Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Tuzu kuru kesimden halka tavsiyeler

Ekonomi tepe taklak olunca, herkes gözünü ''Acaba bugün dolar kaç oldu?'' soruna cevap arayarak açıyor. Haberler daha çok okunuyor, ekonominin tartışıldığı programlar daha dikkatli izleniyor… Hal bu olunca da ülkede herkes ekonomist oldu. Her kafadan bir ses çıkıyor.

Son olarak "tuzu kuru" diye tabir edilecek bir refah seviyesine sahip olan sanatçı Hülya Avşar da ekonominin kötü gidişatı hakkında yorum yaparak tavsiyede bulundu: "Gerekirse simit yiyeceğiz" dedi. Simitin fiyatından dahi haberi olmayan, ekmeğini/ simitini çalışanlarına aldıran insanların dar gelirliye geçinmeyi öğretmesi, elbette herkesin tepkisini çekti.

Ancak şahsen, Sayın Avşar''ın ekonomiye dair yorumlarında simit yeme tavsiyesinden daha dikkatimi çeken nokta şu sözleri oldu: "Bu işi insanlar bireysel olarak halletmek zorunda". Her ne kadar önceki cümlelerde çoğul ifade kullansa da bu "herkes kendi başının çaresine baksın" manasındaki cümle, bugünün yöneticilerinin de yönetim tarzıyla öylesine örtüşüyor ki…

Avşar, hükümete kötü laf etmemeye çabalarken aslında en büyük eleştiriyi kendisi getirmiş oldu: Gerekirse simit ye, bu işi (krizi) kendin hallet, devletten bir şey bekleme!

Sosyal devlet olma bilincinden uzak, bencil ve yalnızca sınırlı bir kesime fayda sağlayan bu bakış açısı, Türkiye''nin yöneticilerinin sıkıntılı yönlerinden bir diğeri.

Marie Antoinette''in kulakları çınlasın

Avşar''ın bu çıkışı, Fransa Kralı XVI. Louis''in eşi Marie Antoinette''e atfedilen meşhur "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" sözünü akıllara getirdi getirmesine de ekonomi bu haldeyken, Maliye Bakanının yaptığı açıklamaların yanında, çoğu zaman dikkat çekmek için farklı çıkışlar yapmış bir sanatçının sözleri hafif bile kaldı.

Zira ne zaman ekonomiyle ilgili bir eleştiri yapılsa "aynı gemide" olduğumuz yalanının arkasına sığınan yönetimin bakanı olan Maliye Bakanı Nebati, "Bitersek hep beraber biteceğiz, kazanırsak hep beraber" dedikten sonra, halkla aynı gemide olmaktan çok uzakta olduğunu şu sözleriyle ispat etmedi mi? "Sen maaş alıyorsun en fazla neyini kaybedersin? Enflasyonun altında ezilirsin… Ama ben bütün varlığımı kaybederim"

Bakan, 20 yıllık iktidarın yönetiminde öyle tuzu kuru bir refah seviyesine ulaşmış ki, ülkenin yükünü çeken maaşlı çalışanla arasında bağ kuramıyor, seslendiği ve ekonomisini yönetmeye talip olduğu ülkenin vatandaşının derdini tanımıyor.

Ortak noktaları aynı: Sayın Avşar da Sayın Nebati de sokağı tanımıyor.

Ekonomi biliminin uygulanması

Halkla empati kurulmasını geçtik, iktidardan insani duygulara dair bir beklentimiz de kalmadı. Halk olarak beklentimiz oldukça basit, oldukça makul: Ekonomi biliminin uygulanması.

TUSİAD geç kalmış bir açıklamayla "Son dönemde ekonomide oluşan hasarın tespitini yapıp öncelikle serbest piyasa işleyişi çerçevesinde, tüm paydaşların desteğinin alındığı, genel kabul görmüş iktisat bilimi kurallarına hızla dönülmesinin gereği açıktır" dedi. Cumhurbaşkanı bu açıklamayı, hükümetle mücadele etmek olarak yorumladı.

Oysa, bu şekilde devam edilemeyeceği oldukça açık; istişareye kapalı ve bilimi hiçe sayan yönetim anlayışının ülkeyi ne hale getirdiği de…

Yazarın Diğer Yazıları