Yan cebinizde dursun

Ben 1975 doğumluyum. Çok sevdiğim bir jenerasyona aitim. Duygularla büyütülmüş, gerçeklerle yoğrulmuş, saçmalıklarla da yüzleşmiş bir jenerasyon. Çok iyi bir eğitim sistemine denk geldik. İdealist eğitmenlerle, sade bilgiye tabi olduk. Dikkat dağıtacak pek bir şey yoktu. Cep telefonu zehrini taşımadığımızdan yaşam daha tatlıydı.

Bir de bizden bir önceki jenerasyon var. Anne babalarımız. Ben onlara ‘Kunta Kinte’ler diyorum. Hem büyükleri hem çocukları için kendilerini feda etmişler. Yoklukla sınanmış, imkânsızlıklarla kendi çözümlerini üretmişler. Yaşayabilmek için felsefe geliştirmiş, kendi doktorları olmuşlar. Ana babalarına bakarken aynı anda çocuklarına da kol kanat germişler. Tamamen vermek için doğup büyümüş bir nesil. Kendini unutmuş bir nesil. Biz de az da olsa onlardan izler taşıyoruz.

Bizden sonraki jenerasyonsa, anne babaya bakmak konusunda biraz rahat. Zaten ebeveynler, kendi yaşadıklarını çocuklarına yaşatmamak için akıllı yaşlanmışlar. Muhtaç olmamak istemişler. Aynı nesil, çocukları kendi ayakları üstünde durana kadar yanında olmayı, sonrasında geri çekilmeyi uygun buluyor. ‘Bizim de hayatımız var, biz mutlu olursak çevremizdekileri de mutlu ederiz’ mantığıyla biraz daha mesafeli yaşıyor. 40’lar, 50’ler, 60’lar, 70’ler ve 80’lerin tarz özetlemesini hızlıca yaptık gibi.

Bugün, koca ninelerimizden, ana babalarımızdan miras, benim için pırlanta değerinde olan, zamansız, ipucu ve tecrübe paylaşımları yapacağım. Eskiler sayesinde çok şey öğrendim. Yaptıklarını kopyaladım. Mantığını çözebildiklerimden çok faydalandım. Kendime pusula edindim ve hayatımın içine yerleştirdim. Deneye deneye, “Olmazsa olmazlar” ve “Olmasa da olurları” ayırdım. Şimdi deneyimlediğim; “Olmazsa olmazlar”dan birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Erken kalkmak

Mutluluğun, bereketin şifresi. Şafak vakti şifa! Her şey farklı. ‘Sabah erken saatlerde melekler nur dağıtır.’ derdi büyüklerim. Oksijen farklı, kuş farklı, ağaç farklı, haz farklı. İnsanın her planı yetişiyor. İşi gücü rast gidiyor. Günün bereketi artıyor. İsteyene, inanana nasip olsun inşallah.

Batikon

Her derde deva. Dudağınızda veya başka bir yerinizde uçuk mu çıktı? Kulak çöpünü tentürdiyota batırıp uçuk olan yere sürdüğünüz anda iki günde kuruyor, geçiyor. Ağzınızın içinde aft mı var, diş etinizde sıkıntı mı var, bademcikleriniz mi acıyor? Suyun içine 1-2 damla batikon damlatıp gargara yaparak beş günde geçecek rahatsızlığı iki güne indirebilirsiniz? Zaten açık yaralara ilk sürülmesi gereken şey olduğunu herkes biliyor. Gittiğiniz hamam, otel gibi yerlerde bakteri korkunuz varsa, 1 litre suya bir kapak döküp incelterek dezenfektan olarak kullanabilirsiniz. Çubuklu ev kokularının boşalan şişelerine sulandırarak koyup, havadaki bakterilerle bile mücadele edebilirsiniz.

Kundak

Yıllar önce bebekler hep kundaklanmış. Atalarımız kundakla büyümüş. Sonra bir ara; “Kolu çıkar, sakat kalır, omurgası yamulur.” gibi saçmalıklarla modern bulunmayıp aşağılanmış.(Valla biz kundaklananlardanız. Sapasağlam, nur topu gibiyiz maşallah:) ) Sanırsam şu aralar tekrar popüler olmaya başlıyor. Sosyal medyada izliyorum. Ünlü markalar bile kundak üretmeye başladı. Bunu çok tavsiye ediyorum. Çünkü çocuk uyurken elleriyle kendini korkutup, uyandırıyor. Kundak kesin çözüm. Buna ekleyeceğim bir diğer yöntem de çingene salıncağı. Bebeği her türlü sallıyoruz. En modern, “Asla sallamam!” diyen aile bile bir şekilde bebeğini sallıyor. Görüyorum. Madem sallayacaksın, tam salla. Çingene salıncağı steril, güvenli bir araç. Ayağında sallamak, kucağında sallamak çok temaslı. Eskiden evlerin tavanlarında bu salıncaklar için çengeller olurdu. Şu anda da yaptırabilirsiniz. Çocuğu kundaklayıp çingene salıncağına koyduğunuzda ve uyanma belirtisi gösterdiğinde salladığınızda, güzel uykusuna saatlerce devam ettirebilirsiniz. İyi uyuyan çocuk daha çabuk büyür, ruh sağlığı, akıl sağlığı gelişir. Uyku büyük şifa.

Lahana

Bildiğiniz beyaz lahana. Bunu haşlayıp, enfeksiyon olan bölgeye koyduğunuzda iyileşme garantili. Bir tencerede yapraklarını haşlayıp, sıcak sıcak enfekte olmuş bölgeye kompres yapıyorsunuz. İdrar yolu enfeksiyonudur, göğüste süt kalmasıdır, büyük bir şişliktir, üstüne kapattığınız anda faydayı direkt göreceksiniz. (Bu Gürcü bir nineden:))

Bu sohbet bir kişiye bile fayda sağlasa mutlu olmama yeter.

“Bilgi altındır, altın da güçtür.” derler. Herkes evlatlarıyla, torunlarıyla, arkadaşlarıyla, büyüklerinden öğrendiği, fayda gördüğü güzellikleri, yaşanmışlıkları, paylaşmalı. Dinleyenler, tavsiye edilenleri akıl süzgecinden geçirmeli. İstemiyormuş gibi yapsa da yan cebine koymalı…

Yazarın Diğer Yazıları