı.
Ormanların yakılmasında PKK''nın parmağı gizlenecek gibi değil. R.T. Erdoğan, yakanların PKK bağlantılarından bahsetti. Yanan bölgelere bakarsanız ister istemez şüpheye düşüyorsunuz. Orman yakma PKK''nn aslî işlerinden. Aşırı sıcaklar da yangını hemen yayıyor.
"Seçilmiş" gazeteci de olsa, bir çıkıntı yapıp "Yangınla boğuşan insanların üzerine neden seçim havasındaymış gibi çay fırlattınız?" diye sorabilirdi. (Reis Bey''in fikrî gelişmesinde de emeği olan bir ünlü "yandaş" yazarın da aklına takılmış. Reis Bey''in çay fırlattığına inanmak istemiyor. "Fırlatma" demeyi yakışıksız bulmuş olmalı ki, "Çay serpiştirdiğini sanmıyorum." diyor! (Çay toz olarak atılsaydı "serpiştirme" diyebilirdik. Ama paket atılıyor.) Yine gazeteciler "Yangın söndürmede emek harcarken hayatını yitiren Şahin''in ailesini, neden ayağınıza çağırarak baş sağlığı dilediniz?" diye sorabilirlerdi. Bu tür mülâkatlar göstermelik. Soru da belli cevap da belli. Reis Bey çıkıp konuşabilirdi.
Dün yangının ortasında kalan Selma Alişiroğlu''nun yaşadıklarını verdim. Bugün yanan orman alanlarından geçmişte sorumluluğu üstlenmiş eski Orman Bölge Müdürü Osman Gülseven''in, devletin de dikkate alması gereken tespitlerini vereceğim.
Osman bir orman aşığı. A.Ü. Siyasal Bilgiler''i kazanmıştı. Vali değil; ormancı olmak istiyordu. İ.Ü. Orman Fakültesi''nin puanları açıklanınca Siyasal''dan kaydını aldı, İstanbul''a Orman''a gitti. Kaydını almaya birlikte gitmiş, hatırası olsun diye ünlü iktisatçı Prof. Dr. Aziz Köklü''nün dersine girmiştik. Hoca tahtada tablolar çizerek arz-talep dengesini anlatıyordu.
Osman Gülseven, Marmaris''te yine orman yangınlarıyla boğuşuyor. Tespit ve tavsiyeleri:
"İnternette çok bilgi kirliliği var. Yanan yerlere otel yapılacak iddialarına hiç itibar edilmesin. Ormanlık alanların yanmasına gerek yok. Eskiden de turizm amaçlı tahsis edilebiliyordu. Yeni bir kanunla da bu tahsis yetkisi Turizm Bakanlığı''na verildi!
Tür değişikliği tamamen saçma ve imkânsız. Kızılçam ağacı (doğal denge) buna müsaade etmez. 25 yaşın üstünde yanan ormanlarımız fazla bir müdahaleye gerek olmadan ilkbaharda kendini yenileyecek, yeni fidanlar çıkacak. Hiç endişe etmeyelim.
Yanan genç alanlar ise ağaçlandırılır. Buralara selvi gibi, keçiboynuzu gibi buraların aslî yangına dayanıklı ağaç türleri karıştırılabilir. Eskiden beri orman teşkilâtı bu işi yapıyor zaten.
Bu duruma nasıl gelindi? Sabotajdır, kasıttır... O benim bilgimin dışında ama bir gerçek var: 20 yıl Muğla''da yangın söndürme faaliyetlerinde yönetici olarak çalıştım. Bu yangınlar eski yangınlar gibi değil; bu kadar geniş cephe aldıktan sonrada baş etmek zaten çok zor. Yangınlar artık küresel ısınmanın etkisiyle mega yangınlara dönüştü. Bu durumda havadan müdahalelerle yangını söndürmek imkânsız. Yangını karadan giren ekip söndürür ama Marmaris''te şehrin içinde sıcaklık 47 derece. Bir de alevlerin olduğu yerdeki sıcaklığı düşünün; mücadele imkânsız hâle geliyor.
Yönetimin hatası, yangınların mega yangınlara dönebileceğini hesap etmemek oldu. Elbette uçaklarımız olmalı, helikopterlerimiz olmalı. Askerî helikopterlerimiz bu amaçla niye kullanılmaz bilmiyorum. Karadan ekiplerimiz ve arazözlerimiz takviye edilmeli. En önemlisi de yangın mıntıkalarında görevli tecrübeli teknik personel (işletme şefi, işletme müdürü, bölge müdürü) rotasyon saçmalığıyla başa yerlere gönderilip yerlerine tecrübesiz, yangını bilmeyen personel atanmamalı."
Tecrübe konuşuyor.